Tertemiz Bir Aklın Gözyaşları – Kayhan Esen
Küçük yapraklar misali Dağıtılmıştı akıl çimenlere Dümdüz yatıyordu öylece iki seksen Ve bir gün doğruldu yerinden Her taraf dönmüştü kan gölüne Adil diyemem.. Neden herkes ruhuyla beraber yaşlanmak zorunda kalır ki zaten Evet yeniden o ruhtur beni çağıran Ve şimdi gitmeliyim Geri kalansız ve ağrısız sızısız Her tarafına çiçekler saçılmış dağdadır Belki de görünmeyeni görmenin […]
Anne – Yahya Ateş
Karne günlerini hiç sevmezdim. Öksüz olduğumu bana sürekli hatırlatan sevinç çığlıkları… Beyaz tahtaya çıkmayı da hiç sevmezdim. Ne zaman bir şey yazmaya çalışsam. Annemin mezar taşındaki “Ruhuna Fatiha” yazısı gelirdi sanki. Sınıftaki Fatih isimli çocukla bu yüzden hiç konuşmadım. Öğretmenim dâhil bütün sınıfın bana acıyarak bakan gözlerin “Aminiydim.” sanki. Ölüm yılındaki rakamları Matematikte hiç kullanamazdım. […]
Ağaçlar – Philip Larkin (Çev.Neslihan Çelikkanat)
The Trees The trees are coming into leaf Like something almost being said; The recent buds relax and spread, Their greenness is a kind of grief. Is it that they are born again And we grow old? No, they die too, Their yearly trick of looking new Is written down in rings of grain. Yet […]
Sessiz Çığlık – Erdem Özçelik
Kapıdan girdiğinde ansızın karşılaşmıştı tokat ve yumruklarla. Yüzüne gözüne, birbiri ardı sıra inmişti hepsi. Aldığı her darbe canını yakıyor, ciddi yaralara neden oluyordu. Çok geçmeden de kendini yerde buldu. Oldukça kötüydü. Feci halde dayak yemiş, bütün suratı kan revan içinde kalmıştı. Dudakları patlamış, şakağı açılmıştı. Burnunun da kırılmış olma ihtimali vardı. Son bir gayretle bulunduğu […]
O Gün Yine Yorgundum – Barbaros İrdelmen
Aylar var uğrayamadım Her daim sakindir bizim site Düşündüm gece sitede kalırım Hem erken de yatarım . Güneş yeni batmıştı Ben siteye girerken Komşumla selamlaştık Özlemişiz bir birimizi . Haziran mehtabı Ay yeni yükseliyordu Zeytin ağacının üstünden Aniden kızardı her taraf . Alevler sarmıştı İniltiler feryatlar azar Bir birine karışmıştı Uçuşuyordu ateş topundan hicivler . […]
Aşk Dört Kişiliktir – Kaan Eminoğlu
“Aşk tek kişiliktir” diyen Yılmaz Odabaşı’na “ Aşk iki kişiliktir” diyen Ataol Behramoğlu’na “Aşk üç kişiliktir” diyen Altay Öktem’e Kıskanç, öfkeli, mutlu ve ümitsiz Aşk dört kişiliktir Bilmiyorsanız, hiç âşık olmamışsınız siz . Aşk dört kişiliktir Tenha bir jilet kadar isteksiz Bakışı sakar, saklanışı acemi Hem pasaportsuz hem kimliksiz Yakından tanıdım hepsini […]
Gece Şiiri – Hasan Eren Demir
Dün içimde uçuşan kelebeklerin Koparılmış da kanatları Göğsüme yığılıyor Soluk alamıyorum Kalbim Kalbim ağırca halatlarla bağlanmış Çökmüş yeryüzüne Bir damla düştüğünde gökyüzünden Bir araba geçtiğinde Bir rüzgar estiğinde hafifçe Bir sen gelirsin aklıma Bir de göğe yükselme arzusu O halatları koparıp da Bir ruh olacağım derim Bir parça kül Belki de bir parça rüzgar olacağım […]
Yaz Terennümü – Adnan Deniz
Kıyısında olmalıyım denizin, Sularına değmeli ayaklarım. Almalıyım karşıma güneşi Hadi söyle, Öyleyse, böyle. . Sessizce müzikler çalarken bardan, Soyunan bir kadın utanmalı. Suya girerken bir çocuk müphem, Tedirgin bir anne, ürpermiş olmalı Hadi söyle, Öyleyse, böyle. . İsmini yazmalıyım mavi sulara, Denizde yürüyüp gitmeliyim… Kazımalıyım kendimi hayata Yitip gitmemeliyim. Kışın üstüne şöyle bir yaz gelmeli […]
Aranan Bahar – Hüseyin Yaşar
Kışı uzun bir yoldayımAra sıra düşüyorum baharaBir güneş iki yalancı çiçekBaharı bulmak içinTekrar düşüyorum yola Tem 11, 2021KİRPİ EDİTÖR
Ne Güzel İnsansın Sen Beyazıt Bey – Yüksel Akkuzugil
Beyazıt Bey, Yiğit’in ilk işe başladığı zamanki devlet memurluğu sürecindeki ilk amiri, ilk Daire Başkanı’ydı. Mülkiye’nin “Züppe eşrafından” yani Diplomasi şubesinden mezundu. Sosyal, girişken, neşeli ve hoşsohbet birisiydi. Hayatı pek çoklarına göre fazla ciddiye alınacak bir şey olarak görmüyor, gelip geçecek bir zaman olarak bakıyordu. Elinden geldiğince en iyi şekilde geçirmeye çalışıyordu kendisine tanınan bu […]
Zaman… Akıp Geçerken – Fırat Büyükcivelek
Çok sık söylediğimiz ya da çevremizden duyduğumuz sözlerden bazılarıdır: Zaman su gibi akıp geçiyor, pazartesi oldu bile, ilkbahar da geçti yaz oldu, çocuklarım ne ara bu kadar büyüdü? Bu yıl da geçti hiç bir şey anlamadım. Ya da zaman zaman kendimize soruyoruzdur: Ne ara bu kadar yaşlandım?Daha dün gibi 10 yıl öncesi… Bu çok doğal […]
Yeni Modernizm: Post-Modernizmin Eleştirisine Giriş – Ahmet Faruk Keçeli
GİRİŞ Ulus Baker (1998) videoya alınmış konuşmalarının birinde aklın kendi kendini eleştirmeye dizayn edilmemiş olduğunu söyler eski felsefe akımlarında. 20. yüzyılın post-modernizm için parlak zamanlarında ise, parlaklığının aklın kendini eleştirmesinden kaynaklı olduğunu görüyoruz. Öznelliğe dışsal eleştirinin oluşması için önce, o öznenin oluşması ve dışardakinin nesnel olarak kurgulanması gerekiyordu. Post-modernist düşünceye kadar bu yapıldı. Post-modernizm modernizm […]
Kirpiğin Düştü – Yusuf Mehmet Yerçe
Gecenin karanlığına kendimi bıraktım. Bir yok oluşun göz bebeğimde kaybolduğunu gördüm. Bir süre sonra kirpiğimin gözümün ucuna düşüşünü seyrettim, o kirpik benimdi lakin beni uyutmayan oydu. Gözümü ovaladım, her ovalamamamda gözümden yaş geldi. O kirpik benimdi. O göz de benim, onu ovalayan elde benim. Benim, ben olmaktan başka deneyebileceğim bir şey yok. Kendi mezarımdan başka […]
Son Yorumlar