HİSSEDİYORUM -Mine ALACADAĞ
Kalbimin son atımları da durmak üzere Hissediyorum bak. Senden sonra gömüyorum çoğu şeyi kalbime, Ve hissediyorum bak Yansıyan bu ihtişamı, kalbimin son atımlarında. Sonsuz saadet sararken yine tüm bedenimi Ben yine açlık krizlerine vuruluyorum. Sanırım her gün yeniden ölmelere doyamıyorum. Bir bakıyorum ki umarsız, kararsız, Bir o kadar da uykusuz üstelik Bir ızdırap saplanıyor […]
HARAL- Ahmet Muhit
Sabaha karşı köpeklerin havlaması karanlığın sessizliğini bozuyordu. Köylerde uyuyan insanları uyandıran horozların işini büyük şehirlerde köpekler yapıyordu. Yağ tenekesindeki ateş sönmüş, burnuma is kokusu geliyordu. Öksürerek uyandım. İçinde bulunduğum haral hem su, hem de rüzgâr geçirmiyordu. Belli bir adım ya da adımız yoktu. Bazen çöpçüydük, bazen toplayıcıydık, bazen kâğıtçı, bazen çekçekçi, bazen de yanına […]
Bay G – Süleyman Saybo
Yakut bir gülümseme doluştuğunda vakit, Elinde fikirler ile güne sen gerektin, Vitrinleri barışçıl açık kartlar duruyor masamda, Ve sana, Ve arkadaşımıza iki çay, Çağlardır beklerim belli, Kolay olsa söylenirdi lazım olan güne, Kızıl bir görünüş sağlan diye, Ve güne sen gelmen, Bir Gandhi nin elinden tutup, Barış benim diye, Çok aslında, Güne bir kızıl […]
BÜYÜYOR YÜREĞİN- ARZU GÖKBAŞ
Güz yağmurlarında ıslanan çocuk bedenin değil miydi? Yorgun düşen sevgisizlikten ve yoksulluktan Kuşların zeytin ağaçlarına konmasını severdin eskiden Şimdi bu ıslak ve yorgun bedenin elleri, ayakkabı boyası kokuyor. Özlüyorsun başak tarlalarındaki uzun yürüyüşlerini Tren yolculuklarını. Yol düşüncesi izliyor ne zamandır Korkuyorsun. Halbuki bu ıslak bedenin altında korkacak neyin var ki? Senin hiç yağmurluğun […]
YUSUFÇUK -Aysun GÜVEN
Yusufçuklar mezarlıkların bekçisi olmuş gönüllü. Mezarların önünden geçerken neler düşünürüz? Çoğumuz içinden kaçamak bir sevinç geçirir. Onun yattığı yerde olmamanın, nefes almanın verdiği haklı gururu duyar. O sessizliğin kendi içinde ne çok şey anlatmak istediğini, o kemik yığınlarının da bir zamanlar güzel ya da çirkin olduğunu, hırsları, kinleri, öfkeleri ile bambaşka insanlar olduğunu düşünmeden […]
Doğmadan adımı koydum-Fatih Yetim
Doğmadan adımı koydum… Doğdum… Adımı değiştiler… Sonra kaderimi… Yürümeyi sadece ayak üstünde öğrettiler… Hepsini unutum… Tekrar doğmaya çalıştım… Düşük yaptı… Yarımyamalak doğdum… İsmim ilk doğmadan düşündüğüm ismimi yaptım… Kaderimi yarattım… Yürümeyi sadece ayak üstünde değil her türlü yürümeyi öğrendim… Şimdi de yeni bir yaşam için ölmeyi bekliyorum… Oca 31, 2017KİRPİ EDİTÖR
YAŞAM-ÖLÜM – ikram güneş
Hep biraz daha ölüyorum bu günlerde. Biraz daha, biraz daha… Ruhum bedenime sığmıyor. Tükeniyor şafaklarım. Üstüme yağıyor güzün sisli kederi. Mevsim açmıyor çiçeklerini umudun. Bir haldir gidiyoruz, ne halse bu… Bir haldir ağlıyoruz. Bir haldir yanıyoruz. Bir haldir bitiyoruz. Bir haldir, ne halse bu… Kokusuz, bahçesiz, vefasız, vede vicdansız! Yükseldikçe gökler, Dibe vuruyor gidişatımız. Ne […]
