ÖYKÜ 673
ONU DEĞİL KIZINI – CENGİZ TÜTÜNCÜ
“Sahiden bütün bunlar oldu mu?” diye soruyordu kendine, Deniz. İnanması çok zordu onuniçin, herşey ortadaydı ama yine de inanamıyordu. Bütün bunlar olmuş muydu, bütün bunlarıhaketmiş miydi gerçekten? Aslında verdikleri ilacın etkisi devam ediyordu, tam olarakayılamamıştı. Neyin ne olduğu hala muğlaktı.Ortaokuldaki beden eğitimi öğretmenini hatırladı, ona çok şey borçlu olduğunu biliyordu.Deniz’in spora olan ilgisini değerlendirmişti, öğretmeni. […]
SOLDAN SAĞA DOKUZ HARFLİ-NİLAR GÖK
Oğlumla gelinim anneler gününde almışlar bunu bana. Bendeki çeyizimden kalma, çokbüyük, sizler varken iyi de yalnız başıma kalınca çok kullanışsız diye dert yandıydım bir kere.Demek ki o zaman akıllarına koymuşlar. Bu yenisi hemen iki kişilik, on dakikada hop hazır.Neydi efendim o eskisi kazan gibi, bir saatte kaynamaz su. Doğalgaz da olmuş zaten dünyapara. Ha kaynar […]
OKUNMAYAN KİTAP- BAŞAK CANDA
Bu dünyadan sıkılınca sayfayı çevir, yazıyor elimde duran kitabın bir sayfasında. Büyükbir şaşkınlık içindeyim. Gittikçe artan hızla çeviriyorum sayfaları. Bir müddet sonra kitapkendiliğinden kapanıyor. Orta sayfalardan çıkan sese takılıyorum. Yüreğine yaptığın bu yolculuklar ne zaman biter, diye soruyor kapattığım sayfa. Yeter, diyor.Biraz da bizimle kal. Sayfayı kapatmıştım oysa. Ama ben yürüyorum. Üstelik yürüdükçeadımlarım daha da hızlanıyor. […]
KUTLAMA-EYLEM TURGUT ŞAHİN
Eğer sizlere bir merhaba demeden başlamak kabalık olacaksa: “Merhaba ben Sus”.Hacı dedemin sağ kulağıma üflediği isim Sus değil elbet, beni daha zahmetsizce tanıyın diyeseçtim bu ismi.Dünyaya gelişimin şerefine o meşhur tokadın çıplak bedenimde şaklamasından hemensonra attığım çığlık yarım kalmış. Herkes bir terslik olduğunu anlayıp telaşa düştüğündebenim dışımda kimsenin şahit olmadığı, kişisel tarihimde “dil mühürleme olayı” […]
ANILARIM RESMÎ GEÇİTTE-YASEMİN EVREN
Baykuş gibi sabahlara kadar dinlersen geceyi, mazi resmî geçit yapar elbette zihninde. Bir gece değil, her gece hazır ol’da bekliyorlar mübarek.Bazıları çakı gibi, eğitimli askerler gibi düzenli geçiyor gözümün önünden. Tam hizama gelince bana bakarak selâm duruşları mest ediyor beni. Gururlandığım çalışmalarım bunlar. Heyecanlanıyorum onları düşünürken. Bir gülümseme beliriyor yüzümde farkında olmadan. Gözüm yakalarındaki isimlere […]
AY-EZGİ SADIKOĞLU
İnsan, iç sesleri de duyabilse sağır olurdu.Moda’da çay bahçesinde karşı karşıya oturuyorlardı. Bütün düşüncelerinin derli toplucümlesini arıyordu kadın. Adam denizi izliyordu, kadının ise sırtı denize, yüzü adamadönüktü. Kadın “nelere sırt çevirdim onun yüzünü izlemek için” diye düşündü, “O bunubiliyor muydu. “ Bilemezdi. Bilse sağır olurdu.Topladı kendini kadın, “Nasılsın?” dedi. İnsan bu alelade laf için nasıl […]
GELAAVİ – FATOŞ BAT
