ÖYKÜ 673
Koş Yusuf Koş – Hande Çiğdemoğlu
“Koş adaş koş!” dedi Yusuf. “Tekerleklere dikkat!” Birinde mısır, diğerinde pamuk şeker olan iki el arabası, karanlık sokakta nefes nefese yol alıyordu. Temmuz, yılın en güzel ayı olmalıydı. Allah bereket versin saat 11 olmadan biri çeşme suyunda haşladığı mısırları diğeri tahta çubuklara sardırdığı şekerleri bitirmişti. “Buçuk olmadan yetişelim Yusuf, bekçi kapıya kilit vurmadan” dedi çelimsiz […]
AŞK MEŞK İŞİ – GALİP ÖNLÜ
Marlon, güneşin gülümsediği terletici bir günün öğle saatlerinde davul zurna sesleri arasındakaçırmıştı Puşkayı, Bembeyaz gelinliği ile mutsuz yüzünü güldürmüştü. Puşka, bir altkasabadaki Marlon’u tanıyordu ve ona deliler gibi âşıktı. Zorla evlendirilmek için verildiğiadamdan ise nefret ediyordu lakin babası tarafından bir mecburiyete terk edilmişti.Marlon, Puşka’yı at üstünde bilinmez dağların eteğine götürdü. Oraları avucunun içi gibibiliyordu. Esrarengiz […]
Bahardan Kalma Emine Büşra Aslan
Korunun iki yanı ağaçlıklı arnavut kaldırımlı yolundan aşağı, sahile yürüyorduk. Hava kapalıydı; sesin ve tebessümün kadar belli belirsiz..Limanda, parkı arkamıza alarak oturmuş son çaylarımızı yudumluyorduk. Herşeyin olması an meselesiydi. Anlıyordum ki karşımızdaki dalgalar eşliğinde, dalga dalga hissettiriyordu kendini ayrılık. Bir adı yoktu günün.. Böyle sıcacıkken ellerin, neyle teselli bulacağımı düşünmeye başlamıştım. Birlikte ektiğimiz yaseminleri koklayarak […]
Canımın İçinde Cansın Duru – Didem Berkan
-Az önce bebeğimi kaybettim! Kayıp gitti ellerimden “Gitme” diyemedim. Ona yetemedim, ona huzur, ruhuna mutluluk veremedim. Gözümden damlayan yaşlar, içimdeki acıyı anlatmaya yetmiyor, ne dersen de giden geri gelmiyor. Bir kez daha denedim ve başarılı olamadım. Ben kendi yavruma sahip çıkamadım. Doğum sancılarına bile geçemeden, içimde yeni yeni filizlenirken, kayıp gitti ellerimden. Bir darbe yetti […]
KAFKAESK MASALLAR: PENCERE – Ezgi Çataltepe
Bir varmış bir yokmuş. O dönem köleler efendi, efendiler köle imiş. Dutlar şarkı söyler, kuşlar bal yapar, yaş yapraklar için için yanar imiş. Mevsimlerden soğuk bahar, aylardan sıcacık Şubat imiş. Kimse kimseye bakmaz, kimse kimsenin canını yakmaz, ak ile kara karışmaz, güller menekşe gibi kokar imiş. İşte böyle bir zamanda, ormanın derinlerinde yaşlı bir kadın […]
Çocuklara neden masal anlatmalıyız? – Cemal Ustaoğlu
“Eğer çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız onlara masal okuyun. Eğer onların daha zeki olmasını istiyorsanız onlara daha çok masal okuyun.” Albert Einstein Sevgili anne ve babalar,çocuklarınıza mutlaka masallar anlatın.İki yaşına gelen her çocuk masalların büyülü dünyasıyla tanışmaya hazırdır demektir.Keloğlan, Nasrettin Hoca ve eşeği,Hacivat-Karagöz gibi önce bu toprağın bize miras kalan değerlerinden beslenmeli çocuklar. Hayalgücü,dünyadaki en büyük […]
TAHAKKÜM – Lale Emiroğlu
