Kaybolduğum Aşk Dizeleri – Samet AYNACI
Kaybettiğin elleri tutmak istersin yeniden Unutmaya hapsettiğini sanırsın döktüğün gözyaşlarıyla sevdiğini Zihnim kurtulamadığında düşünmekten seni Kaybolur muyum gözlerinin rengini verdiğin gökyüzünde yeniden? Aşkımız bir masaldı dinmeyen Ahenkle düşen karların beyazlığına bürünen Soluduğum roman sayfalarında seni hissettikçe En şanslı kahramanıyım o romanın ufku genişledikçe genişleyen Samet AYNACI Ara 27, 2019KİRPİ EDİTÖR
Ayna – Volkan Bağçeci
Susuzdu dalları, yaprakları kuru, Yağmur dilenirdi çiçek, Ölümü hissetmek bu değildi, Sadaka damlaları dökerken tanrı, Duymuşmuydu ki sesini, Tekrar canlanmaya başladığını hissetti çiçek Evet tanrı olmalıydı bu güç, başkasına ait olamazdı, Canlandıkça başını göğe kaldırdı, Ne bir damla yağıyordu, ne bir bulut yoktu gökyüzünde Şaşırdı, Bu nasıl olabilirdi? Kökleri ıslaktı, dalları, yaprakları! Sonra birden düşündü, […]
Gezinti – Aytül Bingöl
Her zaman yürüdüğüm caddenin kenarındaki patikaya saptım, kestirmedir diye düşündüm, bir an önce eve gitmek istiyordum çünkü. Hava çok sıcaktı, ayakkabılarım ayaklarımı fena halde sıkıyordu ve gürültüden bıkmıştım. Yavaş yavaş yürümeye başladım, cadde de gürültüsü de uzaklarda kalmıştı artık. Aynı yerden hemen her gün geçtiğim halde, burayı hiç farketmemiş olmama şaşırarak ilerledikçe, kırlarda geziniyor hissine […]
Palto – Zeynep Kasap
İyi misin diye soruyor. İyiyim dedim. Gitti. Hastane çıkışı apar topar buraya getirdi büyük oğlan. Siz uzaktasınız ben bakarım anama demiş Mehmet’le Ayşe’ye. Gelin; yesin içsin yatsın ama peşinde dolanamam, bağda bahçede evde bir sürü işim var oturacaksa otursun oturduğu yerde demiş. Oturuyorum. Kapı, na şurada amma… Asmalarım üzüm vermiş. Halime’nin küçük kızı dediydi geçmiş […]
Bira – Özgür Karakaya
Gılgamış Destanı’nda da Bira yerini alır. Romalıların bakış açısında bira; barbar halklara özgü ve kontrolsüz sarhoşluğunun simgesiydi, Romalılar için bira akınlardan sonra yanlarında getirdikleri bir hatıraydı. Avrupa’da; Özellikle Kuzey Avrupa ülkeleri için ulusal içecekti. Avrupada birayı ilk üretenler MÖ 1. yüzyılda Keltlerdi. Bir barbar içkisi olarak görülse de 4. yüzyıl başlarında Avrupada da yaygınlaştı. Kayıtlara […]
Farklı Gözlükler – Dilek İşcen Akışık
Her öğleden sonra saat beşte yürümeye başlar. Adımlarını atarken neden sık sık gökyüzüne baktığını anlamıyorum. Acaba ona göre, çözümler yukarıda mı? Yüzünde uçuşan o çocukça saf ifade kalbime dokunuyor, gözlerimi ayıramıyorum ondan. İçten gülümsüyor ama bazen fazla ölçülü olduğunu düşünüyorum. Çok derdi yoktur inşallah. “Merhaba!” demeyi seviyor. Gerçi aynı saatte yürüdüğü için genellikle aynı insanlarla […]
Zıkkımın Şiiri – Salih Sezen
Kılçıksız bir havada tanımıştım seni Vakitlerden zıkkımın yarısı Esrarlı yumurta kokardı geceler Egzostan kansere yakalanmamıştık Anti-Amerikan gençlerden kurulu halaylar çekerdik yurtsever mahalle edebiyle yetişen kamburu çıkmış evlerimize hiç küsmezdik Ozanlık şuuru bileklerimizde jilet kesiği Affa uğramıştık kırk yerimizden Doksan kere yerimizden sanki edilmemiştik Mavi Tuna kahvesinin sağına alınca Görecektiniz bizim mahleyi Sefalet Sarayına boş gelmeyiniz […]
