HAZEL – Emrah ATİŞ
/sen çok şeydin, ben bir hiç…/ yarım bir dünyaydı kırlangıç gagasından toprağa yuvarlanan. sahipsiz bir şehrin mevlevî sûkutuydu Hazel’den arta kalan. lal gecelerin dönülmez saatlerinde huzursuz Hazelüstleri yaşardı bir kaptan. dolu dizgin denizleri düşlerdi hep aklına düştükçe dalgakıranların taştan gövdesi Hazelimsi bir deniz kızı çıkagelirdi Hazel diyarlarından… gökyüzü en mutsuz demlerini yaşardı… tanrı dünyaya Hazel’in […]
DEDEKTİF BAY Z-II – ali akkoç
Bay Z kafeden çıktıktan sonra doğruca evine gitti. Evi fabrikanın biraz ilerisinde gecekondu mahallesinde yıkık dökük bir evin ikinci katıydı. Böyle bir semti böyle bir evi seçmesindeki amaç maaşının az olması değildi çünkü maaşı oldukça iyiydi. Bu mahallede suç oranı yüksekti. Bay Z de dedektifliği sevdiğinden evini tutmadan uzun süre yaşayacağı yer konusunda araştırma […]
GERÇEK SEVGİ – semih bilgiç
panzehiri yoktu bazı ısırıkların incelen gölgeler kadardı yansıyan an odur neyse yaşadığın ortada ne kar kalır ne ziyan boşluktur ardından baktığın gerçi alır epey zaman sanmam ki olur anladığın acısı dağlar derin yaraların kalıcı olmaz inan çok öylesi dem gelir geçer tutamazsın kimin ne kadarsa işkencesi yıkar kirleri su kalmaz izi unutursun en önemli gizi […]
tam bırakıyorum demişken -doğukan kantaroğlu
Sabiha öğretmenler tuvaletinde ayakta zor duruyordu, ceketinin cebinden mendilini çıkardı ve ağzına dayadı . Birkaç saniye içi çıkarcasına öksürdü . Öksürük krizi geçtiğinde bembeyaz mendilin üzerine ressamın dokunuşlarından çıkmış gibi belli bir desen içerisinde dağılmış kırmızı lekere baktı. Sabiha İnce Hastalık’tan muzdaripti .Yeşilçam Filmlerinin olmazsa olmazı hastalıklarının başında gelen Verem’e yakalanmıştı , zaten Yeşilçam filmlerini […]
BİR BARDAK SU – Özhan ULAŞ
Her şey Mehmet’in bir bardak su içmek istemesiyle başladı. İki saati aşkın bir zamandır okuduğu kitabı, damaklarının kurumasıyla bir kenara bıraktı. Ayracı kaldığı sayfanın arasına koydu. Kitap okuma düşkünlüğü onda eskiden kalma bir bağlılık. Hiç bir güç onu kitap okumadan uyutamaz. Evinin bir odasını boydan boya sadece kitaplarına ayırmıştı. Odanın içerisinde tabandan, tavana kadar kitap […]
Gidene Gazel – Adar Arslantosun
Bütün gidenler bir iz bırakır ardında aklında, yüreğinde, bir yerlerde.. sen, iz bırakacak yeride götürdün kendinle bu karanlık bir şeydi benim seni sevmem belki de hiçbir şey olmamış gibi dönmek geriye ihanet gibi geliyor artık. ******** bir renk vardı siyah dışında desem ki sen o’sun şu güneşin battığı yer. Bir ekmeğim […]
NEY GİBİ – Büşra Firuze Ak
“Ney gibi oldum” cümlesini kullanıyordu bu aralar. İçi oyuldukça oyulan, her bir boşluğunda nidası gök kubbeye yükselen… İnsandık işte, oyulduk, yaralandık, yaralarımız sızım sızım kanarken yürümeye hiç durmadan devam ettik. Nasıl bir sınavdı nasıl bir kaderdi ki bizi feleğin çemberlerinden geçirerek, öldürmeye değil diriltmeye ikna etmişti. Ney gibiydi işte, dış kabuğu alabildiğine şatafat dolu […]
Yüzünü dökme küçük kız… Ayça Alancık
Yüzünü dökme küçük kız Bırak üzülmeyi Yalnız sen misin bir düşün Unutan sevilmeyi Her siyahın bir beyazı Gecelerin gündüzü de vardır Yüzünü dökme küçük kız Kızma onlara Yalnız sen misin bir düşün Zincir oranda buranda Her tutsağın bir kaçışı Uykuların uyanışı da vardır Yüzünü dökme küçük kız Yaşamın anlamını bul Sonra dinle kendini Yolunu bil […]
Önce kendini bil…. – Canan Tuncer
Önce kendini bil…Ara kendini çok daha görününden öte …Bu aramalarda tek rehber Öz’ünde var Ol’an Er’ine sarıl … Eğer bu aramalarda derya’lara düşersen seni orda tek bırakırsa Korkma balık Ol yüz… Eğer bu aramalar sana kocam dağlar ile üstüne taşları sıralar atarsa Korkma toprağın altına gir sürünerek dağı alttan geç… Ol’madı kuş Ol uç… Eğer […]
DERVİŞ ADASI – Büşra Firuze Ak
“Burası neresi” diye soruyorum, benim içindeki diğer ses hemen cevap veriyor “Burası Derviş Adası.” Kulağa hoş geliyor, Derviş Adasında olmak, adada benden başka kimse yok. Etraf soğuk, göl ise alabildiğine berrak ve saf. Göle doğru eğilip baktığım zaman sanki bütün âlem orada. Usulca yanaşıyorum gölün kıyısına usul usul seyretmeye başlıyorum, göle vuran bir diğer beni. […]
Bunların Hepsine Fotoromanlarda Rastlanır-Sevim Demiröz
Dirayetimizin sınavında hep bütünlemelere kaldık kabul edelim. Önce parmaklarımız çürümeye başladı, sonra gözlerimiz, sonra biz… Tab edilmeden yandığı anlaşılan filmler gibiyiz. Bozuk, atılası ama hep “ne güzel şeyler vardı içinde” diye sohbetlere konu olası. Çocukluğumda tanıdığım güzel bir terzi vardı: “Hayata dikiş tutturacağız diye teğellerimizden olduk” demişti. Siyah önlüğümün beyaz düğmesini dikiyordu. Uzun uzun baktım […]
BİR GALATA MASALI-Zeynel KÜRKÇÜ
Ben ana rahmine düşmeden Benden önce başlamış, Ömrümün bu zamanının Beşte iki vaktinde İçine düştüğüm bu masal. Galata ’dan aşağı Sultanlar Beyler sarayı karşısı. İncir ormanını aşıp Kurtlar inermiş şehre, Bozkurtlar, açlık gidermeye Kalafat yeri Ceneviz’den kalma Mavnalara yüz sürmekte zımpara Yaraları bereleri örtsün diye Gemiler yanaşırmış rıhtımına Galata ’nın Yelkenleri atlas bezinden […]
Laikliğin Getirisi – Özgür Karakaya
Dilimize Fransızcadan geçen laik sözcüğü Yunanca “Laikostan” gelmektedir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet, din hürriyetine sahip olmalarını içermektedir. Tek dine sahip olan ülkelerde mezhepler arasındaki çatışmayı önleyebilmektedir. Laiklik, toplumları dinlerin baskıcı tutumlarına karşı koruyarak inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmayı ya da suclanmayı engellemektedir. Laiklik aydınlığı temsil ederken tersi karanlığı getirmektedir. Fanatik zihniyetten geri duruşun da bir […]
Son Yorumlar