ÖYKÜ 673
SARI KURDELE- Sevinç Çevik
Bütün insanlar o yöne doğru koşturuyordu. Karınca yuvası misali bir kalabalık birikmişti caddenin kenarında, yaldızlı ışıkları olan marketin önünde. Önce bakmak istemedim ters yöne doğru devam ettim; annemin sürekli dillendirdiği, “Yolunu değiştirmek yoldan çıkmaktır.” ilkesiyle. Ama o […]
MÜSTEHZİ -Uğur Demircan
Yorulmuştu. Alnının terini silerken, güneş ağır ağır batıyordu binaların ardından. Kemeraltı’ nın kalabalık ve yılankavi sokaklarından geçmiş, kaybolmadan çıkışa varabilmişti. Kalabalıktı. İnsanlar alışveriş için çıldırıyordu yine. İnsanları tek ve büyük bir canlı gibi düşündü, uğultulu bir telâşla oradan oraya kayan, dükkânlara saldıran… Müstehzi bir ifadeyle gülümsedi. Bu yaptığını düşündü birden. Aynada görmüşçesine, kendi […]
DAMLA SAKIZLI AŞK – erdem özçelik
Onu tanıdığımda Ankara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi sonuncu sınıf öğrencisiydim. Yaz tatili için memleketim Çeşme’ye gelmiştim. Yoğun bir öğretim yılının yorgunluğundan kurtulmaya çalışıyordum. Bunun içinde arkadaşlarla beraber gündüzleri tekneyle denize açılıyor; akşamları da serin sokaklarda, sahil kenarlarında başımı dinliyordum. Zehra ile tanışmamız ise gündüz yapılan tekne turlarından birinde olmuştu. Her zaman ki gibi evimden […]
Gurur – Yusuf Yılmaz
Küflü, beyazımsı sabah ayazından kalma, soğuk ve kuru bir hava. Yanakları, kulakları kızartacak kadar. Olsun. Sevdiği ile bulaşacağı her gün güzeldi. Hazırlandı. Hep böyle yapardı. Yıkanır tıraş olur. Temiz giyinir. Parfüm sıkar, öyle çıkardı evden. Yalan yok kıskanırlardı. En çok da Memet. Her zaman ki gibi kırmızı bir gül aldı. Yüzünde kocaman gülücüklerle gitti […]
Rahvan- Hakan Gülçay
Sıdıka Gelin orağı bıraktı oracığa. Tülbende sardığı azığının ağzı sıkı sıkıya bağlıydı. Sabırla açtı. Taşmadı elbet sabrı. Telaşla bağırdı Sıdıka Gelin. “Rahvan Karı! Gel hele. Güneş yakmadan iyicene doyuralım aç karnımızı.” Rahvan Karı gülümsedi. “Bekle az hele.” Dedi. “Az yolayım şunları, geliyom hemen.” Atlara baktı usulca. Gözü salık ipleri aradı. Buldu aradığını. Sıdıka Gelin arkasından […]
Canımı Yakıyor- Feyza Nur Tanrıkulu
Yılmadan, yıkılmadan, tükenmeden, bıkmadan beklemek. Gece gündüz dualarında hep onu istemek. Ama aynı zamamda gidenin eski gelen olmadığını bilmek. Yıllarca hiç yorulmadan beklediğin adamın geldikden sonra gitmesine göz göre göre izin vermek. Sonra sadece hayallerinde yaşamak onu. O gülüşünü rüyalarda görmek, kokusunu ise sadece rüzgar estiğinde hissedebilmek canımı yakıyo anlatabildim mi? Unuttum derken bile seni […]
Bir Ayrılık Hikayesi – Mustafa Hazırcı
