ÖYKÜ 673
HEPSİ GEÇECEK – Dilek Gündüz
Bir tekmeyle attı yorganı üzerinden, sinyali almaya başlamıştı. Önce elleri ayakları ısınır, sonra göğsündeki ağırlık artmaya başlardı. Aslında öyle çabuk olurdu ki hangisinin daha önce başladığını fark edemezdi. Kalkıp bir pencere açabilse, dünyanın havası içine dolar, ferahlardı belki. Ağzına nane kokusu ve yeşil elma tadı gelirdi. Bir gayret doğrulmaya çalıştı ama sadece omuzlarını kaldırabildi, tekrar […]
ALMANYA ZİYA VE TÜL – Gülser Sağıroğlu
Elma bahçelerinde koşturduğumuz güzel masumiyet yıllarının, en önemli arkadaşlıklarından biriydi Şükran.Tam olarak bizim mahalleye taşındıkları günü hatırlamasam da. Pembe çemberinden görünen uzun örgülü saçları,pazen kısa şalvarı, çizgili keten gömleği,şaşkın bakışlarıyla bizi ve oyunlarımızı sürekli izlediğini görüyorduk.Zaman zaman yüzüne iliştirdiği müzip gülümsemesiyle davet beklediğini anlamazlıktan gelmek istemediğimiz günlerden birinde de onu oyunumuza almıştık. Sıra ip atlamaya […]
RÜZGÂR – Şükran Engin Atmaca
Bilun Kadın,günün tamamını toprakla örtülmüş kulübesinin önünde geçirir,bütün gün kendi kendine konuşur, kısa aralıklı uykularını yine bu kulübenin önünde kuş uçumu zamanlarda anlık nefeslerle yapardı.Gel-git akıllıydı ninesi.Hem gel’lerinden hem git’lerinden korkardı onun Birce..Gelse bir türlü, gitse bir türlü.Gel’lerinde; bembeyaz hala gür, süpürge saçlarını iki üç dişi kalmış tarağıyla tarar,toplar…sonra salar yine tarar yine toplardı. Bunu […]
GÜN KARARIYOR – fatih sağlam
Yine bir akşamüstü hüznü kaplıyor kalabalıktan yeni ayrıldığım ve gün boyu eğlendiğim bir mekandan çıkıp köşeyi döndüğüm zaman. Bastırdığım duygularım kabuğunu kırıp yumurtasından çıkıyor. Yeni doğan bir vampir gibi kontrolsüz bir güç oluyor bir anda. Aşk-nefret iyi-kötü türünden ikilemlerle kafamı kurcalayan düşüncelerden sıyrılamayacakmışım gibi bir hisse kapılıyorum bazen. Kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda gözüme karşı kaldırımda […]
BIRRİN – OZAN UMUT
Güneş Cudinin sırtından uç verip kavak ağaçlarının yapraklarına düştü. Sabah seherine tutulmuş papatya ve gelincikler renklerini rüzgara açtı. Duvarları delinmiş evlerin camlarında belli belirsiz yüzler göründü. Sokakta asfaltı parçalamış tank izlerinin bıraktığı çukurlara suyla karışık kan dolmuştu. Yerde çıplak cesetler yatıyordu. Aç bir kedi köşe başından çıkıp bir ölünün yanına yaklaştı. Yemyeşil gözleri vardı ölünün, […]
TARİH KOKAN MEKÂNLAR – Kevser CERAN
Anadolu`nun en güzel yerlerini barındıran Afyon dayız. Afyon, sıcakkanlı insanlarını yaşadığı sevimli bir şehirdir. Bu özelliği ile hemen kendisine alışmamızı sağladı. Afyon da ilk gezeceğimiz yer, buram buram tarih kokan Zafer Müzesi ‘dir. Zafer Müzesi çarşının ortasında bulunan bir mekandır. Bu sebepten dolayı ilk güzergahımız oldu. Çok uzaktan bile belli olan bu eşsiz mimari bizi […]
OLABİLİR-Dİ – Kasım Hasan Ünal