Güneş buğday tarlalarının üzerindeki kızıllığını kaybetmeye başladı. Sert esen rüzgârla buğdaylar dalgalanıp durdu. Coşkun, engin denizleri seyreder gibi zevkle seyretti Rüstem manzarayı. Ona ait uçsuz bucaksız tarlalara vuran bulutların gölgeleri… Ciğerlerinin dibine kadar doldurdu rüzgârlı havayı. Kollarını açtı sanki kucaklayacaktı uçsuz bucaksız tarlalarını. İktidarını hissetti uzun, güçlü kollarının arasında. Yapacak işi çoktu. Kocaman lastikleri olan […]
Boğazda Margarita – Elif Türa
Gün batımının Boğaz’ın sularını kızıllaştırdığı sıcak bir yaz akşamıydı. Caz notalarının müşterilerin alçak sesli konuşmalarına karıştığı İstanbul Boğazı’na nazır geniş ve uzun balkon yeni yeni kalabalıklaşmaya başlamıştı. İnce ve yüksek topuklu ayakkabıların ritmik tıkırtıları, orta yaşlı bir grubun oturduğu masanın önünden geçip, cam balkonun en güzel manzaralı iki kişilik masasının önüne gelince durdu. Garson, masanın […]
Tutsak – Huri Deniz
Odanın kapısını kapattı ayakkabısını giydi ağlayan sesi duymadan binayı terk etti. Kulağını kapadığı o sesin kendi karanlığındaki son ses olacağını hiç düşünmedi. Hastanenin bahçesinde ağzını kocaman açmış annesinden yemek bekleyen kuşa daldı. Pencerede onu izleyen hemşireye ‘iyiyim’ der gibi kafasını salladı. Kendi durumunu düşündü hayatı boyunca hep aç kalmıştı, hiç olmadığı birini yaşadı. Yağmur yağmaya […]
Yarım – Reyyan Daçe
O gece evden iki yarım olarak çıktı kadın. Bir yarısı kendisiydi, soluğunun son çabasında attı kendini dışarı; diğer yarısı yarım bıraktığı adamın kalbiydi, onu ne yapacağını bilememenin telaşıyla pamuklara sararak elinde çıkardı. Çıkarken koşmaya başladı; merdivenleri ikişer mi üçer mi indi, merdivenler gerçekten var mıydı, hangi apartmanın kaçıncı katından indiğini bilmeden attı kendini sokak kapısından […]
KÜF KOKULU ÇOCUKLAR – Beril Erem
Yaşamayı kendi içine bakarak öğrenen şanssız çocuklardandım. Mevcudiyetimin aslında var olandan daha geniş bir alana ait olduğuna inandığımdan bütün çocukluğum, benliğimi geniş, hayali bir vadiye yerleştirme çabalarımla geçti. Okula başladığımda dünyam bir nebze büyümüştü. Ancak herkes ilk önce okuma yazma öğrenmişken; ben yoksulluğumu yoksunluk sayan diğer çocukların hal bilmez, hoyrat uzaklıklarına aldırmamayı öğrendim. O nedenle […]
İçimdeki Med-Cezir-Taner Sarp
Yağmurda ıslanan izmaritlere döndük . Son nefesinde sönmek zorunda olan. Biraz enkaz ,biraz ayağa kalkma çabasıyla ; bir avuç , bir avuç yüze sığar mı düşünmeden! Tarih ayraçlarının , bıçak gibi saplandıkları sokakta kan kaybedip düşerken. Makus telvesini dilimle yaladım ışığın. Tende kaybettiğim savaşı bedende bırakıp çıktım. Bir çift göz nasıl bırakılırsa kimsesizler mezarlığına, öyle […]
ZERRE – Çiğdem Yılmaz
Size bir sır vereyim mi? Doğa kendisini bir bütün olarak oluşturan her bir parçasının farkında. Nerede var olmak istediğimizi bilirse eğer, ait olduğumuz yere dönmemiz için elinden geleni yapar. Nereden mi biliyorum? Hikayemi dinlediğinizde siz de emin olacaksınız ki, bu böyle. Ne mutlu bize ki böyle! Bizler için hayat, pek de sizlerin alışık olduğunuz gibi […]
Son Yorumlar