KAVGAM – Gürsel Özkır
Kavgasız kalırsam kendimle, kendimden öte gidemem kendime… Kavgalı kalırsam kendimle, kendimden beri gidemem kendime… Kavgam Ali Ayşe ile değil, sadece kendimle; Kendimle olan kavgamda, Ali Ayşe’nin alındıkları da olmuyor değil, eyvallah. Sonsuz belirsizlik ve dipsiz karanlığın boşluğu avucunda kendimle kavgalıyım. Gittikçe sivrileşen cehalet dişimle, imkan tanımayan asi imkanlarımla, ölüme yaklaştıkça ölümü unutan zayıf hafızamla, işine […]
Boş defter- fatma şahin
Kalktı. Kalkmasa da olurdu. Orada oturuyor olması kimsenin umrunda değildi. Ertesi gün sabaha kadar kimsenin ona ihtiyacı yoktu. Ona derken; onun apartmandaki çöpleri çıkarıp atmasına ya da apartmanı silip temizlemesine ihtiyaç yoktu. Yürümeye başladı. Yürümese de olurdu. Zaten gidecek bir yeri yoktu. Ama o yürümeye devam etti. Dar kaldırımlı ara sokakta, kaldırım bitene dek yürüdü. […]
cümleler ve -casınalar -sırrı yoluk
cümlelerde kayboluyorsun, ne güzel. bastığın yerleri tanı olur mu? bir bir geçilen çimenliklerden ağzı açık menekşelerden ne dem tadında giriyor içimize. cümlelerde kayboluyorsun, hadi koş tren düdükleri, sirenler… belli belirsiz taze bir rüzgar sevgilim. gözlerin! ansel yolundaki duanın karşılığı-casına ah bu -casınaların tutukluluğu cümleler ve -casınalar cümleler ve -casınalar May 2, 2016KİRPİ EDİTÖR
Komşu kızı -Emine Bilbey
Ayla ve Emine Biri karşı pencereden umuda bakar Her sabah.. Diğeri kaldırım serçesidir.. Dudağında bir şarkı.. ve bir sakız, Bir elinde fener.. Sanki gündüzünü arar. Yazgımın bir köşesi Ayla, Bir kenarı Emine’dır Tepeden tırnağa acıdır tenim Yüreğimi kanatan Arada bir tuz bastığım.. Ahh küllenmiş acılar.. acılar.. Bilmem neden yüreğim sancılar? Baharlar gelip geçiyor Kimileri ikinci […]
GELENEĞİN VE GELECEĞİN PEŞİNDEKİ ARİF NİHAT! -oğuzhan karaduman
Bir milletin büyüklüğü o milletin şairlerinin rengine bağlıdır. Bu renk yelpazesinin büyüsü ile nesiller hayat bulmuştur. Büyük medeniyetler övünçlerini her daim sanatkârlarına dayandırmışlardır. Bugün İngiliz edebiyatı denilince akla şüphesiz William Shakespeare (1564 – 1616) gelmektedir. Amerikan edebiyatı denilince akla Edgar Allan Poe (19 Ocak 1809 – 7 Ekim 1849) gelmektedir. Fransız edebiyatı denilince akla Charles […]
ŞEHİR VE ÜTOPYA -TAMER UYSAL
1- “Büyük şehir insɑnını büyüleyen ɑşktır, ɑmɑ ilk bɑkıştɑ değil, son bɑkıştɑ ɑşk.” Walter Benjamin 1940’ta nazilerin eline düşmemek için intihar etmesi Walter Benjamin’in yaşamını dramatik hale getirmiştir ancak yapıtları yaşadığı sanayi devrimi sırasında düşünceleri de oldukça ilginçtir. O dönem aydınları arasındaki hiçbir şey umut edildiği gibi olmamış yaygın olan olan melankolik yaklaşım yapıtlara da […]
Körebeci Gölge -ÜMİT KÖKSAL
Bir şey bir şeye dönüşürken Elim titriyor sıkılmışlığın etrafında Koşmak yetişmek istiyorum At ile uzaklaşanlara. Geride kalanları gönderiyorlar Her gün farklı bekleme odalarına Odalar ise nasıl mı? Sessiz, karanlık , kimsesiz. Şişeye sıkıştırılıp yaşama dönüştürülmüş. Camından izletiyorlar dublörlü gölgeleri Gölgeler körebe oynuyorum diyor gerçekle. Gerçeği nereden biliyor körebe? Acaba körebedeki olay mı gerçek? Gerçek miydi […]
DÜŞLERDEN GELEN TARUMAR – Muammer Gündüz
Ruh nakli yapılan frapan yarın Ve omzuna kuşanan şalı gibi güz, Güzün elinde patlamaya hazır tonlarca mayın Stabilize her durak, her durak suç Her durak şarapnel parçası birazda… Biraz da iliklenir köhne zamana Ve cürüm eser koynunda gecenin Derdest edilen her takvim, salınarak düşer uçuruma Yak vebalini, kafasına sık, hükmü yok bu düzenin Karışır cesetler […]
Köşeli Bir Gülümseme – Abdullah Acarlar
Vurdu yine hüznümün ense köküne güzel bir tokad-ı osmanî yandı siddetiyle yanılışlığın üşüyen elleri İndi yeryüzüne köşeli bir gülümsemenin buruşukluğu sardı dört bir yanı sessiz bir sis uzun uzun baktı parmakları kafasında dolasan o donuk ve sönük mimikli hayali kahraman Daldı telaşına akşamın, eve dönüşlerin ayak seslerine ve bir de kızıllıgına Haşim’in bir de uğultusu […]
ÇOCUK – Mehmet ÖZDEN
Cesaretini göğsüne takıp Alabildiğine koşuyordu çocuk. Cebinde cakası hazır, Jilet gibi saçları vardı Geriye atılan, Geriye doğru sallanan. Fiyakalıydı Bir kabadayıyı andıran. Avucunda bir tutam sevda, Kalbinden bir tutam parça Rüzgarı arkasına takıyordu. Sevdiğine satacaktı onu Yok pahasına hem de. Rağbet görmezse Çıkarıp cebindeki cakasını, Caka satacaktı etrafa. Kolları iki yana açık Ağırdan gidecekti oracıktan. […]
SOMUT HAYALLER – Ruveyda Betül
yazıyorum çünkü, biliyorsunuz gereken bu. acılardan bahsetmek bir çoğumuz için bir rutin haline gelmişken. yine bir çoğumuz için aslında söz konusu olamayacak klişelere dönüştü. somut hayaller. öylesine somut ki görünmez oldu en ufak soyutluklar. yüzlere bakıldığında duyguları görmektense gözlere, dudaklara, kıvrımlara bakar oldu zihinler. oysa her şeye anlam katan düşünceler değil miydi. ruh değil miydi? […]
Can Pazarı – Tayfun TATAR
Sırtından vurulmuştu ya bir karanfil Ve uzanmıştı kapkara Bir çıkmaz sokağa Sürmüştü ya hani allı morlu gökyüzü Gözyaşını toprağa Ve usulca filiz veren baharı Katıp bir şimal rüzgarının ardına Yaprak dökmüştük ya biz Sıkıştırmıştık ya bir güvercinin kanadına Acele yazılmış saman kağıdında O gencecik adını Boşuna değildi elbet Şimdi, gökyüzünün bir başka köşesinde Ağıt yakmadan […]
Son Yorumlar