ÖYKÜ 707
Cihan’ın Mektubu – Arzu Taşkın
20. Yaşı’nın Cihan’ıyım ben ” Bir hikaye çağırdı beni şu an içinde olduğum tarihe. Yolculuğumun sonuna gelmedim henüz. Ben çocukluğumun geçtiği adada olduğuma göre ve şu an sana bu mektubu buradan yazıyorsam, senin de bu adadan yolun geçmiş olmalı. Hikayemin satırlarını yazmaya başlamadan daha en az on küsür yaş daha büyüdü aşk adına kalbim. Bak […]
UTANÇ – Halil Çamay
Tüm bedenindeki zarafeti yerden kesilmiş ayaklarından akıyordu sanki toprağa. Bıçaklanmış bir söğüt dalı gibi solmaya yüz tutmuş yüzünde, asil bir güzellik vardı her şeye karşın. Yüzünün iki yanına dökülen kömür karası saçları meydan okur gibiydi kaderine. Boynundan kirişe uzanan ip, kara saçlarının uzantısı gibi kararmış, utanmıştı sanki gördüğü işlevden. Baharın tüm çiçeklerini üzerinde toplayan elbisesinin, […]
BULANIK – Erinç Büyükaşık
Kapı çaldı. Evde kimse yok. Issız ama korkutucu değil oda. Gecenin ışığı belli belirsiz girdi pencereden. Kaç gündür tekinsizdim oysaki. Saat iki. Yarım yamalak uyku benimkisi. Tavşan uykusu denilenden. Kabuslarla geçen bir gecenin tüm yorgunluk belirtileri bedenimde. Ağır devinimlerim. Yatakta yekinmek isteğimin yittiğini kavrıyorum, coşkusuz adımlar benimkisi. Uyurgezer. Kapıya yöneldim. Babam nerede? Kaç gecedir iniltiler […]
DİYELİM Kİ….. – Dilek Şenol Orhon
Diyelim ki, o sabah saat çalmadı ve ben günün altısına uyanmadım. Gecenin karanlığından loş gri tonlarına boyanmadı etraf.Gün ışığı, gökyüzünün koyu mavi örtüsünün altından çıkmadı, kademe kademe renklerini katmadı güne. Odamın içinde gölgeler dolaşıyor henüz. Başucumda uyumadan önce okuduğum kitabım, karşıda koltuğun üstünde gece geç geldiğim için biran önce yatağa kavuşmanın derdiyle attığım tişörtüm ve […]
MİLTON’ A GÜZELLEME – İsa BALCI
…Düzen bir kahkahayla bozuldu. -Anlıyorsun değil mi? Kötülüğü asla bir iyilikle yenemezsin. Kötülük her zaman daha büyük bir kötülüğe kaybeder. Sen de bu vakitler de oldukça kötüsün, Cebrail. Cebrail, Mikail den bir dağ yapması istedi. Zirvesine çıkıp sesin geldiği yöne bakındı. Bilinmeyen yerin(!) diğer ucu. Azrail, karanlığın üzerine oturmuş. Ateşli kayıp meşaleden zaman elin de. […]
Dolunay – Emre Gürkan Kanmaz
Eşeledikçe daha bir toprak kokuyordu yer. Kokladıkça daha bir eşeliyordu köpek. İzledikçe daha bir neşeleniyordu Dolunay. Dolunay. Altı yaşında. Biricik kız kardeşim benim. Saçı atkuyruğu. Kalbimin hazinesi. Hep bana toplattırır saçlarını. Banyodan sonra. Hindistancevizi kokar. Yan komşunun köpeğiyle oyalanadursun Dolunay. Ben de annemlere yardım edeyim. Birkaç parça eşyadan sonra taşınma işlemimiz tamam demektir. Babam memur […]
Adı: Seynep – Ayşecan Kurtay