Bu gece uyuyabilirdin.Senden bahsedilmeyen bir rüya görebilirdin. Ya da bu gece yağmur yağabilirdi.Yağmur,senin için bir cinayet işleyebilirdi.Sessizlilk ölebilirdi.Yalnızlık bu derece şımarmayabilirdi.Duvarların olmayabilirdi.Belki de duvarların konuşabilirdi.Bekleyiş, geçici bir hastalık olabilirdi. Bir anda biri kapını açabilirdi.’’Senin derdin ne?’’ diye sorabilirdi.Sende ‘’ boğuşuyorum’’ diyebilirdin.Anlamsızca da olsa, aniden yere düşen bir eşyaya bakar gibi sana bakabilirdi. Düşünsene , sana […]
O Kadının Hikâyesi: Haseki – Hakan Gülçay
Aylardan Ocak mıydı, Şubat mıydı, Nisan mıydı? Belki de savurgan Ekim’in tam ortası ya da Kasım’ın hemen başlarıydı. Bilinmez bir vakitte, Gıdırış Ninemin koynunda doğdu. Göçüp gidenlerden başka doğduğu günü doğru bilen yoktu. Boyu beş karışa vardığında, kardeşlerine anne oldu. İçlerinde, kendinden bir yaş büyük ağabeyi de vardı. Bacak kadar boyuyla, nice ineğin altına girdi. […]
İşgünü Mücadelesi ve 1 Mayıs’ın Doğuşu
resim : Seda Mit İşgünü mücadelesinin tarihi İşçi sınıfı uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı ağır koşullar altında karşılıyor. Burjuvazinin saldırıları öylesine bir boyut kazandı ki, işçi sınıfı büyük bedeller ödeyerek elde ettiği tarihsel kazanımlarının çoğunu yitirmekle kalmadı, 1800’lü yılların çalışma ve yaşam koşullarına adeta geri döndü. Bunun en doğrudan, en çıplak […]
1 İnsanın Hikâyesi – Sevim Demiröz
“Hemen pes etme.” “Hemen pes etme mi? Bu ülkede umut etmek bin yıldan başlar bilmiyor musun?” *** Üzgün hikâye kitapları, yarısı duvardan aşağı sarkan tablo, tavanın köşesine yuva yapmış örümcek ağları, toz kokusundan varlığı unutulmuş minderler, rimeli akan kadını anımsatan baca deliği, kırılmış bir cam ve o camın ayıbını kapatır gibi önüne set çekmeye çalışan […]
SESLER – Güler Ganjuk
Uyuma, kalk hadi… Kalk, kalk, vakit geldi, uyan! Sesler… Sesler… Zehra susturamıyor sesleri. Tam uykuya dalacakken üşüşüyorlar kafasına. Uyuyamıyor Zehra, aylardır uykusuz, aylardır korkuyor. Ya onlar! Onlar duymuyorlar mı bu sesleri? Yanında yatan adama değmemeye çalışıyor; pis sarhoş, kim bilir kaçta geldi… Hangi karının koynundan geldiyse… Zıbarıp kalmış. Leş gibi de kokuyor. Karyola gıcırdamasın diye […]
ALFABE – DİDEM SAYAT
Güneşin karşı tepelerin üzerinden yavaş yavaş yükseldiği vakit gözlerini açtı. İlk duyduğu kara horozun acı yakarışıydı. Edepsiz hayvanı sanki birileri boğazlıyordu. Bu köyün hayvanları da bir tuhaf, diye düşündü. Yatakta doğruldu. Kolları, bacakları, başı, boynu neredeyse tüm vücudu sızım sızım sızlıyordu. Onlara söz geçiremeyeli beri daha da huysuz bir adam olmuştu. Sürekli kavga halindeydi uzuvlarıyla. […]
KAVGAM – Gürsel Özkır
Kavgasız kalırsam kendimle, kendimden öte gidemem kendime… Kavgalı kalırsam kendimle, kendimden beri gidemem kendime… Kavgam Ali Ayşe ile değil, sadece kendimle; Kendimle olan kavgamda, Ali Ayşe’nin alındıkları da olmuyor değil, eyvallah. Sonsuz belirsizlik ve dipsiz karanlığın boşluğu avucunda kendimle kavgalıyım. Gittikçe sivrileşen cehalet dişimle, imkan tanımayan asi imkanlarımla, ölüme yaklaştıkça ölümü unutan zayıf hafızamla, işine […]
Son Yorumlar