Diyelim ki… – Ali Naki Dedeoğlu
Diyelim ki..Bi yürek tuvalinde fırçan dolanıyor..Ne varsa eğreti duran silip geçiyor, renklerin..Mevsim sende ki bahar, yağmur çiseliyor..Ve toprağa basıyor ayakların.. rengarenk bi çiçek tarlasında.. Diyelim ki;Şafağındasın günün..düş senden yana..Seyrinde masmavi bi göl.. kıyısında martılar..Değirmen damında bi leylek yuvası..Patikanın iki yanında laleler.. Diyelim ki;Zamansızsın.. sırlar ayan beyan…Dün, yarın unutulmuş evel ki gün..Kelebekler yazgılanmış ömrünü çoktan geçiyor […]
KALLİOPE’YE MEKTUP-N. Özgür GÖK
Bütün ihtişamımla sesleniyorum sana. Gözümün görmediği yerlerin özleminden haber vererek. Hayatın dünyanın ötesinde bir gezegende devam etmesinin endişesini taşıyarak yürüyorum. Boşluğun boş bulunduğu dağlardan intihar ettiği bir zamanda tanıdım seni. Ben elimdeki kitapların ağırlığından ve acılarımın sebepsizliğinden yürüyemezken sen kanatlarım oldun. Duyduğum ya da duymaktan korktuğum seslerin ötesinde bir yerde yaşamaya başlamışsın. Ben anlamak istemedikçe […]
Turab -Mehmet Özgür Ersan
Sol yanımı karartmadım hiç Kalbim Canım Hak evim Ezberlenmiş gerçeklerin Kölesi olmadım hiç Yaşamadan hiç bir Gerçeği söylemedim Fakirim evet fakir Fakrımı bilmek tek derdim Fakirlik etten ekmekten Yelekten gömlekten Mahrum olmak değil Fakr acizliğini bilmek Hayatın gerçeği karşında Rüzgarda yaprak Deryada damla kadar Hiç olduğunu bilmektir Tüneği olmadım kimsenin Tünemedim hiç bir dalada Özgür […]
Hoşça Kal – Yelda Karataş
Göz yaşınla başlamak istemiyorum söze. bir bardağın kırılışını izlemeye katlandıysan ağla. cam kırıkları herkesin dilinde. intiharın imgesi kırılmış çoktan. gitmesi cebinde hazır bir avuç misketle gelmedim kapına. diz kapaklarım üşümüştü sadece kardan ve hayattan. Göz bebeklerin aç. kendinden kaçmanın her dili aşk haklısın dur denir mi giden geceye. sabah gücenir. Göğe yıldız çakmak her kuşun […]
Veda – Derya Balcı
Hoşça kal bebeğim, Söz vermiştim sana sarılacağıma Ölene kadar seveceğime Olmadı . Siyah beyaz anlar peşinde izlerini sürdüm. Yok oldular birer birer gölge misali. Peşinden hayaller kayboldu, yitip gittiler. Sen orada değildin. Göremedin. Yokluğun içimde hüküm sürerken kaybettim seni anlamsızca. Tuhaf boşluklar içiğnde yüzdüm. Yüzdüm… imkansız olan sendin bebeğim. Sana ulaşmaktı. Hiçbir şey önemli değildi […]
Eski Ev ve Eski Adam – Reşat Coşkun
Ustam, akşam iş çıkışı buradaki işimiz bitti. Sanma ki tamamen işimiz bitti. Yarın yeni tuttuğum işte de benimle çalışmanı istiyorum, dedi. Oysa mahallemizin camisindeki tamirat için onun yanında kısa süreliğine çalışmak için anlaşmıştık. Yanında çalışan yardımcısı o gün gelmeyince cami imamının ricası üzerine çalışmaya razı olmuştum. Hocamız, hem dünyalık kazanırsın hem de cami ne kadar […]
Son Yorumlar