ÖLÜ DOĞANLAR -Hatice Gül Fazlıoğlu
Yağmur yağıyor, kuru kalan tek yer altımdaki beton. Yüzümün ıslanması yağmurdan mı bilmiyorum. Uzun süre boşluğa bakarak dalıyor, eskisinden dahada unutkan olmaya başlıyorum. Ellerimdeki silik yazılar da bunun kanıtı. Önce ellerimi yıkamalıyım. Kirli bir işe temiz ellerle başlamalısın çünkü. Titrek parmaklarım tuşlar arasında görünmez bir yol alırken her haraketimde boynuma bir ağrı saplanıyor. Uzun […]
Eskici – Mehmet Özgür Ersan
yalnız bir mısra mısın yokmuş da aslında ya da çoğalmak arzusuyla acı alnındaki çizgiyse gözlerin sevinç aydınlığı /yağmur yağmazsa üşüse de onun sıcaklığı avuçları ak bakışları kıyısız/ bir deniz elimden gelen budur nasıl vazgeçeyim yıllar var ki serçeleri unutmuşum karanlığa boğulmuşum karlı ağaçları iyimserlik sarmış ki serçeleri unutma eskici beni vurmuşlar/öldürmüşler başkaldırmanın sarhoşluğunda mehmet özgür […]
Sabah Aydınlığı – Hazal Çakmak
soğuk sularda pişen yapraklar aydınlatıyor toprağın kapladığı göğü, yıldızların doldurduğu kumlar batıyor serinleten aşkın üstünden, yaylaların aşık olduğu kayalarda yeşilin serin poyrazının nuru, tuzakların iplerini eken kuşlardan yeleklerini hasat ederken semazen gibi doğuyor, nehirden melekler. Şub 19, 2020KİRPİ EDİTÖR
Haydi Gülümse – Hülya Uslu
Hepimiz ülkemizin boğucu gündeminden kaçmak için bazı yollar bulmalıyız. Önünde sonunda insanız ve şu ahir ömrümüzde soluklanma anlarımız olmazsa, geri kalandan pek bir hayır gelmez.Kendimize sürekli yol haritaları çizmeliyiz ve haftanın en az bir gününü kendimiz için kullanmalıyız. Bu en temel hakkımız… Mutluyum…çünkü hayatımın en sessiz karanlığında bile fotoğrafa dalıyorum. Bir çok düşünceyle meşgul fikirlerimin […]
Gölge Oyununda Karagöz -Hüseyin Şen
“Nakş-ı sun’un remz eder hüsnünde rü’yet perdesi Hace-i hükm-i ezeldendir hakikat perdesi, Sireti surette mümkündür temaşa eylemek, Hail omaz ayn-i irfana basiret perdesi, Her neye im’an ile baksan olur iş aşikar, Kılmış istila cihana hab-i gaflet perdesi, Bu hayal-i alemi gözden geçirmektir hüner, Nice kara gözleri mahv etti suret perdesi, Şem’-i aşka yandırıp tasvir-i cismindir […]
Evler – Ersin Kurt
Evler var Dışları renk renk İçlerini bilmem Kimseciklere gitmişliğim yoktur Evler var Seziyorum Koridorlarına mavi hapsolmuş Odalarında; Nem intizar keder Evler var, yakılası evler Umut kalmayınca yaşamak zordur. Şub 18, 2020KİRPİ EDİTÖR
Çeken Akıntı – Ali Şefik Arslan
Artık, pek umudum kalmadı… Yolun sonuna geldim herhalde… Demek ki buraya kadarmış… Karadeniz’in serin sularında bitecekmiş her şey… 50 yıldan fazla bir zamandır her fırsatta koştuğum bu deniz, yaz mevsiminde, her sabah bir saat yüzdüğüm bu sular, sonum olacakmış… Her yaz, kıyıya paralel, bata çıka resmigeçit yapar gibi yüzen ilk yunusları görmenin sevinci… Derinlerde yüzerken, […]
