KİMSE BİLMİYOR BİZİ-Beyza DOĞAN
Havada bulutlar güneş ile dans ediyordu. Biraz daha bakmak için balkona çıktım. Pamuk gibi bembeyaz bulutların bir anda kömür siyahına dönüştüğünü fark ettim. Neler oluyor diye kafamı çevirdiğimde yan binaya düşen bomba ile kendimi bir beton yıkıntısının altında bulmam saniyeler sürdü. Gözlerim sadece karanlığı görüyor, yaşamamın kaynağı olan nefesi ciğerlerimde hissedemiyordum. Nefes […]
Adını da Kirlettiler Tanrı’nın – Mehmet Faruk Habiboğlu
Keşke gelseydin bahar gelseydi ardından Parklarda kuşlarla söyleşseydik Geçiyor zaman Nice akşamlar geçti sensiz Nice sokaklarda yalın ayak dolaştım Nice şehirler aştım Kentten kente Dertten derde Bu uğursuz mevsimler Bu kara bulutlar ülkemde Bizi tam ortamızdan kırdılar Şuramızdan sol yanımızdan Marmara’ya dökülür bir kolumuz Bir kolumuz Fırat Sağ yanımız baldıran Kaçak çay içtiğimiz Kaçağa gittiğimiz […]
Temas -Enes KAYNAKCI
Şu nefessiz hayatın, sütunlarına değmeden kaçarken, yaşarken biraz ip cambazı bazen dalgın çekiçle mi makasla mı çekiçle mi makasla mı geziyorsun dünyayı? ve bu memleketsizliğinden arak bir ben var elimde kendine insan ismini vermiş de yazdırmamış nüfusa al takke ver külah yaşamak yani tek alışverişimiz boşlukla ve bu boşluğa inşa etmek ellerimizle, en kutsal seçenek […]
Hemşehri–Gurbet Sorunsalı – Ersin Kurt
Durağan giden hayatımdan sıkılmış olmalıyım ki bir cuma akşamı Eskişehir’den apar topar, kaçar gibi, iki gün sonra tekrar geri dönmek koşuluyla ayrıldım. Hayatımda yapmış olduğum en büyük çılgınlık budur diyebilirim. Yaşantımdaki durağanlığı idrak edebilmeniz için bu kadarı yeterli zannedersem. Bir dakika bile düşünmeden, plansızca Antalya’ya gitmeye karar verdim. Antalya’ya ayak basınca da ticari […]
Adalet Ağaoğlu ve “Ruh Üşümesi”: Yeni Bir Tarz Mı?- Ahmet Faruk Keçeli
İnsan bir başkasına dokunduğunda ruhu üşür mü? Dokunmak nasıl olur? Müzik gibi midir, bir lokantada içki içmek gibi midir? Kısacası nasıldır? Bu konular etrafında ikili ilişkilerin derinliklerine iniyor Adalet Ağaoğlu. Farklı bir yazım tarzı ile parça parça anlattığı hikâyelerle örüyor romanını. Bir ‘oda romanı’ denemesidir onunki. Farklı karakterlerle aynı konu üzerinde dokunuşları anlatıyor. Ancak Ruh […]
YENİ NORM-AL – Berrin Yelkenbiçer
Biliyorum ama yine de sözlüğe bakayım dedim. Türk Dil Derneği “normal” sözcüğünü “Kurala uyan, alışılagelene uyan, düzgüye uygun.” diye tanımlıyor. “Norm” da “Kural olarak benimsenmiş, yerleşmiş ilke ya da yasaya uygun durum, düzgü.” anlamına geliyor. Kendimi tutamayıp “düzgü”yü de araştırdım; “Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural.” demekmiş. Hadi bakalım. İçine […]
Ali’ydi Adı – Hatice Dökmen
Cılız bedeni mezarın üstüne yayılmıştı. Islak toprağı avuçluyor öpüyor öpüyor, yine öpüyordu. Gökyüzü bulut bulut kümelenip İstanbul’un üzerine yağarken kadının yaşları sakinleştiricilerin sersemliğinde göz pınarlarında kuruyordu. Akabilseydi onun da yağmurları, gürleyebilseydi. Çakabilseydi delicesine yüreğindeki şimşekler. Çırpınabilseydi, öyle bir çırpınabilseydi ki acılı bedenini sığdırabilseydi yiğidinin yanına. Aynı toprak onu da sarsaydı da birlikte uyusalardı soğuk döşeklerinde. […]