Gramofanlar – Barış Esin
Gramofanlar ölü ruhları haykırıyor bedenlere . Kalbimin derinliklerine saklanmış ruhun durmadan sızlıyor;üşümüşlüğümü avuçlarımda yitiriyorum. Kör karanlıklar gecenin koynuna saplanmış bir hançer. En kör karanlıklar mehtapta sahipsiz bir çocuk kadar masum. Çoban yıldızı tek etmeden bizi yol almalıyız bir adım atamadığımız mesafelere. Her sözüm çözemediğim bir düğüm oluyor ve her düğüme bir düğüm daha atıyorum […]
“TÜRK-YUNAN MÜBADELESİ 94 YAŞINDA” – Tamer Uysal
1 “Anılar garip, kötülüğü bastırıyor ve şeylerin tadını koruyor. Hepimizi Küçük Asya toprağı sevgiyle doğurdu. Bu sevgiyi kendimiz ve çocuklarımız için korumalıyız.” (Dido Sotiriyu) 30 Ocak 1923 tarihinde Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan Nüfus Mübadele Sözleşmesi “Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla, Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının […]
İBRAHİM KARAMAN -KİMLİKSİZ SUÇ
‘’Bir haftada üç kişi öldürüldü’’ Kapıları olmayan bir odanın içindeyim. Oda kapkaranlık, yalnızca dolunay büyüklüğünde bir ışık oda duvarlarını karış karış geziyor. Bembeyaz duvarlar ve bembeyaz zemin… hemen el yordamıyla dört duvarı inceliyorum, mutlaka bir kapı olmalı ama beyaz duvar fayanslarının dışında hiçbir şey yok. Işık birdenbire kesiliyor, kesilir kesilmez de aynı […]
YÜREKLİ HERİF – galip önlü
Kısa boylu, uzun çeneli, kepçe kulaklı Muzaffer, marangozcudan satın aldığı tahta parçalarıyla evin orta kenarlarına çivilediği pencerenin önünden dışarıyı seyrediyordu. Düşünceli ve kızgın hali kendini uzaktan belli ettiriyordu. Ayağı kalkıp boş odada bir iki adım attı. Başını dövdü. ‘’Onca ilaç kullandım’’ dedi. ‘’Yinede şu baş ağrısına bir fayda sağlamadı.’’ Zavallı elini […]
VAHA – Neslihan Karaalioğlu Alpagut
Demir parmaklıkların gölgelediği, gün ortasında dahi karanlık olan odanın, zeminden oldukça yukarda kalan geniş ama kısa pencerelerinden sokağın olanca tozu içeriye akın etmeye başladı. Pencerenin karşısında kalan kanepeden, yaşına yakışmayan ağır hareketleriyle kalktı. Pencerenin altında duran demiri paslanmış sandalyeye çıktı ve açık camı kapadı yine ağırdan. Tonlarca yükü taşımışlığın yorgunluğu vardı sanki üzerinde. […]
Meleklerin aşkı – Damla Gölcük
haydi gidelim dedi Odana… sadece gitmek istiyorum. kimsenin olmadığı bir yere gidelim, yeniden başlayalım hayatımıza, yeni bir sayfa açalım, kimseyle uğraşmadan, kimsenin hayatımıza karışmasına müsaade etmeden sonsuz olacağımız günü bekleyelim… Odata korkar… Odana neden böyle bir şey istemiştir ki? düşüncelere kapılır birden… ama anlam veremez Odananın neden böyle bir şey istediğine. bildiği kadarıyla buraları çok […]
Son Yorumlar