UFAK TEFEK YALANLAR-Kübra Kardan
Geçenlerde bir film izledim “Yalanın İcadı” diye ve bu film beni toplumsal ilişkiler konusunda düşünmeye yöneltti. Aslında kurduğumuz ilişkilerde ne çok filtreleme yaptığımızı fark ettim. Arkadaşlık ilişkilerimiz, iş ilişkileri, aile, vs. aslında küçük yalanlarla ayakta duruyor. Herkesin yalan söyleme yetisinin olmadığı bir dünya aslında büyük ihtimalle distopik bir dünya olurdu. Sürekli kavga ve kaos ortamı […]
Meşgale – Berfin Sara
Emekliliğimin birinci yılıydı. Alıştım biraz fazla uyumaya. Tembelliğin lüzumu yok tabi, uyanır uyanmaz güneşi görmek isterim hep. Kalktım ve odadaki sehpanın üstünde, dün doldurduğum, sarımtırak renkli cam sürahide duran sudan bir bardak içtim. Dolapta zeytin, peynir vardı; bir parça da ekmek, kahvaltımı yapmaya yeterdi. Masada oturup bir süre rahmetlinin fotoğrafını izledim. Soğuk günlerde bir nebze […]
Sende Buldum – Ayşenur Bağlı
Şiirlerin güzelini sende buldum Henüz söylenmemiş tesirli sözleri Keşke falcı kır papatyaları gibi Kırmadan dökebilsem yürektekini Hoyrat bir aşk hikâyesi içimdeki Savurduğum karlı dağ eridi gitti Bileğinden süzülen kan oldu belki Belki de kuruyan dudağına değdi Gezdiğim şehirlerde duyduğum türkü Sevdiğim sokaklardaki beyaz duvar Sende, bende olandan daha çok söz var Belki de bende bir […]
PASLANMIŞ OLMASI ONUN SUÇU DEĞİL -İlkay Genç
Anlatacaklarımı kesme, Bu çatının altındaki koku, çürümüşlük! Aklına ne düşüyorsa, kabul. Gizli bir gözü var bu çürümüşlüğün etrafı kolaçan eden ve uygun zamanı kollayıp belirivermek gibi bir hüneri var. Aniden beliren yıldırımın karanlığı anlık aydınlatması gibi bir parlaklık yaratıyor bu çürümüşlük, tam o anda aynada yalnız başına bekleyen bir el beliriyor, birden kayboluyor.Kabuk bağlayan zihnimin […]
KİMSE BİLMİYOR BİZİ-Beyza DOĞAN
Havada bulutlar güneş ile dans ediyordu. Biraz daha bakmak için balkona çıktım. Pamuk gibi bembeyaz bulutların bir anda kömür siyahına dönüştüğünü fark ettim. Neler oluyor diye kafamı çevirdiğimde yan binaya düşen bomba ile kendimi bir beton yıkıntısının altında bulmam saniyeler sürdü. Gözlerim sadece karanlığı görüyor, yaşamamın kaynağı olan nefesi ciğerlerimde hissedemiyordum. Nefes […]
Adını da Kirlettiler Tanrı’nın – Mehmet Faruk Habiboğlu
Keşke gelseydin bahar gelseydi ardından Parklarda kuşlarla söyleşseydik Geçiyor zaman Nice akşamlar geçti sensiz Nice sokaklarda yalın ayak dolaştım Nice şehirler aştım Kentten kente Dertten derde Bu uğursuz mevsimler Bu kara bulutlar ülkemde Bizi tam ortamızdan kırdılar Şuramızdan sol yanımızdan Marmara’ya dökülür bir kolumuz Bir kolumuz Fırat Sağ yanımız baldıran Kaçak çay içtiğimiz Kaçağa gittiğimiz […]
Temas -Enes KAYNAKCI
Şu nefessiz hayatın, sütunlarına değmeden kaçarken, yaşarken biraz ip cambazı bazen dalgın çekiçle mi makasla mı çekiçle mi makasla mı geziyorsun dünyayı? ve bu memleketsizliğinden arak bir ben var elimde kendine insan ismini vermiş de yazdırmamış nüfusa al takke ver külah yaşamak yani tek alışverişimiz boşlukla ve bu boşluğa inşa etmek ellerimizle, en kutsal seçenek […]
