çokça yağmur provası- elif ışık
Yolunu kaybetmiş bir nehir Sebebini bilmediği halde kederli Sildiği halde gözleri nemli Öptüğü halde solmayan resimmiş Maia’ nın yağmur provasından kaçar vazgeçmek nedir bilmezmiş Çokça yaşar Çokça yaralanır Çokça yaşlanırmış Sevginin temellerini atan işçi Piyanonun tuşlarında gezinir Ve Sadece ek bir bilgi İstiridyenin kendini savunuşudur inci Tem 27, 2017KİRPİ EDİTÖR
bir adım kala – şaban şimşek
Athena’nın izniyle Prometheus’un ilk erkekleri niçin yarattığını bilmiyorum. Öte yandan ne araştırmaya, ne de uzun uzadıya düşünmeye, neredeyse hiç vaktim yok. Bir tür Grekli Azrail, üstüne üstlük kadınların can alıcısı olan Athena, her ne hikmetse, onlara yaşam verir. Sona bir adım kala her hastanın hayal etmekten bile erindiği bir biçimde bu insanlar hiç yaşlanmazlar […]
hiç düşünmeden seni- emrah cavak
Hiç düşünmeden seni Bir geceyi uyuyacağım bugün Dilimin ucundaki bir ülkede Bir yıldızı seveceğim Sensiz Sadeceliklerin içinde bir şehirde Bir kadının sesinde hiç duymadığım bir ağızdan Türkülerle Bir kadin bana türlü türlü türküler söyleyecek Hiç düşünmeden Bugün Bu saatte bir rakı masasına oturacağım Saat öğleden biri çalıyor Sohbetini eda edeceğim kuşların Kuşlar ki Konuşmayı […]
aşk-ı güzaf-tamer arabacı
Seni yaşamak ölüm gibi Yaşayamamak ölümden beter. Düşünmeler çıkmaz sokaklarında sensizliğin Hayallerim üzerinden Katar katar gerçekler geçer. Zaman zaman kırık mutluluklar, Pürüzsüz nemli günyüzü görmemiş acılar, Varlığın öyle bir düş ki! Görmek seni nefes almak gibi Görmemek hayattan siler. Yokluğun tuzlu tadı Ortasında kaybolmak gecelerin. Şimdi aklım avuçlarında, Uzatıp dudaklarını üflesen, her […]
karanfil – merve telis
Yapmaya çalışırken yıkmış olduklarına bakıyordu sessizce… Derin bir nefes çekip devam etti ufku seyretmeye. Nerde hata yapmıştı, neden hep tüm yalnızlıklar günün sonunda yakasındaydı düşünmeden edemiyordu. Belki de kendi istiyordu böyle olmayı… Tek başına, uçurumun dibinde açan bir karanfil gibiydi. Kökleri sıkı sıkıya bağlıydı toprağa ama bir fırtınada zarar görebilecek kadar da hassastı parlak kırmızı […]
ölüyorum-tolga taştan
bilmiyorum ihtimaller kavuşturur mu bizi bekleyince gelecekse tanrım bekliyorum gelsin ama içimde yoksul bir acı acıtan bir derinlik ölünce geçekse tanrım ölüyorum geçsin Tem 27, 2017KİRPİ EDİTÖR
üzgünüm şiirim- sultan maraşlıoğlu
Merhabalar öncelikle, şiire aşık birisi olarak size şiirimi gönderiyorum, 22 yaşındayım Herkesten sakladığım bir şiirim var Sadece girişi olan, Gelişememiş bir aşk! Oysa ne kadar aleniydi sevgim Ben seni Bağıra bağıra ilan edecektim eşe dosta Alkışlarla tescillenecekti aşkımız Elini tutacaktım, Ve kimisi hayran hayran bakacak, Kimisi de kıskanacaktı bizi. Sen benim evim olduktan sonra Rengi […]
arı- sipan dündar
“İnsan sarsılmadıkça yaşamın, yaşamının, yaşayanın gerçekliğine haklılık payı vermez.” Otobüsün sunroof’una çarpıp duran bir arı vardı. Art arda çıkmayı deniyor ama beceremiyordu. Bu durum onu vazgeçirmeye yetmiyordu. Her deneyiş sonrası kanatlarından mı yoksa ağzından mı çıktığına emin olamadığım sesin voltajı artmaktaydı. Bu ses beni rahatsız ediyor, dikkatimi çekiyor ve bana saldırma ihtimali beni korkutuyordu. […]
samatya-ışın güner tuzcular
Zaman İçinde Bir Yerlerde İş çıkışı kalabalık caddede yemek yiyen, kafelerde oturan, sinemaya giden, avare avare sokak müzisyenlerini dinleyen insanların arasından ekseri sahaf dükkanlarının yer aldığı Aslıhan’a kadar hızla yürüdü. Bu dükkanlarda zaman geçirmeye, kitap, plak, resim, haritalarla tıkabasa dolu dağınık raflara göz gezdirmeyi, sahaflarla sohbet etmeye bayılırdı. Rasgele çevirdiği sayfalarda yaşanmışlıklara dair […]
sinemden kalemime- sinem albayır
Şuan kendimi yazmaya hazır hissettiğim an, işte şuan duygularımın taşıp, sürüklenip kağıdı bulduğu an. Her yaşadığım anı en uç noktada yaşamanın anlamını çözemiyorum. Kanıyorum ve yanılıyorum. Üstelik bunca yanılgıya rağmen üsteleyip devam ediyorum. Sizde öylesiniz görebiliyorum. Yanıldıkça ağzım bozuluyor inandıkça küçülüyorum, sonunda yok olacağımdan emin olsam, inanmaya hep devam ederdim. Yok olmayacağım, küçülmek elimde […]
nefes aldıkça – özcan kalbinur
‘Geldik’ dedi, eski bir apartmanın önünde durduğumuzda. Ferforje kapısının üzerinde ‘Huzur Apt.’ yazan adının aksine kasvetli bir binaydı burası. Bir yeri kasvetli diye hissetmeyi garipsedim. Hafifçe gülümsemiş de olabilirim bu yüzden. Aylar boyunca kanepede battaniyeye bürünmüş, hayattan kopuk, odasının perdesini bile en fazla yarı aralayan biri için bu his gerçekten şaşırtıcı değil midir? ‘Geldik’ […]
çıkmaz sokak-mahmut yıldırım
Gündönümü… En uzun gecelerden birindeyiz bugün. Geceleri ıssız ve karanlıktır buralar. Bir yere varmayan, anlamsızca biten bir sokak… Burası çıkmaz sokak… Başımı pencereden çıkarıp sağa sola bakınıyorum. Ağır ve hüzünlü bulutlar soğuk renkleriyle gökyüzüne çökmüş, beş bir yanımı sarmıştı. Beşinci yanım kalbim… Yağacakmış gibi bekliyorlar. Bense derin hislerim yanı başımda, bir elimde koyu kahvem, […]
atölye -nihan feyza lezgioğlu
Binanın en üst katında, köşede bir odaydı. Resim atölyesi. Seneler içinde her yer değişti de bir o mıhlandı kaldı orada. İlk yıllar Mustafa Bey ile yapılırdı resimler. Daha çok, patates baskısı ve parmak boyası aslında. Eller sık sık kirlenir, cam kenarındaki lavabonun önünde uzun bir sıra oluşurdu. Çok kalabalık değillerdi ama suyla uğraşmak eğlenceliydi! […]
Son Yorumlar