ÖYKÜ 673
Bir Süre Kapının Önündeki Rüzgâr Çanlarını Dinledim-Sevim Demiröz
Bir süre kapının önündeki rüzgâr çanlarını dinledim. Sistemsizliğin içindeki düzen, sanırım bunu seviyorum. Rüzgârın içine kendini hapseden soğuk; intikamını tahta verandadan almaya çalışırcasına testerenin tahtayla buluşması gibi öğütücü bir sesle varlığını hissettirirken, sis; pencerenin ardındaki göle çoktan inmişti. Oturduğum koltuk vücudumun sıcaklığıyla ısınmaya başlayınca yer değiştirdim. Akşam saatlerine kadar uyumak çok akıllıca değildi. Yine de […]
Kapı – Diydem Deniz KOÇ
Tak tak tak… “Ne oluyor anne?” “Bilmiyorum kızım, sen uyumaya devam et” Birlikte zorlukla sığdıkları yataktan kalktı, battaniye ile kızın sırtını sıkıca örttü. Üzerine şalını alıp, kapıyı açtı. “ Kirayı alamıyorum dört aydır. Ya şimdi ödersin, ya da kolundan tuttuğum gibi atarım sizi dışarıya.” Yüzüne çarpan bu sözlerle zorlukla aralamaya çalıştığı gözleri sonuna kadar açıldı. […]
yaşar nezihe bükülmez : 1 Mayıs Marşının ilk şairi, proleteryanın kadın şairdir!
Silivrikapı’da, Baruthane Yokuşu üzerindeki Hünkâr İmamı Sokağı’ndaydı evimiz. Evimizin yakınındaki dere kenarlarından papatya, ısırgan otu, deve dikeni, ebegümeci tohumları toplayarak aktarlara satıp, kazandığımın kırk parasını mahalle mektebinin hocasına, kırk parasını da kalfaya vererek bir süre okuma isteğimi doyurmak için çabaladım. Fakat bu şekilde ancak bir yıl mahalle mektebine devam edebildim. Aldığım eğitim bu kadardır. Yaşamım […]
AL YAZMA -DİDEM SAYAT
On üçümdeydim daha. Bir gece önce , ‘‘ Seni gelip alacaklar, ’’ dedi annem. Kimdi onlar, ne istiyorlardı benden? Ağzımı açtım, belli belirsiz üç beş sözcük döküldü dudaklarımdan. Hafif bir çığlık kapladı odayı ardından. ‘‘Sus kız! ’’ dedi annem, ‘‘Baban duyacak. Lime lime eder seni. ’’ Pörtlek gözleriyle çirkin bir yaratığa dönüştü annem. […]
MOSTAR’DA SARI SALTUK BABA TÜRBE ZİYARETİ ! Kazım Balaban
Tarihte derin iz bırakan önemli insanlar olmuştur. Yaşadığı dönemde öyle etkin iz bırakırlar ki bu insanlar yüzlerce yıl sonra bile etki ve saygınlıklarını kaybetmeden halkın kalbinde yerini korumasını bilmişlerdir. Bektaşi Babaları, Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaş Veli öğretisini yaşatmak için gittikleri bölgelerde bu inancı hem sevdiren, hem de etkin kılmaları ile tanınırlar. Bir dergâhta yeterince […]
HAYAT NEYDİ? -OĞUZHAN YAVUZ
Düşleri hayal yapan sıradan insanlardı. Kurulan pembe rüyaların hayal olarak kalmaya mecbur bırakıldığı hayatlara demir atan tiplerdi onlar. Dünya bunca insanla doluydu. Sıkıcı, sıradan, düz. Ya siyahın var olduğu ya da beyazın. Arada sırada yaşamlarına karışan grilik onlar için saçmalıktı. Kesinlikle yapılmaması gereken kurallar yığınıydı gri. Gece ve gündüzün arasını düşünmeyen tiplerdi ya da […]
İÇGÜDÜ CİNNET-YASİN TAÇAR
