Payidar – Reşide Değirmi
Ordaydım, bir cadılar meclisinde Ellerinde kırılmış kalemler Yüzlerinde lanetli bir gülüş Efsunlu sözcüklerle yazdılar kaderimi Ben ki o cadıların kalburunda elendim Esirin boşluğundan düştüm yeryüzüne Terzilerin iğneleriyle kutsandı bedenim O yüzden kırk yamalı, dediler Kulaklarımda kekeme ismim, Ruhumda bir yarım kalınmışlık De ki bana Payidar Alta düşen üstte kalandan kıymetli miydi? Şub 8, 2021KİRPİ EDİTÖR
Yar Dibi – Hamdi Mutlu
Karşı evden gramafon sesi yükseliyor Ne diyor biliyor musun? Elbet bir gün buluşacağız Sahi buluşur muyuz diye geçiriyorum içimden Bir sükut vuruyor dilime susuyorum Ömrüm senin hayalinle son bulacak Ey Sevgili Dişlerim senin adını söyleye söyleye çürüyecek Gözlerim ağlamaktan kör olacak En kötüsü ne biliyor musun? Bunları ruhun bile duymayacak İki gözümün çiçeği derdim ya […]
Meded – Hakan Uslu
Meded= Muhyiddin İbn Arabi ve Ayna Metaforu muhyiddin’in paramparça olmuş aynalarından dünyaya bakıyorum façası düzeltilesi hayata baktığımda atlar niye dört nala koşulurmuş komutanlar kime savaşırmış daha çok biliyorum kayıtsızca çöküyor defalarca yularımı çözüyorum . zamanın çok satmış kitabının sayfalarından dönüp kendime bakıyorum kırık dökük aksime her baktığımda; rüzgarın göğe kaldırdığı yanık yaprakları, yolunu kaybeden uçurtmaları, […]
Bir Tufanda Yolcu – Ferhat Nitin
Her gün biraz daha düne hayran Tutuşur boydan boya kıvrım kıvrım nezaketler ve hayalimdeki resimde yoksunluğun. Çağrılar koşsa, tutunmalar ruhun boşluğunda Belki morlar dadanır pencerene. . Tuhaf yalanlar mırıldanarak yürüdüm belki uzaklığına Ki bilek kesmek de artık sıradan bir intihar ve dilim molalarda yolcu. Oca 23, 2021KİRPİ EDİTÖR
Tırlat, Fırlat At(ma) – Nazım Kayalı
Dedem öleli bir yıl kadar oluyor. Aidiyetle bağıntılı ebedi bir sevgimiz ve isimlerimizin aynı olmasından kaynaklı birbirimize karşı oluşan bir sempatimiz vardı. Sadece bu iki sebep onu diğer dedemden daha çok sevmeme yetiyordu. Sanırım o da sırf bu sebeplerden ötürü beni diğer torunlarından daha çok seviyordu. Zaten beni diğer torunlarından ayıracak dişe dokunur başka bir […]
Kırgınlık – Muhammed Şen
Kırgınlığın ezgisini damlatıyorum kağıdıma Ağlayan bir bebeğin çaresizliğiyle başlıyorum günlerime Kırpılmış cümlelerin anlamsızlığını görüyorum yüzümde Tutkunun tanımını yapıyorum tükenmez cahilliğimle Ruhu çalınmış insanın ruhsuzluğuyla Döküyorum içimi mürekkeplere . Yaptığım hataların yükünü çekiyorum tüm bedenimle Bas bas bağıran yorgunluğumu dinlemeden çekiyorum sadece Duygusuz birine dönüşüyorum çektiğim yükün etkisiyle Dinlemiyorum görmüyorum koklamıyorum bana olan sevgiyi Dindirilemez duygusuzluğumu […]
Gri Defter – Melis B. Yüksel
Her ne şart ve durumda olursa olsun, insan kendini iyi hissetmesi için önce kendine iyi görünmesi gerekir. Saçlarım yok, kaşlarım dökülmüş, sokağa çıkarken maskeli olmak zorundayım. Bu da insanların garip bakışlarıyla karşılaşmama neden oluyor. Olsun diyorum. Ben bununla yaşamayı öğrendim ve kendiimden kaçmıyorum. Buna da şükrediyorum. Çünkü elimden bir tek bu geliyor. Günler, haftalar ve […]
Kavanozdaki Kabuklar – Ahmet Akif Özcan
Güzel bir insanmış. Yaşasaydı bilecektim. Ölmüş. Hatta geçen gün ölmüş. Annesi de kahrından ölmüş. Ölen ölmüş. Kalan sahalar… karşı arazide çocukların futbol oynadığı bir halı saha vardı. Apartman dikeceklermiş. Diğer yandan çocukların umutları da ölmüş oldu. Ölmeyene baktım. Yaşıyordu. Sadece nefes alıp verişinden anlıyordum bunu. Mutfağa geçtim. Bir şeyler pişirmekle meşgul. – Nezihe’nin oğlu ölmüş […]
Sercan Tunalı ile Söyleşi – Hacer Aktaş
1-) Sevgili Sercan küçük yaşlarda güzel sanatlar lisesinde başlayan sanat maceran lisans ve üstü eğitimler ile devam etti. Seni sanatla buluşturan ilk şey neydi? Hatırlıyor musun? Resim yeteneğim, ilkokulda katıldığım bir resim yarışmasından aldığım ödülle fark edildi. Ardından ailem hep o yöne yönlendirmeye çalıştı ve bu konuda her zaman destek verdiler. Ödül törenin ardından yaşadığım […]
İncir Zamanı – Esra Sungun
İncir zamanıydı. Gözünü açtı ; duvardaki ana yadigarı saatine baktı , köyündeymişçesine hissetti kendini. Ağzında , en sevdiği meyve olan incirin tadı vardı ; buruk ama tatlı , yaratıcı yapımı reçelli..Hatta minik tanelerinin dişlerinin arasındaki çıtırtılarını bile yaşadı . Ağzı sulandı birden.Sabah saat 6 idi henüz.Nereden düşmüştü ki aklına..Beden ve zihin hafızası idi besbelli. Çocukluğunda […]
Şairin Bir Günü – Uğur Bayram
Bu sabah uyandım. Senelerdir bütün sabahlar aynıydı, Çıktım evden karıştım insan içine. Tüm konuşmaları, serzenişleri, dalgın, üzgün boş ve yorgun bakışları, kucaklıyorum. Her şey bulanık önüm arkam sağ yanım sol yanım, ne yana dönsem ağlamaklı insanlarım, üzgünüm. Yaraları saracak çaput bulmak çok zor Rezillik diz boyu, boyumuzu çoktan aştı sefalet Yok yoksulluk, var varlık getirir […]
Ah Gençlik – Emel Bulut
En çok seni özlüyorum. Otursam şöyle karşına bir çilingir sofrasında Başım ellerimin arasında sen anlatsan ben dinlesem. Sonra o en sevdiğimiz parça eşlik etse bize. Kadehlerimizi kaldırsak yaşanmışlıklara Sırt sırta versek yeniden yankılanan kahkahalarla. Yaralanmış yüreklere merhem olsa sevincimiz. Umuda erzak taşısa bonkör gülüşlerimiz. Eşlik etse dillerimiz bağıra bağıra inleyen nağmelere. Doya doya dans etsek, […]
Son Yorumlar