Etnik Dünya, Ortadoğu’nun kaderi mi? – Meltem Gikas
İnsanlık tarihi, yiyecek üretimine geçilmesiyle başladı… Avcılık, Çiftçilik, Tarım ilk, Ortadoğu’da yeşerdi, Böylelikle, tahıl tarımı ve göçler Avrupa, Hindistan, Cin ve Afrika’ya yayıldı.. İnsanlığın tahıldan sonra, ikinci dönemi, Uygar Toplum denilen, becerikli ve karmaşık toplumlar ortaya çıktı. Tahıldan sonra uygarlık Ortadoğu’da oluştu… Dicle, Fırat ve Nil sonra İndus Vadisi, […]
Ay Vurunca Yüzüme – Aziz Nayır
Ben bu yalnızlığı bana özgü bilirdim oysa kanı durmayan bilek ve düşünmeden verilmiş söz gibi durmuşluğumdan ay vurunca yüzüme ay vurunca yüzüme gecenin tana evrileceği vakit hafif bir telaşla son yudum gitmelisin, gitmeliyim ama herkes zaten bir şey yapmalı belki hiç bir şey düşünmeden çekilmeliyim gözlerinden yeterince üzülmüşlüğü nasıl anlayacaktım annesini yitirmiş bir çocuğun gözyaşları […]
1324 -Murat Gökhan Gökdemir
Karl Fauones kelimemin tam anlamıyla çıldırdığını hissediyordu. Günlerdir evinin banyo ve tuvaletindeki fayanslarını defalarca saymış, her defasında farklı sonuçlara ulaşmıştı. Buna dair herkeslerken sır gibi sakladığı, kimselerin bilmediği bir listesi vardı. Yarım metreye yakın bir tuvalet kâğıdı parçasında; tarih, saat ve sayım sonuçlarını gösterir tuvalet kâğıdından bu belgede, rakamlarla harflerin özenli motifler gibi bir bir […]
Bir Yolcu – Ebrar Doğan
Ayın soluğunu tutup ıssız şehri seyre daldığı bir akşam bu. Almış başını gençler sokak aralarında aylak aylak gezerken sokak aralarında, çıkardıkları topuk sesleri yağmur damlalarına karışıyor. İsmini anımsayamadığım kapkara bir ağacın altında uçmaya hazırlanan bir karga gibi tünedim, bekliyorum. Önümde bir asfalt kokusu yol boyunca uzanmış, defne yapraklarına karışıyor ve ben gökyüzüne bakıp soğuğun içime […]
Günlerden Cumartesi – Gülru Öztunç
Umutsuz. Oysa yeni başlayan günün telaşı var dokunduğu her yerde. Bir yanı, o hep canını sıkan, durmadan konuşan, tam başlarken vazgeçiren, erteleyen, o yarım yanı, elindeki şu çantayı atıp kaçıver, diyor yine. Kapı. Sokağa açılan. Gri ve kilitsiz. Hantal ve ağır. Ayak izleri ile dolu merdiven. Merdivenin kırık basamağı hadi, diyor her durduğunda. Hiç başaramadın. […]
Özgürlükçü bir erotist estet ,varoluşçıluğun ilham kaynagı:Sören Kierkegaard – Regin Olsen
“Az önce insanların neşesine neşe kattığım bir partiden geldim; dudaklarımdan nüktelerdöküldü, herkes güldü ve bana hayran kaldı –fakat ben ayrıldım- bu çizgi dünyanın yörüngesikadar uzun olmalı ve kendimi vurmak istedim” 1Dolaylı iletişim, ironi, mizah, takma adla yazma, ima, aksayış: Sören Kierkegaard. Kolayanlaşılabilir bir yazar olmadığını yazdıklarından ve ifade yollarından anlayabiliriz. Aynızamanda ifadelerinin menşei olan, zor […]
Her okur, kitabı yeniden yazar – Hatice Dökmen
