ÖYKÜ 673
Önce kendini bil…. – Canan Tuncer
Önce kendini bil…Ara kendini çok daha görününden öte …Bu aramalarda tek rehber Öz’ünde var Ol’an Er’ine sarıl … Eğer bu aramalarda derya’lara düşersen seni orda tek bırakırsa Korkma balık Ol yüz… Eğer bu aramalar sana kocam dağlar ile üstüne taşları sıralar atarsa Korkma toprağın altına gir sürünerek dağı alttan geç… Ol’madı kuş Ol uç… Eğer […]
Bunların Hepsine Fotoromanlarda Rastlanır-Sevim Demiröz
Dirayetimizin sınavında hep bütünlemelere kaldık kabul edelim. Önce parmaklarımız çürümeye başladı, sonra gözlerimiz, sonra biz… Tab edilmeden yandığı anlaşılan filmler gibiyiz. Bozuk, atılası ama hep “ne güzel şeyler vardı içinde” diye sohbetlere konu olası. Çocukluğumda tanıdığım güzel bir terzi vardı: “Hayata dikiş tutturacağız diye teğellerimizden olduk” demişti. Siyah önlüğümün beyaz düğmesini dikiyordu. Uzun uzun baktım […]
DERİN BAĞ- DİYDEM DENİZ KOÇ
Düzenli sıralanmış pahalı evlerin olduğu sokakta ilerleyen polis arabasına günlük konuşmalar hâkimdi. Biraz sonra karşılaşacakları manzaradan habersiz yine gereksiz bir başvuru için vakit kaybettiklerini düşünüyorlardı. Birbirlerine, paranoyak bir arkadaşın ısrarı işte, böyle bir zenginlikle kim bilir nerede tatildedir diyorlardı. Kapıdaki güvenliğin yönlendirmesiyle kolaylıkla buldukları yeşil renkli villanın önünde arabayı durdurdular. Kuralların gerektirdiği gibi kapı zilini […]
GEÇ KALAN EYLÜL – Merve Balcıoğlu
Düş bahçesinde adı Eylül olana… Seni zehirleyerek öldüremem. Bu durum seninle alakalı değil, lezzetli bir yemeğe bunu asla yapamam. Tüm gün seninle uzanacağımız, saten çarşaflı yatağın hayalini kurdum, sende biliyorsun. Kan bağın olan insanları bana tercih ettin. Bu durumu kabul etmiş gibi görüneceğim. Ama asla affetmeyeceğim. Az önce oldu tüm bular, bizim için hazırladığım […]
ACI – ASLI BAŞGÖREN
Ağlayarak bahçe duvarının kapısını çarptım ve yalınayak koşmaya başladım. Bütün cam kırıkları, bütün taş parçaları, bütün dökük kaldırımlar, bütün asfalt, ayağımın altında savruluyordu. Koşmak istiyordum hayatımda ilk defa bu kadar kararlı, bu kadar korkmadan bu kadar cesur ve bu kadar içten ağlayarak koşuyordum. Gözyaşları boynumu deldikçe kalbim temizleniyordu sanki… Akan yaşların aksine ağladıkça bir […]
Biz Kimiz?- Neyiz? -Gülbahar YILMAZ
Hikâyemiz yok. Tarihe sarılmamız bu yüzden. Kendi yalanımız bile yok. Anne-babaların yalanlarına inanmamız da bu yüzden. Eski hikâyeleri dinleyerek, öncekilerin yalanlarını dillendirerek yaşıyoruz. Yaşantılarımız öylesine belli, öylesine aynı ki birbirimize diyecek tek yeni lafımız yok. Diplomalarımız, işimiz, aşklarımız, evliliklerimiz çok önceden belliydi. Hayalimiz değildi ama planımızdı. Planlıydı. Olması gerekendi. Zorlama hikâyeler kuruyoruz hepsi için, olmuyor. […]
Ruhumdan Gelen Sesler – tutmayanritim
