GÜNEŞ VE AY-Kerem Yılmaz
Göğe giden yolda henüz başta olan Sevgi çiçeklerimiz dağıtıldı birer birer Oynuyorlar yeşil sahada altın kalpler ile Gökyüzü mor renkten çarşaf Bahçeden dışarı çıkmak yasak Sevinç kokuyor adım adım çiçekler Özgürleşiyor oynadıkça bahçeler Biz büyükler tepelerde apartman Çamaşır topluyoruz mandallardan Duvarlarda dalgalanıyor kırmızı Kumaşlar içinde altınlar Başladı biraz önce yağmur Köpekler olta atmayı bıraktı Apartmanlar […]
Fedakarlık – Esra Er
Sürekli yüzünüze çarpılan bir fedakarlık, fedakarlık değildir. Senin için şunları yaptım demek karşıdaki insanın üstündeki yükü artırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Fedakar insanlara her zaman saygı duyarız ama bir bakıma bu tip insanların ürpertici yanı da yok değildir. Özellikle bazıları bu fedakarlığı fazlasıyla gözünüze sokar ve bundan büyük zevk alır. Çünkü verdiğinin karşılığında alacağı şeylerin […]
Dedem ve Ben Hata Hepimizin – Ali Şefik Arslan
Gaddarca Ama Komik Bir Hata “Hepimiz insanız torunum. Hepimizin zaafları, zayıflıkları var. Peygamberlerin bile hataları olmuştur. Mükemmel insan yaratılmamıştır henüz. Hele de gençken… Herkes hata yapar… ” “Tamam da dede, hatalarımızın cezasını çekmeyelim mi? Yaptığımız yanımıza kâr mı kalsın?” “Bu, hatanın büyüklüğüne göre değişir. Küçük hatalar vardır, gülümseyerek geçiştirilir. Biraz daha büyük hatalarda; hata yapan […]
Yaş Problemi – Salih Sezen
-Her yaş’la aynı yaşta- Sizden size kalbimin anahtarını vereyim Kuyuya atın Kör kuyuya Onu bir Marco Polo bulsun Götürsün alçaklığın batısına Daha en ellili yaşımda oradan bir pelikan rica edeyim Yazılarımda Çok iyiliğimi gördünüz Şikayet edin beni Amirlerinize Üst makamlara Allahaşkına Dinimin ellili yaşlarında Yine iyi kekeleyemedim Karşınızda Bağışlayın Şiddetinizden yeterince istifade edemedim Öğretmenim En […]
KÖPEK MAMASI-Murat Gökhan GÖKDEMİR
Yazmak ve okumak. Boyamak ve görmek. İnşa etmek ve yıkmak. Sevmek ve nefret etmek. Söylemek ve dinlemek. Yemek yemek ve çıkarmak. Köpek maması ile beslenmeye karar verdiğim de bunları düşünüyordum. İlk sabah sucuklu ve sarı dilim peynirli yarım ekmek sandviçimi lokmalara ayırarak köpek Bulut’a sonuna kadar yedirdim. Sonra da evin içerisinde bir çok meşgaleyle kendimi […]
Tarihe Düşülen Not – Berrin Yelkenbiçer
Üşenmedim, sözlüğe baktım. Türk Dil Derneği “tarih” i şöyle tanımlıyor: Toplumları, ulusları, kuruluşları etkileyen eylemlerden doğan, olayları yer ve zaman göstererek anlatan; bu olaylar arasındaki nedensel ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her ulusun kurduğu uygarlıkları, kendi iç sorunlarını inceleyen bilim. Böyle okuyunca tarih sözcüğünün içinin dolması için sanki büyük olaylar, eylemler […]
Mutfak – Zeynep Kasap
