ÖYKÜ 673
KAR TANELERİ – DİDEM SAYAT
Bazen çok iğrenç biri olabiliyorsun, dedi. Evet, tam olarak bunu söyledi. Kelimesi kelimesine hatırlıyorum. Sokak kapısının önünde durmuştu. Üzerinde pembe sabahlığı vardı. Saçları dağınıktı. Gözlerinin altı şişmiş, etrafında halka halka morluklar oluşmuştu. Tam çıkıp gidiyordum bunu söylediğinde. Elimde sıkı sıkıya tuttuğum bavulumla. Merdivenlere doğru yönelmiştim. Başımı çevirdim. Çatlak sesi yankılandı birden. Sağıma soluma baktım panikle. […]
BANKTAKİ ADAM
Yeşil bir araba hızla arkasından geçti. Önünde olta atan adamları gıpta ile izliyordu. Bir gün bu olta atan adamlardan birisi olacaktı, hayaliydi. Bu hayal gül ağacının birine, bir gravat ile boynundan asılmıştı. Okkalı bir küfür etti içinden. Şu gemilerin, şu martıların, şu çaycıların, şu yat koltuklarının altına sümüklerini süren adamların hepsinin kainattaki bütün canlıların bu […]
Demode Bir İroni/ Burak Çakır
“Noktalama işaretleri mühimdir bir aşkta…” Sözümün ardında durarak diyorum ki; Bir nokta koyarak dar, düz bir ünlüyü mesela “ı” sesini “i” yaparak “yarim” olabilirsin ya da tam tersine bir nokta kopartarak can evimden “yarım” bırakabilirsin beni. “Aşkım” der ve peşinden koyarsan üç noktayı; masal oluruz seninle, sonsuzluğa uzanan kelimelerde aşk oluruz ama bir sessizlikse sıralanan […]
KALDIRIM TAŞLARI – Tilbe Demir
Ellerini çenesine dayamış ne kadar zamandır göğe bakıyordu. Göğe bakıyordu ama, bir şeyi görebildiği de yoktu. Gözleri, gökyüzünün yeryüzündeki sureti gibiydi. Yıldız var mıydı bilmiyordu. Ama ay’ı görebiliyordu. Dolunaydı. Başını gökten indirmiyor, hiç kıpırdamıyordu. Gece yarısı olduğu halde sokakta gürültü vardı. Gemiler geçiyordu karşılardan. Kara suların üstünde deniz fenerinin yansımasıyla gri bulutlar geziniyordu. Geceleri gökyüzünün […]
MODERN DÜNYANIN İÇİNDEN – Serpil TUNCER
Sokak kedileri yollara dökülmüş, ayakaltında gezinip duruyorlar. Evcilleştirildiklerinden beri avlanmayı çoktan unutmuşlar. Cılızlıktan münezzeh bu yaratıklar, hayvan severlerin gazete parçalarının üzerine yerleştirildikleri kedi mamalarıyla besleniyorlar. Sokakta olmalarına rağmen sağlıklı ve gürbüzler. Her köşe başında onları görüyorum. Birbirleriyle oynaşıyorlar. Bitmek bilmeyen şehir işkencesine mesai saatinin bitmesi de eklenince her taraf insanla doluyor. Hınça hınç insan… Metrolar […]
Kamilla – Hasan Karayük
Güney’den Kuzey’e gitmem gereken yaklaşık üç bin kilometre yolum vardı. Biriktirmiş olduğum param, arzu ettiğim arabayı almama yetmediği için babam ve teyzemden destek almalıydım.Araba almak istediğim konusunu babama ilk açtığımda babam oldukça sert tepki vermişti ki, zaten bu beklediğim bir tavırdı. Ancak, bir miktar para biriktirmiş olduğumu söylediğimde babamın tavrı değişmiş, beni destekleyebileceği miktarı söylemiş, […]
GARİP BİR SOYGUN HİKAYESİ – ümit evran