Çocukken her yaz memlekete (Bingöl) giderdik. Gider gitmez de hemen uyum sağlardık çünküyaşıtlarımız fazlaydı ve neredeyse her gün bir plan yapar, günün çoğunu dışarda geçirirdik. Sabahlarımesela, hava aydınlanmadan kadın ve erkeklerin uyanıp yola çıkması ve dik yokuşlardan belinitutarak, sohbet ede ede, bazen yörenin şarkılarını söyleyerek; kömeye yani ahıra, gitmek için kocadağlara çıktıklarını dedemlerin taş evi […]
DOKTORUN KIZI – EVRİM AYBAR
Elimden tutan bir dev; güvendiğim şeylerin toplamı. Sevginin de, korkunun da kendinde birleştiğikutsal baba. “Acilden girelim. Şimdi diğer kapılar daha kalabalıktır.” diyor. “Sakın bırakma elimi.”Ben onun uzantısıyım artık. Sedyede yatan kafası kanlar içinde bir adam geçiyor yanımdan, solukmavi bir pijama giymiş, etrafında telaşlı bir kalabalık var. Adamla gözlerimiz kilitleniyor bir an ya dabana öyle geliyor. […]
YATMAK – ÖZGÜR KARAKAYA
İnsan yatarak doğar, büyür, iyileşir,dinlenir ve doğurur. Emeğin yeniden üretimi içinde gerekli olan eylemdir. Vücudu genellikle düz konuma getirerek, bacakları veomurgayı düzleme uygun şekille getirmedir. Durum bildirir ve eğilmek anlamına da gelir. Geminin sola yatmasında olduğu gibi.Uzun oturma yatay moda geçiştir. Sırtüstü yüzüstü ve yan çeşitleri de yer alır.Yataypozisyonda durup tavanı seyretmeyi de getirir. Kişinin […]
RUH-U REVAN- SUDE YENİN
Zamana biat edip, yenik düşen iki ruhtuk seninle; bütün yaşananlara rağmen, yarım kalan buhikâyenin de başkahramanıydık. Aşktan vazgeçemeyen iki yaralı insan, tıpkı virane bir şehirgibi. Bu yüzden sen bana yasaksın sevgilim, lâkin yanlışlarımın da en güzelisin. Mıknatısgibisin sevdiğim, durmadan sana çekiliyorum. En çok da laf dinlemeyen kalbim, lanet olasıbir türlü kopamıyor senden. Yanlışa doğru sürükleniyorum […]
DUVAR – HİVDA
Nuran abla …Kapı komşumuz Nuran abla. Kocaman yeşil gözleri vardı. İnsana bakınca insanın gönlü açılıyordu. Çokiyiydi. Hayat onu da es geçmemişti. Başına belki de türlü türlü sıkıntılar gelmişti. Acıları vardı. İmtihandünyası ya! İmtihanlardan geçmişti ama gülmeyi ve asla pes etmeyi bırakmamıştı. Kocaman cüssesivardı. Her işi yapardı. İneklere bakar ,tavuk besler, bostan ekerdi. Bir gün okuldan […]
MAVİ KELEBEKLER- ECE YAZICI
Keşke bazı şeyleri anlayabilmek, görebilmek, hatta sevdiğimizi söylemek için böyle ağır birafet ile karşı karşıya kalmasaydık…On binlerce insan öldü, belki binlercesi hala kayıp. Aklımızın alabileceği rakamlara bilesığamayacak maddi kaybımız bir yana; yok olan şehirlerin binlerce yıl öncesindekiuygarlıklarının izlerini kaybettik. Zarar gören kültürel mozaiğimizin yanında bizi biz yapanen önemli değeri, insanlığımızı kaybettik.Bir yerde, açılan bir kapıdan […]
ŞAMBALİ – NİLAR GÖK
Hatırlıyorum, çocukluğumda, sadece İzmir’de, camekânlı seyyar arabalarda satılırdı Şambali.Artık İzmir dışında bile, kabaca her tatlıcıda görüyorum. Ancak seyyar arabalara pekrastlayamaz oldum. Şimdi yalancısını da “Şambali” diye satıyorlar. Değil asla! Ona yoğurttatlısı denir. Yarı yarıya irmik ve unla çırpılır. Oysa hakiki sokak şambalisinde yoğurt olmaz,irmikler diş diş ağza gelir. Kıvamı daha ağdalı, daha baklavamsıdır. Baklava tepsisi […]
Son Yorumlar