Eski polis hiç de lüks olmayan lokantaya girdiğinde vakit gece yarısını geçmişti. Lokanta küçüktü. Altı yedi masalıktı. İçeri girdiğinde hiç müşteri yoktu. İlgilenen birini de göremeyince kapanmakta olabileceğini düşündü ve çıkmak için yeniden kapıya yöneldi. O esnada bir gürültü duydu. Bir masa ya da sandalye yerde sürtülüyormuş gibi, tiz bir ses çıkmıştı. Kulak tırmalayıcı, […]
Bir vekil öğretmenin gündüz düşleri -Bora Şengül
Sabah beni aradığında ilk aklıma gelen, numaramı nereden bulduğuydu. O ise, telefonu açar açmaz gayet nazik bir biçimde, kendisini affetmemi ,numaramı çaycıdan aldığını, rahatsız ettiğini ve bugün muhakkak görüşmemiz gerektiğini bir çırpıda söyleyerek, 24 saniyede konuşmasını tamamlamıştı. Yaklaşık 3 dakika telefon kapalı halde kulağımda kalakalmıştı.Nasıl olsa anlayacaktı birgün diyordum ama, içim içimi yiyordu. Altı aydır […]
İSTANBUL -Mustafa Aplay
Beyaz bir örtü kaplamış düşlerimin şehrini. Ya benim hayal gücüm çok zayıf ya da hakikaten muazzam bir şehir şu İstanbul. Gurbet hissini hafifletmez belki ama yüreğinizdeki açılmamış kimi kapıları açar. Tarih kokar, deniz kokar, insan kokar. Tadı damakta bırakacak kadar enfestir tadı. Burası işte İstanbul. Hayallerimden öte, kaygılarımdan beri. İlk kez yaşadığım şehrin sınırları dışına […]
HİS – Enes EROĞLU
Yatağa uzanmış ağzındaki sigaranın dumanından çıkan halkalarla eğleniyordu. Birden halini gülünç bulup şiddetli kahkahalar atmaya başladı. Kahkahaları boş odanın içinde yankılanıp kulaklarına geri dönüyor ve yaşadığını hissediyordu. Amacı bu duyguyu yalnızca kendisine hissettirmek değildi, ona çıkardığı gürültüden dolayı küfreden komşularına, penceresinin altında hiçbir şeyi umursamadan yürümekte olan adama bile yaşadığını göstermekti. Birden durgunlaştı. Sakinleşmek […]
Belki bir gün gideriz yüreğim – Berfin Durmuş
Belki bir gün gideriz yüreğim , farkında olmadan üstlendiğimiz sorumlulukları sırtlanmadan omuzlarımıza , ne dersin ? Var mısın bu şehrin kilitli kapısının anahtarını birlikte bulup çıkarmaya , ömrümü bir mahkum gibi dört duvarlarda hapis geçirmekten yana değilim bilirsin.Bırakıp gitmek fikri bu şehri , yüreğime her seferinde aynı sızıyı düşürse de gitmeliyiz yüreğim , çünkü sokakları […]
iş bitince .- bir anlatı. -memed alp
yapamam. biliyorum. hiçbir zaman olmaz. baktım elleri kemikli. tuttum. bıraktı, utandı sanki. gözlerine bakıyorum. hiç kaçırmıyor. dimdik. anlıyor musun diyecek yine. evet diyeceğim yine. tamam. gözleri yeşil. sesi yumuşak değil. güldü. anlamadım neden. olabilir mi? saçları güzel. sade. basit ve hoş. ince, sert kadın. belli etmiyor. öfkeli. güvendi mi bana. çabuk güveniyor insanlara. üzücü. ama […]
BEDEL -Emre Ocaklı
Geceleri daha bir soğuk olurdu mezarlıklar; mezar taşları buz keser, güneşten uzak kalan toprak cansızlaşıp sertleşirdi. Kapalı bir kutu gibiydi mezarlıklar; küçük kutulardan oluşan büyük, soğuk ve sessiz bir kutu. Gündüzleri nispeten bozulsa bile bu sessizlik, geceleri doruğa ulaşır, bu harikulade sessizliği sadece böceklerin ayak sesleri, rüzgârın savurduğu kurumuş yapraklar ve bekçi Sefa’nın […]
Son Yorumlar