Bir gariplik olacağını yatağımdan yarı uykulu şekilde kalkınca anlamıştım. Anlamını yitirmiş bir güne uyanmak hiç bu kadar zor gelmemişti. Utanç verici bir günün ardından zor atmıştım kendimi yatağa. Zor bir ayrılığı kapının dışında bırakmıştım ama ruhumda kapı dışarı edilmişti bedenimden. Daha önce hiçbir otogar böylesine şiddetli, keskin ve tepeden tırnağa bir ayrılıkla sınanmamıştı. Sınavdan başarıyla ayrılan birer talebe olamadık maalesef. Ben […]
SARKAÇ -Mecit SELÇUK
Tik tak, tik tak, tik tak… Yan odada duvarda asılı duran, baba yadigarı saatin sarkacı en olunmadık yerde ve zamanda yine o her zamanki gıcırtılı hali ile başımı ağrıtmaya devam ediyordu. O kadar sessiz, gürültüden uzak ve hatta kimsesiz ki hayatım elimde avucumda olan her şeyi un ufak edip bu eve tıkamışım.Evin her odasında […]
Biber Gazı Parfümü –
Roll-on denilen türden, masum bir erkek parfümüydü. Hani kapağının altındaki dönen top marifetiyle sürülen… Apartmandaki bir komşu-satıcıdan alınmıştı. Bilirsiniz o satıcılıkları; apartmanda ya da aynı şirketteki beş kişiden ikisi satıcıdır. Diğer üçüne her ay bir şeyler satarlar. Erkek-kadın parfümleri, şampuanlar, bijuteri ürünleri (bujiteri değil, o sanayidedir)… Günlerde ya da ofiste öğle molalarında toplanırlar. Kataloglar […]
KARDEŞ – GÜLAY GÖKÇEN
Kaçımız çocukluğunun kötü izlerini ilikleri sızlayıncaya kadar yaşamak zorunda … Evinin yanındaki boş arsada tek kale maç yapmanın zevkini bir daha hiç yaşamayacak kadar kederliydi çocukluğum… Yarını umutla beklerken kendimi hep içimdeki zindanın karanlığında buldum…Hala daha bulurum…Takdir-i ilahi… Odanın kıpırtısızlığı mı saldı seni yine bu düşüncelere, yoksa gecenin karanlığı mı? Pencereden seyretsen yıldızların […]
MOR – Özgür PUYA
Mıstık amca dedim, Moru bulmalıyım. Ayağa kalkıp, bir sokak savaşı gazisi olduğundan sağ ayağı topaldı, yampiri adımlarla dönmeye başladı dükkanda. O döndükçe şu dört gün, Moru kaybedişimden bu yana, ötesinden berisinden sünüp de etrafımda örülen kalın duvarlarıntaşı tuğlası oluyordu. Bulmalıyım onu Mıstık amca. Eğer onu bulamazsam hepimizi mahkemeye verir, sürüm sürüm süründürür, hapislerde çürütürüm […]
Yazı- Berk Bozbel
Ramazan çok boyutludur her insan için. Bir kapıdan girersin diğer kapıdan çıkarsın. Yada ilk girdiğin kapıdan sonra yere çömelip gökyüzünü uzunca seyredersin. Fırsat üstüne fırsat, gülmeler, eğlenmeler ve en sonunda karanlık bir köşeye çekilip inziva vakti. Geçen Ramazan babamın doğum gününde ona birkaç sene evvel maddi imkansızlıklardan dolayı satmış olduğu “Adler” markalı, 1979 doğumlu daktilosunun […]
O YAZIN MUTSUZLUĞUNU RESMİ BİR GAZETEDEN ÖĞRENDİ NEVZAT – Efe Nazım Arslançelik
Yağmurun gelişi ile pencerenin yanına oturdu Nevzat, buğulanan cama bir kalp çizdi. Kalbin yarısı yoktu hiç olmamıştı doğduğu ilk andan beri kalbinin yarısı eksikti, gençliğinin baharı nasıl eksikse hep daha fazla eksildi Nevzat, yıllarca hayalini kurdu yağmur yağsın cam buğulansın eksik olan ne varsa tamamlansın, olmadı olmadıkça olabilecek şeyleride kırdı Nevzat, önce yağmur damlalarını […]
Son Yorumlar