Bir kitabı okumak, onu kendiniz için baştan yazmak gibidir. Angela Carter Her okur, okuduğu kitabı yeniden yazar, bence. Belki de okumanın sihri buradadır. Sözcüklerin yan yana gelip anlam kazandığı cümlelerle dolu satırların; paragraflara, sonrasında sayfalara, ardından bir kitaba akması zaten başlı başına büyülü bir dünya değil midir? Özellikle kurgu kitapları okurken onun kurgu olduğunu bile […]
Bir Martının Denizden İstediği – Mehmet Özgür Ersan
bir yana atılır/ tedirginlik bakılır ufka/ufuk kan içinde sevmediğinden olsa gerek hayatta her şey anlam bulman anlam bulmak ise bugün kendi yerine birini aramanla mümkün nedendir bu hükmetmekle/ boyun eğmek arasındaki gel git/lerin hamdım ben sense yarım bırakılmış ateş ışığında düşündüm seni çırılçıplak uykusuz ve en kadın halinle oysa ateş içindeydi yüreğin kudretini kanında arayan […]
Hüküm/SÜZ – Kadri Durgut
İmkansızlığını umursamadan aşkı yaşayabilme umuduydu bizimkisi –belki-, düşünmeden yarını ve hurmanın tadını günü birlikte tüketebilmekti, aynı havayı soluyabilmekti bir anlık bile olsa, bir bakıştı aynı kaçamak anda yakalanmış, cüce günlerin felsefi sarhoşluğunda ruhumuzun giyinik sevişmesiydi, bir yanlışla inatlaşmaktı bizimkisi kanıtlanmamış doğruların huzurunda. Oysa gerçek, hakikat ve doğru aynı şey değildi felsefe kitaplarında. Bizimkisi gerçekti hakikiydi […]
Güvercin ve Menekşe – Ebru Zeynep Dişiaçık
Sabahlara kadar konuşasım vardı. Tüm alemi topladım yanıma, görünen görünmeyen ne varsa. “Meşk” dedim adına. Üzerime bol gelen güven giysisi bedenimi terk ediyor gibiydi. Kimbilir sabahlara kadar süre gelen konuşma hissiyatı da bundan ileri gelmekteydi. Evet evet güveniyorum kendime, güveneceğim de. Her sabah ve her akşam pencerenin kenarına konan güvercin ve beklentisi büyük olan menekşe […]
Medeni Hesap Günü – Cemal Öztürk
Duyduk ki çoktan kadük olmuş yurttaşlık Üst aklın astı gibi çalışan fasıklar sayesinde. Yaşamdaki ortaklığa çevirirken sırtını Yaratana düpedüz ortaklık koşanların Koşulları yer çekiminden ağır mı ağır Duvardaki mihraba değil Gözümün içine iyi bak Amel defterinde İlgi ve içtenlik bir İlgisizlik sıfır Ve en düşük not: Dil’den çıkanlar Felsefesiz kâfirdir Pekiyi tapınmacı dindarlığın Tümden gelim […]
BU DÜNYADAN BİR SANAT GÜNEŞİ GEÇTİ – Erdem Özçelik
24 Eylül 1996 Salı günüydü. Saat öğleden sonra beş buçuk, altı gibiydi. TRT İzmir televizyonu önünde dev bir gazeteci ordusu bizi bekliyordu. Zira Sanat Güneşimiz uzun bir aradan sonra ilk kez sahneye çıkacak, ömrünü adadığı sanat hayatı için ödül alacaktı. Uzun zaman olmuştu böylesi bir sahne yaşanmayalı. Yıllarca kimseyle görüşmemiş, hep gözlerden uzak yaşamıştı. Seyircisiyle […]
Fıskiye – Dilek İşcen Akışık
Beyin zor zamanları büyük bir özenle sakladığında, özellikle yakın ilişkiler bu durumdan olumsuz yönde etkileniyorlar. Yıllar öncesinde yaşanan bir olay nasıl da en ince ayrıntısına kadar hatırlanıp hissedilebiliyor. Bazen, “Üç yıl önce de böyle olmuştu, yine böyle kaba davranmıştın…” ya da “Beş yıl önce tatilde aynısını yapmıştın, kendinden başka kimseyi düşündüğün yok…” gibi ifadeler sinirli […]
Son Yorumlar