Kaldırımda kırıyorlar anaç kanatlarını
hani o bildiğimiz Arnavut kaldırımlarında
hani o köşeyi dönünce, piyangocunun önünde
bir ömür pır pır ediyor bulutlara
bir ömrün zehri akıyor bir damla yaşla
ve bir avuç insan haykırıyor
“kadın cinayetlerine son, kadınlara özgürlük!”
Çukurda buluyorlar taze kanatlarını
çukur karanlık, çukurda börtü böcek
çukurda bir sabi, saçları altın sarısı
çukurda sönmüş umut balonları
ve bir avuç insan haykırıyor
“çocuk istismarına son, çocuklar ölmesin!”
İki çift kanat çivileniyor ağaca
patiler çaresiz, patiler savunmasız
bağırıyor canhıraş, sesi tükenene dek
sonra donuyor bakışlarındaki masum mavilik
ve bir avuç insan haykırıyor
“hayvan katliamına dur de, yaşam onların da hakkı!”
Yerde yeşil kanatlar boydan boya yatıyor
bir göz kırpımında nice beyaz kanat toprağa karışıyor
göz ölüyor, yürek ölüyor, can ölüyor
makaslanıyor doğanın nefesi sıcak bir yaz gününde
ve bir avuç insan haykırıyor
“Kaz Dağlarının üstü altından değerlidir
havama, suyuma, doğama dokunma!”
Kanatlar çırpınıyor parmaklıklar ardında
soğuk demire çarpıyor kalem sesleri
cana can geliyor mahpusluğa inat
satır satır sayfa sayfa akıyor zaman
ve bir avuç insan haykırıyor
“fikir suçlarına son, düşünceye özgürlük!”
Bir düş görüyorum gündüz gözüyle
insanlık haykırıyor hep bir ağızdan
“yaşasın özgürlük, yaşasın özgürlük!”
Uyandığımda saat on ikiyi geçmiş oluyor
arabam bal kabağına dönüşmüş çoktan
olsun diyorum, olsun umut varsa hayat vardır
ve gecenin kalbine bağırıyorum
“ey özgürlük, ey özgürlük nerdesin?”
Hatice Dökmen 20/ 10 / 2019 İstanbul
Bir cevap yazın