ÖYKÜ 673
JANJANLI GÜVERCİN – TUBA KIR
(Türk Kahvesi) “Boğazımda bir düğüm, öyle bir düğüm ki yeşilden laciverte, lacivertten mora çalan. Bir düğüm ki gürültülü, hırıltılı. Boğazımda bir düğüm, acı acı kokan. Göz yaşartan. Yer değiştiren bir düğüm boğazımdaki. Bazen karnımı, bazen sırtımı, bazen ciğerlerimi zapt eden. Yakan, naneli, öksürten. Epeydir var. Seksenlerin acıklı filmlerinde, unutulmuş bir şarkıda, neşeli, hiç olmayacak anlarımda […]
SORDUM SARI ÇİĞDEME – ZEYNEP UÇAR
Şurada bi yalnızlık olacaktı. Şurada işte görmüyor musun, tavanla iki duvarın birleştiği köşede, oraya bırakmıştım. Onu tanımadan önce bırakmıştım oraya. Her gün karşısına geçip soğuk bira içer, kalitesiz tütün sarardım. Ben geldiğimde hep susardı başlarda, sonra konuşmaya bir başlardı, susturamazdınız. “ Bu ay kombiyi fazla yakmasaydın” derdi mesela.”Keşke Bulantı’yı bir kere daha okusaydın Sartre’ı özledim. […]
İHTİYAR DELİKANLI – CENNET GÜVENÇ
• Satı Atakul Anısına, Günlerdir bir yalnızlık girdabı içindeyim. Sessiz bekleyişlerim, adımlarımı çok istememe rağmen atmayışım, umutlarımdan vazgeçmek üzere oluşum ; her geçen gün kendi kendime yabancılaşmama neden oluyor. Hâlbuki bir uçurumun kenarındayım. Vereceğim tek karar beni uçurumdan aşağıya ya yuvarlayacak ya da bambaşka bir yaşama kapılarını açacak ve beni bambaşka birine dönüştürecek. Bu hesaplaşmayı […]
LİLAN – UYGAR BARIŞ BUDAK
Savaşçı kaygısızdı, karanlık günlerin bu kadar yaklaştığı sırada bu kaygısızlık aptallık olarak adlandırılmaya ne kadar da yakındı. Böyle de adlandırırlardı, fakat geçmiş göstermişti dostlarının aptallık olarak adlandırdığı pek çok olayın sonu zaferle noktalanmıştı. Kaygısızlığıysa her kişinin hem fikir olduğu bir konuydu, insanların aptallık demiyor olmaları onu anlamıyor olduklarını düşünmeleriydi. Yeşil çayırların gün doğumunda kanla parlayacağı […]
ŞEHİRLER, SOKAKLAR VE VATAN-ÖYKÜ DİDEM AYDIN
Vatan’da yardım ve yataklıktan yakalamalı”… Ben o sıra Köşk Caddesi’ndeydim. Sanrılı bir sabahakarşıdan yeni salıvermiştim gözlerimi. Gün aydınlık ve bana göre çok erkendi. Bir ara Tunalı Hilmi’ye ineyim de gözlüğümün camlarını değiştireyim filan… Sonra Uğur Mumcu’ya dönerim. Bir müvekkil gelecekti de çok şey anlatacaktı… Hani şu “icra dairelerinde dosyalar kaybolmuş” davası… Edep ve Erdem yerine […]
TÜM DÜNYA GRİ – GÖRKEN CEVHER
Bazen bir hayatı doldurabilecek kadar fazla olan düşünceleri, sadece gözlerinin içine bakarak bir saniyede anlar, o saniyenin içinde yaşarsın. O saniye ve ondan sonrakilerde artık “o” olmayacaktır. Anladığını onaylatmak istersin, onaylanınca inanmamayı seçersin ancak işte o bir saniyelik, artık bir ömürlük sırtında yüktür. “Bir şey demeyecek misin?” dedi. Dalgın bakışlarımı hala daha sevdiğim yüze doğrulttum. […]
YAZMALIYIM – ALİHAN DEMİR
