Yanar Hasret Yanar Metin Yanar Behçet – Mehmet Özgür Ersan
kuşların telaşından belli toprağın en güzel günüydü gecemizin büyülendiği saçacak buğdayımız kalmadı yeryüzüne kendimizden başka yeni sözcüğü yanan ağaçların yeniden öğreneceğimiz yeni dillerde unutulmuş dalgınlığın uğrağı karanlık içinde karanlıklara karşı iğde kokarak dökülmesi yıldızların taşlar topladık ama çekülümüz yoktu çatıyı kurmaya, yıkılmış bir duvarı onarma acı çekmenin bilinmedik uğuru bildik bir totem gibi göğsünde sabahın […]
Kırıntıların Peşinde (1) -Ahmet Faruk Keçeli
Sabah erkenden kalktım. Duşumu aldım. Ocak ayının birinci günü kahvaltımı yaptım, gazeteleri okudum. Saat 10:00 gibi evden ayrıldım. Randevum 10:30 gibiydi. Dolmuştan inip buluşacağım rıhtıma doğru sahilde yürüdüm. Ortalıkta fazla insan yoktu. Ne de olsa yılın ilk günü insanlar geç yatmış, uykunun keyfini çıkarıyorlardı. Bense her zamanki gibi bilgi kırıntılarının peşine düşmüştüm. İtalya’yı, Venedik’i, Mehmet […]
AYNILAŞMA HİSSİ-Zeynep Gül AYTAŞ
Aniden irkilmeme neden oldu o an içimden geçen ürperti. Her gün oluyor artık ve git gide daha fazla hissediyorum. Sanki yapış yapış bir ruh bedenimi ele geçirdi geçirecek. Belki de tam tersidir yaşadığım. Bir limana çapa atmış bir harabedir bu hislerin sahibi ruh ve vademin dolduğunun habercisidir beni dürten. Söz konusu olan yaşamak olunca, […]
Mutluluk mu?-HAMZA AKARSU
Artık gülmek istiyorum Sorgusuz sualsiz Ardını düşünmeden Sonunu hesaplamadan Çocukça eğlenmek Çocukça haykırmak istiyorum ardını düşünmeden sonunu hesaplamadan Geçmişini silerek bütün yaşantını unutarak yeni doğmuş bir bebek gibi mutlu olmak mümkün mü ? Hani derler ya bu nisyan dolu dünyada her şey unutulup gider her acı elbet son bulur Bazı acılar bazı yaralar var ki […]
Aşk Adamı Öldürür – Kübra Erbayrakçı
Yürekler buruk, sözler tükenmiş, gözlerden akmak ve akmamak arasında kalmış gözyaşları. Boğazı düğüm olmuş ama bir türlü eski günlere gitmek ve gitmemek arasında kalan Kadir Bey, yalnız kaldığı evinin penceresinden dışarıya bakarken aklına gençlik yıllarını getirdi. -‘bu hale gelecek adam mıydın be sen Kadir!’ diye geçirdi içinden. Eskiden çok seveni vardı onun. Kapısında beklettiği o […]
Akşama Doğru – Fuat Oskay
***** Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta. (Ahmet HAŞİM) ***** İnsan ömrü ile güneşin gün içindeki hâli ne kadar da benziyor birbirine, değil mi? Seher vakti gökyüzü, bir doğumu müjdelercesine rengârenk ışık […]
Nezaretten Yazıyorum – Sezgin Tunç
Yaklaşık üç saattir nezarette bekliyorum. Cep telefonum bankada kaldığından hiç kimseye ulaşamıyorum. Ceketimin cebinde kalan üç banka dekontunun arkasına yazıyorum tüm bunları. Mümkün mertebe küçük yazıyorum ki sığdırabileyim. Hiçbir polis sorduğum sorulara cevap vermiyor. Hepsi de hayret ve nefret dolu gözlerle bana bakıyorlar. Pek çoğu beni bankadan tanıyor, ne de olsa maaşlarını benden çekiyorlardı. Tüm bu koşullara […]