Kulağımı dolduran çığlık ve kuzgun karası gözler… bir darbe ve acı. Tek bir anda duydum, gördüm ve hissettim, ama anlayamadım. İkinci çığlık beni yakaladığında kendimi apartmandan içeri attım. Kaşımın üstünden süzülen kan nerede olduğumu hatırlamaya çalışırken ağzıma ulaştı. Kapının hemen önünde, elimden düşen kağıdı gördüm. Laboratuvardan eve gelene kadar defalarca […]
Sihirli Pazar- Uğur İŞLEK
Başını yastığa koyduğunda, bir sonraki günün farklı olmasını gerektirecek hiçbir ipucu görünmüyordu. Bir yorgunluk sarmıştı yine tüm bedenini. Alışmışlıkları içinde tüm sinir uçları alınmış, duyarsızlaşmış bedeni sadece fizik kurallarına tabi gibiydi. Çoğu zaman bir uyku anı gelir, buna bir süre direnir ama çok fazla karşı koyamaz, teslim olurdu. Uzun zamandır rüya gördüğü de söylenemezdi. İz […]
ÇANLI VAHA – E.KALENDER
Ölüş Akışı yasaklanmış su ölü saklar gibi dingindi. Şeytan, kendi gibi kırmızı olan giyitlerini toparlayıp sandalın bir ucuna yerleşti. Boynuzlu, heybetli hele güçlü hiç değil. Bilakis cılız. “Atlama sakın! Lanetliler gölü bu”, dedi. Sesinde bir korumacılık hatta anaçlık, kızıl gözleri dolu dolu, kollarını uzatmış handiyse bağrına basacak beni. Bu defa olmaz, ufacık tatlı tınılara meyletmekten […]
KAYIP YÜZ -EZGİ ÖZMEN
‘….kalabalığa karışmış hızlı hızlı yürüyen insanlara ben yavaş yavaş yürüyerek ,sanki yere düşmüş bir eşyamı arar gibi..insanların yüzlerine bakmayı da ihmal etmeden,aradığım şeyin bir eşya değil de bir yüz olduğunu bilerek ağır ağır ve bir şiir konuşur gibi neyi aradığımı sadece benim bildiğim ve eğer yanımda birisi varsa da onu da başka yalancı sebeplerle hep […]
ÖLDÜM EFENDİM – AYŞECAN KURTAY
Efendim ben Tevfik Bey. Herhangi biri. Cam içinde kuru toprağında unutulmuş kaktüslerden biri. Kurumuş, kurudukça içine dönmüş, ezik büzük bir şey.. İsmim gibi çapsız bir hayattı benimki ve dün öğleden sonra, apartmanın merdivenlerini yavaş yavaş çıkarken, o gece öleceğimi bilmiyordum. Öldüm. Tek bir an da. Gülfem hanım ve Eda tekrarlanan başarısız hayatı terk ettikten sonra, […]
TOMURCUK SOLDUĞUNDA – HATİCE DÖKMEN
“Adalar ne güzel görünüyor değil mi Sevda?” “Hı.” “Martılara baksana, nasıl uçuşuyorlar vapurun ardı sıra.” “Evet.” “Çok güzel bir sabah. Biraz iyot çekelim içimize.” “……” “Kahvelerimizi içince, ayaklarımızı suya sokalım. Nasıl pırıl pırıl baksana!” “Sen sok, istiyorsan.” “Of Sevda! Seni bu kafeye getirene kadar kırk dereden su getirdim. Biraz açılırsın dedim ama suratından düşen bin […]
İSRAFİLİN MELODİSİ – İSA BALCI
Burası size garip gelebilir. Bu pahalı, mavi takım elbiseyi giyinen birinin neden size burada. Onbeşinci katın merdivenlerinde buluşma teklif ettiğini anlamanız için lütfen böyle gelin. Şu manzaraya bir bakın. Boğaz. Ilık, ne yüksek ne alçak, inci, ince. Onuncu kattaki pahalı restaurantlara bu kadar para verilmesini anlamıyorum. Girişte, sağda, yapay fiskiyenin karşısındaki restorandan yarım ekmek arası […]
En Çok Okunanlar







Son Yorumlar