Ne olacak bu barış güvercinin hali? Odanın bir tarafından diğer tarafına uçuyor sonra da duvara çarparak yere düşüyordu. İşte şimdi yerde yine can çekişiyor. Onu en kısa zamanda bu duvarlardan kurtarmalı ve doğaya salmalıydı. Belki o zaman kanlı coğrafyalar huzur bulurdu.Filozofların arıta arıta demledikleri ne kadar söz varsa şimdi dönüp dolaşıp duvarlara çarpıyordu beyninde. Yazmalıydı. […]
KİMSE BİLMEZ…- Deniz Çantay
Herkes şaşıyor bana, aradan bu kadar çok yıl geçmiş olmasına rağmen, seni tanıyan-tanımayan pek çok kişi hala seni konuşurken, ben o günden beri niye adını bile anmıyorum diye. Kendilerine göre haklılar belki de…Seni en çok anması gereken, buna en çok hakkı olan benim aslında. Oysa kimse bilmez, kimse duymaz belki ama sonsuzluğa kavuştuğun o […]
Aşk Kazanır mı? – Cennet Güvenç
Aşk… Yan yana yazıldığında 3 harf aslında. Koskoca bir alfabeye bir ömür sığdırılabilecek bir yolculuk. Yan yana getirsen de harfleri çoğu zaman tanımlayamadığın tam olarak ne hissedildiği hep eksik kalan, ucu açık bir boşluk gibi. Aşk kendinden yola çıkıp bir başka kişi ile buluştuğunda ancak var olabildiğine inandığımız, o olmadan nefes alamadığımız belki de […]
BAHAR GELMİŞ- ELİF YONAT TOĞAY
Oh! Bahar gelmiş! Şaka maka, elli sekizinci baharım. Değil elli sekiz, yüz elli sekiz yıl da yaşasam doymam ben bahara. Nasıl doyarsın ki? Sabah uyanırsın, kuş sesleri. Sonra camı açarsın, serin, taptaze bir koku. Çiçek desen değil, ot desen hiç değil, ama insanın bedenini dirilten, ruhunu yeşerten bir koku. Her bahar sırf bu kokunun hatırına […]
KOCAMAN KOCAMANLAŞAN YARATIK – MUHARREM DEMİRDİŞ
Eğer kendimi iki kere vurma şansım olsaydı, çoktan yapardım. Bir ay kadar önce halis muhlis bir pazar gecesi başlamıştı her şey. Her pazar olduğu gibi oturmuş düşünüyordum. Ne olacaktı, yağmur hep böyle mi yağacaktı, günler birbirini hep izleyecek miydi dur durak bilmeksizin, ya da hep bir çukurda birbirini yiyen karafatmalar mı girecekti gündüz düşlerime? O […]
Pencere Önü Çiçeği- Ayşe Özkan
Her gün penceremin önündeki çiçeği suluyorum. Bu çiçeğin mazisini hatırladıkça onu daha çok sulamak istiyorum. Ona bakarak kahvemi içiyorum, kitap okuyorum, sevebileceğim filmleri izliyorum. Seninle ayrıldığımız bir an, baktım ki çiçeğim pencerenin önünde yoktu. O gün çok fazla rüzgâr esiyordu. Onun yok olmasını bu sebebe bağladım. Ancak ayrılmamızla onun yok olmasını bağdaştıracak kadar melankolik biri […]
KÜF KOKAN KADIN -Tuba Kır
Semiha, işe gitmeden önce oturduğu kafeteryada, burnuna gelen küf kokusuyla yüzünü buruşturdu. Çatalındaki omleti ağzına atıp atmamakta tereddüt etti. Emeklilik yaşı geçtiği halde torununun eğitim hayatına destek olmak için çalışıyordu ve ufak tefek, zayıf vücudunun gıdaya ihtiyacı vardı. Yemeliydi. Çatal elinde bir süre düşündükten sonra çok da iştahlı olmayan kadın kahvaltıya biraz ara verdi. Çayını […]
Son Yorumlar