sone – muhammed hacıreşitoğlu
eritip giderken güneş tepeden; kerpiç evlerimizi birer birer hepimiz çırılçıplak koşuyorduk geceye doğru ikonları ve kutsal metinleri sütunlar da asılı sadık hayvanlarımızı arkamızda bıraktık göz göze gelmemekle mükellefiz gelenler; tanrının okçuları tarafından vurulur vurulan, bedenlerimiz soğuk gölgelerinin üzerine düşüyor ve mahcup ve solmuş yüzlerimiz, çaresizliğimizi gizlemek içindir mutluluğumuz :ortak kaderimiz ortak sevincimiz: umudumuz aşk ise […]
MÜPHEM GÜNDEN ARTAKALAN – batuhan bilgiç
Şehre henüz yaz gelmedi. Serin rüzgâr kaldırımlardaki su birikintilerini titretiyor. Yan caddeye çıkmak için pasaja girdiğimde sarı top sakallı, şalvar kot pantolon giyen emlakçı herifi görüyorum. Tanımamazlıktan geliyor ve sabahın köründe avladığı müşteriye sırıtırken tüm dişlerini göstererek gidecekleri tarafı işaret ediyor. Belki de sahiden tanımıyordur. Bir iki kez borç aldığımda da yüzüme pek bakmamıştı. Arkalarından […]
SON ÖYKÜ-Hasan Hüseyin Güneş
Yine Bartın-Amasra yolundayım ve yine bu yolun her santimetresi bana kilometrelerce acıya mal oluyor. En son öykümü burada yazmıştım, beş yıl önce; sonrasında, Hemingway misali bir tutukluk yaşıyorum. Her gidişimde son öykümü adeta yeniden yaşayarak ve hissederek bilinçaltımın dehlizlerinde kendimi yeniden keşfetmeye çabalıyorum. Son öykümde bal peteğinden gözleri, şiirden bakışları ve hüzünden yapılmış bir kızın […]
dünyasal cehennem-Kübra Kardan
Yorgunluk çökmüştü üstüne. Çaresizliğini, iç daralmasını dindiremiyordu. Sürekli Knut Hamsun’un açlık kitabındaki adam geliyordu aklına. Onun o çaresizliği, o gururu, o mutsuzluğu . Aç değildi belki bedenen ama ruhen açtı o da. Sevginin, konuşmanın, sarılmanın, güçlü hissetmenin açlığı vardı üzerinde. Tıpkı aç insanın midesine giren kramplar gibi kramplar giriyordu göğsüne hisleri çoğaldığı zaman. Aç insanın […]
Ölmeden Önceki Son Mektup-Sumru YILDIRGI
‘’Puslu bir gecenin karanlığı çökmüştü üzerime. Algılayamıyordum nerede olduğumu. Işıklar yandı bir anda, gözlerimi kamaştırarak, görüşümü engellemeyi başarıyordu. Elimdeki kanlı bıçağı gördüm ve…” Janset, büyük bir şehrin göbeğinde on beş katlı bir binanın sekizinci katında oturan yalnız bir kadındı. Yalnızlığını evindeki kedilerle, penceresindeki kuşlarla, parkta tanıştığı köpeklerle ve deniz kenarında onu huzura kavuşturan balıklarla kapatmaya […]
EŞE’NİN YOLU – Alp Yelgeçer
Yörük kadınları, göçün geleceğini Kuluçka Yıldızı’na bakarak bilirlerdi. Bir de tavukların yumurtadan kesilmiş olması gerekirdi. O zaman yaylalardan düzlere inilir, çadır yaşantısından medeniyet kıskacına girilirdi. Yaprakların koyudan açık yeşile döndüğü bir zaman, tam da Kuluçka Yıldızı gökyüzünde görünüp tavuklar yumurtadan kesilmeye başladığında Eşe yükünü hazırlamaya başladı. Ovaya göç vardı, köpeklerin yallarını verdikten sonra eşeğini kolanladı. […]
Yürek seni bulsun… Gökhan Aynacı