Bir yol olabilirdi, sessiz çığlıkları susturmanın bir yolu olabilirdi. Duymadınız.. İçimi bir görseniz kıyamet günü gibi Ben içime kaç tane bebek gömdüm bilmediniz Yazamadım, anlatamadım, anlamadınız çünkü Dokunamadınız kalbime dokundurtmadınızda Evet ! İsyan ediyorum evet! Hanginiz kendine hak gördü hanginize kim bu hakkı verdi de bu kadar rahat ezdiniz geçtiniz ? Nasıl her seferinde yaftalayıp […]
HANGİMİZ MASUMUZ? – Burçin Mengütay
Zaman her şeyi siler miydi gerçekten? Tüm kaybettiklerimizi bir yelkovanla akrebe teslim edip umarsızca sığınabilir miyiz yaşamın bir köşesine? En talihsiz anlarımızın telafisi gerçekleşir miydi böylece? İnsanların hayatlarında mutluluktan çok hüzün vardır. Şuan bu yazıyı okuyan insan sana sesleniyorum! Kaç defa kırdılar seni? Kaç defa aldatıldın? Ya da kaç kişiyi toprağa verdin? Sevip de […]
Bir Kış Günü- Betül KURTULUŞ
“Siparişinizi alabilir miyim?” Eden, bir anlık dalgınlığından kolayca sıyrıldı ve sabırsız gözlerini kendisine diken baristaya gülümsedi. “Buzlu filtre kahve, lütfen. Büyük boy.” Genç adam -göğsündeki rozete göre Matthew-, siparişi ekrana girerken duraksadı. “Buzlu, değil mi?” Eden, dışarıya hakim olan aralık soğuğuna aldırmadan meydan okurcasına gözlerini genç adam dikti. “Evet,” dedi. […]
İSTANBUL SIKINTISI VE KIRMIZI KAZAK – Efe Nazım Arslançelik
Kalabalığın arasına karışırken kırıştığımı farkettim. Her geçtiğim caddede bir parçamı bırakarak ilerliyordum. Üzerimde oynanan komple teorileri, vitrin camlarından yerde biriken sulara yansırken üzerime sıçramasından korkuyordum. Kaldığım üçüncü sınıf otelden uzaklaşalı epey olmuş gibi gözüksede kendim dahil hiçbir şeyden uzaklaşamamıştım. Bazı insanların üzerindeki gerekesiz mutluluğu hiç bir zaman anlayamadım. Allah bile mutsuzken insanların bu kadar […]
Kim Korkar Hayal Kurmaktan? – Elif Yavuz
Büyük bir bahçe ya da üç katlı bir ev değil istediğim. Ahşaptan yapılmış , içi kendi zevklerime göre düzenlenmiş özellikle insanın baktıkça neşesini yerine getiren renkleri barındıran mobilyalarla dekore edilmiş bir ev. Altındaki katlanabilir merdivenlerle beraber de taşınabilir ev formuna sokulabilen türden bir ev bu.Bir de arabamızı bağladık mı önüne istediğimiz her yere gidebiliriz dedi […]
Bir Küçük Ayşe -Hakan Gülçay
Gün gelecek biliyorum. Ah, bu devran dönecek. Duyuyorum. İşte o zaman. O zaman karşısında olacağım. Yanında, sağında, solunda değil. Tam karşısında. Gözlerinin içine bakacağım önce. Gözlerine. O ta içine bakarak haykıracağım. Sorular soracağım. Küfürler edeceğim. Sonra. Sonra ellerine sarılırım belki. Belki kollarına atarım kendimi. Geçmiş yılların acısını alırım. O acınası yılların. Ama yok. Yapamam bunu. […]
NÜ: TUTKU VE MAHKÛM-YASİN TAÇAR
Arkadaşını içeri buyur etti ve ardından kapıyı kapatarak yanına gitti. Arkadaşı davet edildiği odaya girdiğinde şaşkınlık yaşadı. Perdeler çekiliydi, içeriye zerre ışık girmiyordu. El yordamıyla yoklayarak bulduğu ilk koltuğa çöktü, gelmesini bekledi. İçeri geldiğinde elektriği yaktı. “Neden odayı karanlıkta tutuyorsun?” “Aydınlık sevmiyorum. Şimdi de sen varsın diye açtım.” “Bak bana düşmez ama aydınlık, su […]
Son Yorumlar