Hemşehri–Gurbet Sorunsalı – Ersin Kurt
Durağan giden hayatımdan sıkılmış olmalıyım ki bir cuma akşamı Eskişehir’den apar topar, kaçar gibi, iki gün sonra tekrar geri dönmek koşuluyla ayrıldım. Hayatımda yapmış olduğum en büyük çılgınlık budur diyebilirim. Yaşantımdaki durağanlığı idrak edebilmeniz için bu kadarı yeterli zannedersem. Bir dakika bile düşünmeden, plansızca Antalya’ya gitmeye karar verdim. Antalya’ya ayak basınca da ticari […]
Adalet Ağaoğlu ve “Ruh Üşümesi”: Yeni Bir Tarz Mı?- Ahmet Faruk Keçeli
İnsan bir başkasına dokunduğunda ruhu üşür mü? Dokunmak nasıl olur? Müzik gibi midir, bir lokantada içki içmek gibi midir? Kısacası nasıldır? Bu konular etrafında ikili ilişkilerin derinliklerine iniyor Adalet Ağaoğlu. Farklı bir yazım tarzı ile parça parça anlattığı hikâyelerle örüyor romanını. Bir ‘oda romanı’ denemesidir onunki. Farklı karakterlerle aynı konu üzerinde dokunuşları anlatıyor. Ancak Ruh […]
YENİ NORM-AL – Berrin Yelkenbiçer
Biliyorum ama yine de sözlüğe bakayım dedim. Türk Dil Derneği “normal” sözcüğünü “Kurala uyan, alışılagelene uyan, düzgüye uygun.” diye tanımlıyor. “Norm” da “Kural olarak benimsenmiş, yerleşmiş ilke ya da yasaya uygun durum, düzgü.” anlamına geliyor. Kendimi tutamayıp “düzgü”yü de araştırdım; “Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural.” demekmiş. Hadi bakalım. İçine […]
Ali’ydi Adı – Hatice Dökmen
Cılız bedeni mezarın üstüne yayılmıştı. Islak toprağı avuçluyor öpüyor öpüyor, yine öpüyordu. Gökyüzü bulut bulut kümelenip İstanbul’un üzerine yağarken kadının yaşları sakinleştiricilerin sersemliğinde göz pınarlarında kuruyordu. Akabilseydi onun da yağmurları, gürleyebilseydi. Çakabilseydi delicesine yüreğindeki şimşekler. Çırpınabilseydi, öyle bir çırpınabilseydi ki acılı bedenini sığdırabilseydi yiğidinin yanına. Aynı toprak onu da sarsaydı da birlikte uyusalardı soğuk döşeklerinde. […]
Cam veya Can – Dilek İşcen Akışık
Bazı insanlar saygılıdırlar. Nerede, ne zaman, ne yapmaları, kimlerle, nasıl, ne kadar konuşmaları gerektiğini bilirler. Susmaları gereken zamanın da farkındadırlar. Laf olsun diye konuşmazlar, bazen hiç konuşmamayı da seçebilirler. Seviyeli ilişkiler kurmaya özen gösterirler. Böyleleri genellikle yol yordam denilen davranış inceliklerinin ayırdında olan, görgülü insanlardır. Peki, giyinmeyi kuşanmayı bilen, muhteşem sofralar kurabilen, kaliteli malları çok […]
Kara Sevdam Ankara’m – SILAYA ÖZLEM-Tahsin Melan
Merhaba değerli okuyucularım! Bugün sıla üzerine, sılaya özlem üzerine bir şeyler yazmak, duygularımı sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım gönüllerinize hitap edebilirim. İnsanoğlu olur da yolu gurbete düşmez mi? Yolu gurbete düşer de sıla özlemiyle yanıp kavrulmaz mı? Ne demiş büyüklerimiz: “İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde…” Doğduğumuz yerler zamanla doyamadığımız yerler olmuş. Okul hayatı, iş hayatı… […]
Son Yorumlar