Tehlike Serkan, varoşlarda yaşayan binlerce serserinden biriydi. Ben onunla karşılaştığımda içimden bir şarkı mırıldanıyordum.(I’m just a poor boy no body loves me.)Aynı şehrin çocuklarıydık ama o benim söylediğim şarkıları hiç duymamıştı. Böyle yerlerde büyüyünce bir alay serseriyi tanır ve arkadaşlık da edersiniz. Piç Yunus, Katil Ali, Şair Asil ve diğerleri hepsi bu dünyaya ait insanlardı. Sadece korkutucu değil aynı zamanda toplum dışı ve bencillerdi. Tıpkı sonraları tanıştığım Brecht’in kahramanları Ball,Fatzer,Ustura Mac gibi.Bu oyun kişilerine onlarla yan yanayken çok yakındım.Bu toplum dışı olma durumu beni de adım adım takip eden bir köpek gibiydi.Brecht’le tanışana kadar bu tiplere olan yakınlığım henüz teorik boyutta yeterli değildi.Onların kötü ve bencil tipler olduğunu kabul ediyorum Ama bu gün de o günlerde olduğu gibi onların yoksulluk üniforması giymiş birer kahraman olduklarını düşünüyorum.Brecht’ in adilik ve bayağılıktan devrimciler yarattığı laboratuar içindeydim.Yoksulluğu bazen gerçekten bir silah gibi kullanıyorlardı.
Tehlike Serkan ‘ı üzerinde atlet elinde birayla bir bankta otururken görmüştüm.Kış vaktiydi hava gerçekten soğuktu.Uzağında durup onu izledim.Bir taraftan birasını yudumluyor ,bir taraftan etrafa küfürler yağdırıyordu.Bir süre sonra polisler geldi,dört polis birden onu yere yatıramadılar.Gerçekten de çok güçlüydü.Gücünü kontrol edebilseydi,yani hepsi edebilselerdi o zaman halk devletten değil ,devlet halktan korkar mıydı?Devlet zengin,insanlarsa hep fakir olmalıydı kural buydu.Ve bu toplum dışı kişiler bunun farkındaydı sanki.Sadece her zaman oyunu kuralına göre oynamıyorlardı.Sömürünün kuralları görünürdü.Hayatımın içinde,bu serserilerin gözlerinde görebiliyordum bunu.Peochum’un söylediği gibi bizim oralarda evlerde yaşamak müebbet hapisten beterdi.Bizler bu hapishanelerden,mahallemize açılan pencerelerden,yoksulluğumuza bakıyorduk.Brecht’in konusunun yoksulluk olduğunun ayırdına bu pencerelerden birinde vardım.Diğerleri gibi değildi .Onun için yoksulluk bir üniforma gibiydi.ve hepimize yüksek birer rütbe veriyordu.Bay Keuner’in dediği gibi;yoksulluğumuz bizi gerçeğe bir zenginin asla yakalaşamayacağı kadar yaklaştıran bir hileydi. Şarkı QUEEN-bohemian rapsody
Bir cevap yazın