Alaaddin’in Büyüsüz Lambası – Feride Cihan Göktan
Bu gece oturup bir öykü yazmalıyım. Eğer yazabilirsem pazartesi günü işimden istifa edeceğim. Öyle dedim kendime. “Eğer bugün bir öykü yazabilirsen hayatını değiştirebilirsin. Yoksa her şeye devam et. Hiçbir değişiklik yapma. Buna mecbursun çünkü. Yeni bir şey kurgulamıyorsan en iyisi her şeyin eskisi gibi gitmesi. Hiç değişmeden. Sabah kurulu bir saat ile kalk, aynada geçmekte […]
Kaktüsgiller – Berrin Yelkenbiçer
Ağrıyla uyandı. Başından başlayan sıkıntı boynuna iniyor, omuzlarına yayılıyor, bel kemiğine kadar ulaşıyordu. Kilitlenen çenesini iki eliyle tutarak ayırdı, derin bir nefes aldı. Diş hekiminin önerdiği, takma dişlere benzeyen silikon aparata bir türlü alışamamıştı. Zaten, demişti hekim, bu aparat bir yere kadar işe yarar, bir psikiyatriste mi gitsen acaba? Giderdi gitmesine de çenesini rahatlatacak asıl […]
Ben Anadoluyum – Zeynel Kürkçü
Bir destandır tarihimin başlaması Bitimi ise sonsuzluk Malazgirt’te Alparslan’ım ben Ardımda boy boy yetmiş iki milletim. Dumanım gitmez Bolu Dağından Köroğlu direnişiyim Putperesti kâfiri davet eylemişim Gönül dergâhına Mevlana’yım Semah ile yakarmışım Rabbime Gürül gürül Kızılırmak dibinde Pir Sultan’ım, Âşık Veysel’im Post sermişim dertli gönüllere. Şair olmuş düşünürüm İstanbul’u Orhan Veliyim boğaz kıyılarında Dağlarda destan […]
Ölümüm – Süleyman Ethem Erdoğan
İlk defa alnımda hissettim Soğuk bir namlunun kararlılığını İşte o zaman öleceğimi anladım Hiç direnmedim ölüme Titrek parmaklarım serbest kalırken Sustu şehir, durdu zaman Bilinç benden kopup giderken Ben ağır ağır öldüm Belki önce inanmadı babam İnanmak istemedi Sonra görünce ruhsuz bedenimi O zaman el mecbur Kabul etmek zorunda kaldı Belki annem bir daha hiç […]
MAVİ GÜL DALI VE UÇURUMA ATILAN TAŞLAR-Hacer Aktaş
Siyah bir güneş, geceyi aydınlatırken Lotus evreninin semalarında kara dumanlar yükseliyordu Peri, gece boyunca siyah güneşin zifiri karanlığını aydınlatan beyaz ışığı altında tepedeki mağaraya kadar yol aldı. Mağarada Lotus’un büyücü hekimi onu bekliyordu. Uzunca bir zamandır hekimin verdiği iksirlerle sihir yapabilen peri, bu kez kendi sihir gücünü kullanabilecek kadar iyileşmişti. Son bir kez büyücü hekimin […]
Şimdi Hangi Kentin Umrundasın?-Sevim Demiröz
Salaş meyhanelerin ve köşe başlarında çöp yığınlarının olduğu sokaklardan geçerken, gece yerini sabaha bırakıyordu. Gündoğumlarının değişmez ses öbekleri yavaş yavaş kentin üzerine çöktüğünde kaldırımdaki ayak seslerinden taşan yorgunluk; insan izlerinden daha fazla, gecenin yırtıcı kokusundan daha azdı. Köşede, çöp yığınlarının az ilerisinde durdu. Cebine acele ile sıkıştırdığı sigara paketini çıkardı. Çakmağını bulabilmek için ceplerini yoklarken […]
Son Yorumlar