Cam veya Can – Dilek İşcen Akışık
Bazı insanlar saygılıdırlar. Nerede, ne zaman, ne yapmaları, kimlerle, nasıl, ne kadar konuşmaları gerektiğini bilirler. Susmaları gereken zamanın da farkındadırlar. Laf olsun diye konuşmazlar, bazen hiç konuşmamayı da seçebilirler. Seviyeli ilişkiler kurmaya özen gösterirler. Böyleleri genellikle yol yordam denilen davranış inceliklerinin ayırdında olan, görgülü insanlardır. Peki, giyinmeyi kuşanmayı bilen, muhteşem sofralar kurabilen, kaliteli malları çok […]
Kara Sevdam Ankara’m – SILAYA ÖZLEM-Tahsin Melan
Merhaba değerli okuyucularım! Bugün sıla üzerine, sılaya özlem üzerine bir şeyler yazmak, duygularımı sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım gönüllerinize hitap edebilirim. İnsanoğlu olur da yolu gurbete düşmez mi? Yolu gurbete düşer de sıla özlemiyle yanıp kavrulmaz mı? Ne demiş büyüklerimiz: “İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde…” Doğduğumuz yerler zamanla doyamadığımız yerler olmuş. Okul hayatı, iş hayatı… […]
BİR NE? -Ahmet Esat Hotalak
Karanlık, bir dolaptı Kaldığım içinde kapalı Aydınlık, bir umuttu Bağladığım boynumu Sessizlik, bir dar odaydı Çıkamadığım dışarı Hoşsohbet, bir sevinçti Sığdıramadığım kalbimi Sıkıntı, ruhumda bir ormandı Yaktığım her bir dalını Huzur, bir sıcak evdi Fark ettiğim beraberliği Yalnızlık, bir şemsiyeydi Götürdüğü rüzgârın Dostluk, bir güçlü bağdı Getirdiği bir araya yalnızları Nefret, bir yaraydı Alınmamış intikamı […]
Akıp Giden(ler) – Hatice Altunay
Sazın tellerinde titreyen ezgiler gibi usulca yüreğine aktı bir telli turna. Boz üveyikler havalandı çiğsil tan hıçkırıyordu. Çocukluğunu asmıştın ipek bir mendil gibi Torosların yamacına… Terleyen avuçlarına düştü çocukluğun. Geçmiş zaman bu, çakır dikeni parlaklığı gelmiş oturmuştu ayağına…. Ayağının altından kayan kiremit rengi toprak uçurumlara savrulmuştu. Arkandaki alaçam tutmuştu seni cılız ve güçsüz kollarından. Bilemezdin yaşayacaklarının hangi dilde ,hangi dikende mor mor açacağını küçük ve çelimsiz bir çocuktun Şimdi dağ […]
SEN GİTTİN GİDELİ -Şule DÜŞKÜN
Köşe başında bekliyorum. Yolumun yok olduğu gecelerde… Bir uğultu geliyor karanlıkların içinden. Ve bir soğukluk hissediyorum ensemde. Geliyor ulumalar, koyu denizlerin sisinden. Bir el değiyor omzuma, buz gibi parmakları. Yıllardan kalan hatıraların eli… Bir kadın eğilip öpüyor ensemden, Ansızın ölmeden, birkaç saat önce… Benim oluyor soğuk köşe başlarında bu gece. Beyaz teni zehre bulanıyor. Öptükçe […]
Caddenin Halleri – Elif Tura
Mine “Baş başa içip müzik dinlemeyeli yıllar olmuş” dedi Burak’a. “Bizimki anneannesinin yanında kim bilir kaçıncı rüyasını görüyordur.” El ele tutuşmuş, ağır ağır yürüyerek Kurbağalı Dere’nin üzerindeki köprüye gelmişlerdi. Yaşlı bir sokak köpeği yanlarından usulca geçti. Gittikleri küçük mekânda sahneye çıkan amatör grubun gitar soloları, bateri ritimleri hâlâ kulaklarında çınlıyor gibiydi. Kapıda “Yüksek ses işitme […]
Son Yorumlar