Çoğu orta halli aile gibi Rıdvan Bey de yılbaşını her sene çoluk çocuk ailece kutlardı. Bu yılbaşı da diğerlerinden pek farklı olmamıştı. Farklı olan tek şey bazan onların bir komşuya gitmeleri, bazan da yakınlarının ailecek onlara gelmeleri olurdu. Bu yılbaşı akşamı da bunlardan biriydi işte. Akşama doğru bacanağı Kazım ve karısı ellerinde hazırladıkları yemeklerle çoluk […]
RUH UYKUSU-Burçin Tolga YILMAZ
Bir, iki, üç, dört, beş… Yirmi yedi, yirmi sekiz, yirmi dokuz… Dünyadaki bütün koyunları da saysa yine uyuyamayacaktı bu gece. Yalnız bu gece mi hayır son bir yıldır bu sıkıntıyı yaşıyordu. İlk zamanlar kesik kesik uyuyor, geceleri sayıklayarak bazen de sıtmalı gibi titreyerek uyanıyordu. Ancak bu son yirmi günde hastalığının şiddeti çekilmez bir hal almıştı. […]
Şizofren – İdil Çetinkaya
Onlar ışığı kesmek istediler.Ayakta duranı yıkmak ve omuzlarından savurmak istediler.Onlar başlangıcı olan ne varsa başlamadan bitirmek istediler.Gökyüzü kuruyana kadar akıttılar yağmuru.Asla durmadılar.Asla durmayacaklar. Varlığın ve yokluğun ancak zihnim tarafından bilinecektir.Seni anlatsam yuvarlak masanın loş sohbetinde,seni görmediklerini söyleceklerdir.Gittiğini söyleyip yer yer kızsam,ardından küfredeceklerdir.Söyle, yarattığı etki ve yaşattığı tepki yaşımdan büyük adam deliriyor muyum? Kılı kırk yarmak […]
KURŞUN ÇIKMAZI – OKTAY YILMAZ
Güneş tepenin ardından batmaya başlamıştı. Yavaş yavaş karanlık çöküyordu sokağa. Kerem ile Mustafa da, birlikte harabe bir evin penceresinden sokaktaki hesaplaşmayı izliyorlardı.Adamın biri, karşısındakine silah çekmişti.Sokak olabildiğine ıssızdı.Sanki bir ölüm sessizliği bürümüştü sokağı. Silahlı adam söze atıldı. Buraya kadarmış Seyit, dedi. – Senin yüzünden namusumuz iki paralık oldu. – Tüh! Desene namus ucuza gitmiş. Seyit […]
BİR ŞARKIYDI O DA BİTTİ – YASİN TATAR
Hafif kıvrımları dışında, dikdörtgen bir çantayı andıran ahşap saatin, yıllar içinde parlaklığını yitirmiş yelkovanı yavaş birkaç adımdan sonra durduğunda saat dört kırkbeş’i gösteriyordu. O an altta ki metalik, kurşuni kadran olağanca hızıyla bir sağa, bir sola gidip, gelmeye başladı. Evet, işte yine gün başlıyordu. İlk, birkaç vuruşun ayıltamadığı Rahmi Dayı, gittikçe artan sese dayanamayıp, karanfil […]
DAĞLARIN ARDI SAVADİYE – Muharrem DEMİRDİŞ
Utancın 100. Yılında… Hayatımın iki büyük nehrine… Garbis’e, Artin’e.” Dağların arasından yeşil mi yeşil bir nehrin yol aldığı, evlerin bu nehrin kenarına kurulduğu, dört tarafı yüce, yüksek dağlarla çevrili bir şehirde doğmuştum ben. Nehir boyunca uzun, dar ve karanlık sokaklar uzanırdı bu şehirde. Sadece nehir boylarına kurulan sokaklar değil, şehri birbirine bağlayan tüm meydanlar, geçitler […]
DELİNİN GÜNCESİ – Şahin KÜÇÜKSÜSLÜ
Yeniden doğduğu gün… Göz kapaklarım yer çekimine meydan okumaya karar verdiğinde, akıllı telefonumun alarmının çalmasına 2 dakika kalmıştı. Bakmadım; bundan eminim. foton parçacıklarının arsızlığından yine aydınlık bir gün olduğu anlaşılıyor ki siz buna güneşli diyorsunuz. Sabah ritüellerimi katolik bir titizlikle uyguluyorum: Tavandaki, Freud ‘a benzeyen sıva kabarcığı; tamam, sevdiceğimin ritmik rem nefesleri ; tamam, Akşamdan […]
Son Yorumlar