Kabuk -Nesrin Bulduk
Bir ağaç kovuğunda tutkulu yalnızlığımız korku tutuyor kabuğu ören ellerimizden yağmurun gücü toprağın kokusu işleyemez dokularımıza sözümüz güvenimiz inancımız yoldaşlığa yeryüzünde değil gökyüzünde değil zamana kök salan bir ağaç kovuğunda tutkunuz korkulara oysa kuşlar uçurmuştu tüm renklerini güne Nis 7, 2020KİRPİ EDİTÖR
Korona Sonrası Yeni Dünyada, Yeniden Büyük Türkiye Mümkün mü? Nasıl?-Gürkan Avcı*
İNOSAM çatısı altında başta ekonomi, eğitim, kamu yönetimi ve siyaset olmak üzere uluslararası ilişkiler, tıp, mimarlık, teknoloji, din, hukuk ve sosyoloji gibi disiplinlerden uzman, bürokrat, akademisyen ve araştırmacıların iştirak edeceği dijital çalıştaylar ve organizasyonlarla “Yeni Dünya Düzeninde, Yeniden Büyük Türkiye Perspektifleri” başlıklı konsept çalışmaları ve vizyon belgeleri ortaya koyacaklarını kaydeden Gürkan Avcı şunları söyledi: DİJİTAL […]
Binaların YÜKSEKliği -Volkan Bağçeci
Binaların YÜKSEKliğinin yarıştığı bu kentte, tek katlı yuvaların “ALÇAK” gönüllü çocuklarıydık. Tek oyuncağımız hayallerimizi tadilat etmekti sokakların çamurlu yollarında. Yağmurlu günlerde ıslanmak ahmaklık değil, el ele tutuşup gökkuşağını izlemek için, kırmızı renkli çatılarda güneşin belirmesini beklemekti saatlerce. Güneş gri bulutların arasından baş gösterdiğinde, tek kaygımız ıslak ayakkabılarımızı kurutmaktı. “Kendimize benzeyenleri sevdiğimiz söylenir.” Düşünce ve zevk […]
Sanki Hep – Aziz Nayır
Nedense dönüp dolaşıp o sokağa çıkıyor adımlarım unuttum nasıldı dokunuşu mayısın sanki hep aynı telaş – gittikçe azalan günlere sözsüzlüğümüz mümkünse iyi ol herşey kötüye gidiyor kara bir yangın pencere önlerinde – kimse kimseye dokunmuyor sözler bile değmeden geçiyor menzili güzel bir yer olabilirdi dünya ama insan dediğin sahiden acımasız kendi eliyle boğuyor suretini ıslak […]
Çiriş/ Furkan Bayrak
Mart ve Nisan aylarında da Toros Dağları Çiriş kokar. Çiriş, Toros Dağları’nın üzerinde dimdik açan binbir çiçekli ottan sadece biridir. Görünce bu otu Dadaloğlu’nun sesini Kadirli’den duyar gibi olursunuz. Yamandır Dadaloğlu ve gönlü yanık dimdiktir. Bağdaş kurunca sazına vurur, yanık yüreklere doğru deyişlerini yollar. Dinleyenler kâh yiğitlikten kudurur kâh gönül yanıklığından delirir. Ah bre Dadaloğlu […]
YASADIŞI KEDER – RIDVAN YILDIZ
Uçarı mırıltılarda ağır kuşkular Hançer suratlı bir geçmiş saklı ilmek ilmek Sızan karanlıkta Adamın yüzünde cücelmiş cesareti Boy atmış teslimiyete doğru Sabahları yalnızlığı ısıtan çay Uzunca bir lahza bardağın dibinde Hasret benim ana dilim İçimde kırılan geçmişin dalları Kısa metrajlı rüyalardan sonra Göç peronundayım kapılarda bir telaş Uzun bekleyişler aynı sancıyla Mütemadiyen akıyor sular Bir […]
Yanıltıcı Geceler – Galip Önlü
Gece; sadece güneşin batması, ayın parlaması, birbirine yakın görünen yıldızların göğü donatması ve etrafın siyaha bürünmesi demek değildir. Gece bizlere; kişinin ruhuna güzel hisler kattığı, duygusallığın efendileştiği ve kalbin içinde bulunan mevkiye yerleştiği, berrak, kısa ve masum bir zamanı ifade ediyor aslında. Bu safiyetliği oluşturan gecede, kişinin istisnalar dışında mesrur olmaması gariptir zira bu ihtişamlı […]
Etemenanki ya da Cam Kent – Aysel Karaca
“Hangi kent benzer bu büyük şehre… al, mor atlas kaplı, altın, mücevher, inci süslü… yeryüzündeki kötülüklerin ve fahişelerin anası büyük Babil…”1 Günümüzden yaklaşık 5.000 yıl önce var olmuş, ve binlerce ton kumun altında kilitli kalmış bir kenti anlatıyorsak, orası artık bir kent değildir. Olsa olsa, binyıllardır nesilden nesile aktarılan bir masalın, sonsuz aşkın ve ihanetin […]
Sınav – Berrin Yelkenbiçer
Hepimiz ciddi bir sınavdayız, hayat aniden “çıkarın kağıtları, yazılı yapacağım. ” dedi, sorular hep çalışmadığımız yerden ; yöneticiler, liderler, hükumetler sınavda; her şey yolundayken yönetmek çok zor değil, şirket de yönetilir, holding de, ülke de, hah, şimdi bir de bunu çok ciddi bir krizdeyken yap, herkesin ödü patlıyorken yap, çalışma motivasyonu çok düşükken yap, […]
Neden Bulgakov Okumalısınız? – Funda Ergenekon
“En büyük ahlaki çöküntü korkaklıktır” Rus edebiyatı, her yaştan herkesi kendine çeken ve gerçekten etkileyici yazarları ve romanları ile neredeyse ikonik bir marka olmuştur. Rus edebiyatında hangi yazarları biliyorsunuz, diye sorduğumda, aklınıza hemen Dostoyevski, Tolstoy ve Gogol gibi üç büyüklerin gelmesi çok normal. Ya da Rus edebiyatında hangi kitapları okudunuz sorusuna, bir çırpıda Suç ve […]
Şiir Yeni Peygamberlerini Arıyor! – Kalgayhan Dönmez
Şiir, dil ve yazı icat edilmeden önce ilk insanların mağara duvarlarında vardı belki, biraz resim biraz emojilerle olsa da; başlangıçta estetik ve sanat olmasa da konu vardı, mesaj vardı, anlam vardı. Dil bulununca nasıl olsa estetikle birlikte sözcükler de yerini alacaktı. Şiirler sabırsızdı ve yazının hatta dilin bile bulunmasını bekleyememişlerdi; zaten şair her çağda acelesi […]
Ekim’in Üç Şairi (III): Vladimir Mayakovski- Mehmet Özgür Ersan
Yıldız Nedir bu üşenme parıldamaktan? kutlamayacaksan eğer doğuşunu bir İnsanın yalnız şeytan olmaz mı yıldız övüp ululadığın? (1) Vladimir Mayakovski 7 Temmuz 1893 veya 1894 (tarihten ne kendisi ne annesi ne de babası emin değil) Bağdadi köyü, Koıtays ili, Gürcistan’da bir orman bekçisinin oğlu olarak dünyaya geldi. Asıl adı Vladimir Konstantinoviç’dir. Çocukluğunun bir kısmının […]
Son Yorumlar