Aşk Ağır Bir Yük – Mehmet Kabakçı
Zeynep’e aşkta duyarlılık ve fedakârca tutumlar istemediğimi, bunun sonra üzerimde iç daraltan bir ağırlık oluşturduğunu söyledim. Benim gibi incelikten yoksun, katı bir egoistin bile fark edebileceği biçimde gözleri doldu ve söyleyecek bir şey bulamamanın verdiği çaresizlikle yutkundu. Elini tutmam, yüzüne bakıp onu çok sevdiğimi ve asla yalnız bırakmayacağımı söylemem gerektiğini biliyordum. Ama bunu yapmadım. Gelip […]
İLK TERKEDİLEN – Melike Bulut
“O’na sadece bunun kötü bir fikir olduğunu söyledim.” dedi. Bataklığın ilk tohumlandığı yerlerde kaskatı kesilmiş ölü bir böcek cenini gibi yatıyordum. Yüzünü yüzüme bastırdı Şeytan. Gözleri gözlerimde öylece soluklandı. Perdeden sızan sokak lambasının ışığı, gözlerinden taşan elmas damlalarına çarpıyordu. Her nefesine parçalayarak sığdırdığı kelimeleri yaralıyordu onu. Gözyaşları pıtır pıtır akarken ağzı salyalanıyordu. Sonra tekrar etti: […]
Barışın Dört Çocuğu – Hazal Çakmak
Karanlığın serinliğini cilalamak isteyen küçük eller, atlastan gecenin zencefil kandillerinin yıldızlarına erişmek isterler. Onların dünyalarında piramitlerle Tac Mahal’in tepesi arasına kocaman bir salıncak kurulabilir, mutfak seramikleriyle pişti oynanabilir, buzdolabından deniz altındaki restorana çıkılabilir, masanın altından Broadway’e; Disneyland’dan renklidir. Savaş zamanında çocuklar için kocaman bir masada Churchill ve Hirohito oyuncak silahlarla oynuyorlardı ama oyuncak silahlarla oynadıklarını […]
DÜNYA ÖYKÜ GÜNÜ-Dursaliye Şahan
İnsanın mayası toprak aşkla yoğurulmuş. Var oluşun özü sevgi. Her şey, o ilk yolculukla başlıyor. Ömür boyu bütün içgüdülerimizin dönmek istediği dokuz aylık anne karnı; belki de en eşit olduğumuz zaman dilimi. Nefes almaya başladığımız andan sonra, yaşadıklarımızın tümü öykü. Kimi cennete kimi cehenneme hazırlık ama hepsi bizim öykülerimiz. Bilâ istinasız hepimiz kendi hikâyelerimizin kahramanlarıyız. […]
EN GÜZEL YOL ve EN İYİ YOLCU – Erhan Tığlı
Bizde yol kazası ve belası çok bol bir yerdir. Hepimiz yolcuyuzdur bir bakıma. Yazarlar da doğumdan ölüme uzanan bu uzun, ince yolda yürümüşlerdir ama boşuna değildir yürüyüşleri, yolculukları. Yürürken çalıları, dikenleri yolmuşlar, kirleri, tozları süpürmüşler, adım attıkları yerleri çiçeklere bürümüşlerdir. Sanat yolu böyle güzel bir yoldur işte.Atilla İlhan, “Şubat Yolcusu” şiirinde, “seni kimler çizebilir şubat […]
İnsanlar Değişti Dünya Değiştir – Rıdvan Yıldız
İnsanlar değişti dünya değişti Ne edep ne haya ne ar kaldı Düzen bilmez insan neye karıştı Eskiden her şeyin anlamı vardı Hata yapan utanırdı yerinde Kin bileyen yoktu önce birinde Mahcubiyet vardı insan dilinde Sohbetlerde doğrulara yer vardı Kırgınlıklar üç beş günü geçmezdi Öfke gelip gönlümüzde yatmazdı Sabır yolu gide gide bitmezdi Her işte bir […]
Son Yorumlar