I. Bir gün Rafa kaldırdım duygularımı On dakika sürmedi Yine aklımdasın İşte bu Aşkın aykırılık hali Sen varsan Gerek yok ayrılığa Sınırlarımıda zorla, Hasretten öldür ama Aklımdan gitme. Ten fukarası olmadan, Saçın başın yolmadan, Çabuk gel… II. Bilirim gelmezsin, Daha zamanı var dersin Ama sende bilmelisin, Yollar yar için Yıllar aşk için Bir sen var […]
HİÇLİĞİN ORTASINDA BİR HİÇİZ – Efe nazım Arslançelik
Hayat bu mu ? dedi Tayfun, üç kere havaya ateş etti. Nazan tam karşısında duruyordu. Bir şeyler oluyordu ne olduğunun kimse farkında değildi. Namlunun ucundan çıkan duman, havaya karışan barut kokusu ve Nazan’ın soluksuz nefesinde gizliydi her şey, bitmemiş bir inşaatın soğuk duvarlarına yansıyan gölgeler kadar gerçek durmanın peşindeydi Tayfun. Elindeki silahı yavaşça yere bıraktı […]
Dünden Bir Ateş – Mesut İlkay YANIK
Dün bir adam, bir veda girdabına düşerek Bir kadının yüzüne son bir defacık baktı. Konuştu bir ateşten hüzünle tutuşarak: “Hoşça kal sevdiceğim” derken ağlayacaktı. Dün bir kadın yüreği çarptı bir şimşek gibi Ardından da gözyaşı yağmur olup boşandı. Ve büktü dudağını bir şey diyecek gibi En derin sessizlikten sessiz bir an yaşandı. Dün bir adam, […]
BEYAZ – ayhan kelam
Renklerden en çok beyazı severim İlk çamurda kirlenir hepsinden önce Yine de saflığın en güzelini sunar Sürekli kirletilse de Renklerden en çok beyazı severim Çocukluğumu hatırlatır bana Mavi önlük üstünde beyaz yaka Umuda açılan bir kapı Bir penceredir yarına Tozlu sıralarda Renklerden en çok beyazı severim Semada süzülür güvercinin kanadın da Sevmeyi hatırlatır bana Hilesiz […]
Yeşilin Masumiyetine İnat, Beyazın Sevda Bilmezliği – Safiye Karaağaç
Siyah, kırmızı, sarı ve beyazı bıraktım. Yeşile dedim, sensin bu fırtınanın ayazı… Siyah örtbas etmek isterken, kırmızı suç üstüydü sürekli…Sabahları göremeyen sarı, buz tutmayan bir beyazdı… Yeşile dalarken gözüm, kesmiyordu yardan kalan alazı… Camdan damlalar bazen, gözünden süzülenden daha seri damlar…Sesini keser, bol ışıltılı bir gök gürültüsü… Yeşilden olsun istersin kederindeki hüzün, hüzünündeki yüzün ve […]
ŞEHİR VE ÜTOPYA/3 – TAMER UYSAL
3- “Kapitalizm, toplumsal evrimi ekolojik evrimle tamamen uyumsuz hale getirmiştir.” Murray Bookchin Bütün ütopyalar sonuçta dönemi içinde toplumların karşılaştıkları sorunlar için öneri getiren anahtarlar niteliğindedir ve bunu gizli anlatımlar ya da göndermelere başvurarak yapar. Bu düşlerle dünü (nostalji) ve gelecekle ilgili tasarımlarla da (hayal) yarını kapsar. Her yönüyle ütopya yazını elbette edebiyatta önemli bir alanı […]
Hep olsun derdin- Sedanur
Kapıyı çaldım o açtı, arkadan bir kadın sesi “Kim geldi hayatım ?” Evet “Hayatım” benim mahvolan hayatımın üzerine kurulu bir hayattı yankılanan beynimde Usulca gülümsedi dudaklarım İçimde şiddetli bir deprem, enkazlardan duyulan acı seslerin uğultusu Gülümsedi dudaklarım “Çok oldu görüşmeyeli” dedim Çok oldu görmeyeli “Evet öyle, nasılsın?” dedi başı yerde “Gel içeri” İçeri neresiydi sahi […]
Son Yorumlar