Toprağa gömülüşünün kırkıncı günü. Derin bir oh çekişimin kırk birinci günü. Kırk gün olmuş. İğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık vardı cenazende. Ne kadar çok sevenin varmış? Bana bile zaman ayıramazken hangi ara bu kadar dost, arkadaş, ahbap edindin biriktirdin? Sevdirdin kendini. Hayret! Şimdi yine bu evde bir başımayım. Önceden seninle yalnızdım şimdi fotoğrafınla. Ne […]
Şu Testi, Benim gibi İnleyen Aşık İmiş (Ömer Hayyam) – Çev.Nasrin Zabeti
Şu testi, benim gibi inleyen aşık imişBir güzelin zülfünün esiri imişOnun boynunda gördüğü şu kulp;Bir sevgilinin boynuna sarılı el imiş. Bir testicinin atölyesinedeydim dün geceiki bin testi gördüm konuşkan, suskunaniden bir testi haykırdı: nerede?nerede testi yapan testi alan testi satan? Bir inek var göklerde Pervin adındaBir inek daha var yerin altındaAç bilgelik gözünü inanarakBir avuç […]
O Kız – Mustafa Bilgücü
O kız hakkında fazla bir şey bilmiyorum. Dedesinin sol dizinde oturuyordu ben onu gördüğümde, ellerini kavuşturmuştu. Ne gördüğümü tam bilmiyordum. Diğer dedesi apar topar anneanneyle ilk uçağa atlayıp yola koyulmuştu. İnsanlardan mesaj yağıyordu. Ölümü ona yakıştıramıyorlardı. Onun için kimse için savaşmadığım kadar savaştım. Sonunda kaybettim. Bana şunu söyleyen de oldu: “Hayır, onun canını alacağız. Çünkü […]
Sait faik Öykülerinde “İnsan” – Melek Koç
Duygusallığın ve insan sevgisinin anlatım ustası Sait Faik ölümünün üzerinden kuşaklar geçse de hâlâ canlı, dipdiri karşımızda duruyor. Bunun sonraki nesiller için de böyle olacağını hepimiz biliyoruz. Çünkü O, insana ve yaşama, çağını aşan bir bakışla yaklaşarak insanın tüm hallerini öykülerine yansıtmıştır. Öyle ki konu her zaman “insan”ın ardında kalmış, onun nitelikli anlatımı içinde kaybolmuştur. […]
Yaz Kızım – Berrin Yelkenbiçer
Yataktan o kadar hızlı fırladı ki her zamanki gibi başı döndü. Tamam, dedi, kendi kendine, baş dönmesi cepteydi ama gece yatmadan önce perdelerin bir kanadını nasıl olmuş da kapalı unutmuştu? Hiç sevmiyordu karanlık odalarda uyanmayı. Her iki kanadı ardına kadar açınca odaya parlak gün ışığı doldu, her şey yoluna girdi. Saate baktı, vakit tamamdı. Saat […]
Kayıp – Josef Hasek Kılçıksız
Evden dışarı çıktı. İçeride bunalmıştı. Yenilikleri hurda, zamanı saatsiz bir gündü yaşanan. Güneş az önce Torosların arkasında gözden yitmiş, karanlık doğuda yükselip gökyüzüne yıldızlar serpiştirmeye başlamıştı. Dağları örten kışın ilk karı ve Akdeniz’den gelen son güz sıcakları arasında bir yerdeydi mevsim. Yürüdü nehir boyunca. Sazlığa geldi. Gölgesinin durduğu yere. Toprak katıydı orada. Basılmış ve düğüm […]
Uyanış – Dilek İşcen Akışık
Heyecanla hazırlanırken birden nasıl tanıştıklarını hatırladı. Londra’ya gittiğinde bir kafede başlamıştı her şey. Birbirlerini ilk gördükleri an parlayan kıvılcımla koskoca bir kent aydınlanmıştı sanki. Otuzunda, en güzel yaşların başındaydı o zaman. Kendini bildi bileli söylediği hep aynıydı. Âşık olmadan evlenmem. Tanıştıklarında David kırk yaşındaydı. Gizemli havasını daha etkileyici kılan mavi gözleri Esra’nın engin denizi oldu. […]
Son Yorumlar