Bıçakla oyulmuş çıkarılmış
Avuçlarının içinde
Kendi gerçeğimi görüyordum
İçerken ellerim titriyor ağlıyordum
Aklına bir martının gözleri takılmıştı
Çok şükür hıçkırmasını biliyordum
Bölük pörçük akşam oluyordu
Gözüme kargalar konuyordu
Sırılsıklam utanacaktım
Yoksa yüzümüz olmazdı geceye
Şiir deniz gibi kımıldıyordu
Kımıldandıkça içim kanıyordu
Rüyasını dokuyordu he sabah
Sarıyer’de balıkçılar
Sarhoştum kirpiklerim yanıyordu
Utanmasam beni terk etmişsin
Hırsımdan ağlayacaktım
Bana yazdıklarını
Yazmadıklarını okuyacaktım
Artık sensiz ömrümü yaşayacaktım
Sokaklarda, mezarlıklarda
En çok senin olmadığın
Yalnızlıklarda
Benim her sabah saatinde
Masmavi sokaklar boyu
Söyleyen dilim
Benim her sabah saatinde
Masmavi söyleyen yüreğim
Yaşamın türküsünü gönlünce
Bambaşka bu bizim yaşanmışlığın içinde
Kalbinde dünyayı taşır da
Yine de susar bunu biliyorsun
İstanbul parıldardı gözlerimizde
Köylüleri severdik
Yeşili doğayı doğaya dönmeyi
Efkârımız sığmazdı gönlümüze
Başındaki yazma kadar
Ela gözlerini yaşamaktan yorgunum
Avuçlarında unutmuşum ellerimi
Şiirlerinde külrengi serçeler
Karanlığın arkasında sığınmış
Kıvılcımlı zamanlarda duracaksın
Neden, ne zaman ve nasıl sevdiğini
Anlayamadan gittiler dedin bir keresinde
Yalnızlıktan da kurtulup da
Yalnız kalmak isterken yalnızlığa sığındılar
Gözden kaybettim seni sustum
Islak ıslak bir ağaç gibi
O saklasın varsın gece
Seni yüzünün renginden
Bütün üzüntüm
Çok düşündüm
Seni öldürmek için
Ne çareler tasarlasam
Sonra bir bir unutsam herşeyi
En çokta seni
Buz tutsa bıyıklarım
Sussam konuşmasam
Ben unutulsam
Bir başıma kalsam
Ben seni unutsam
Ellerim seni unutsa
Ela gözlerini unutsa
Yüreğim sussa
Bıyıklarım buz tutsa
Yağmur bilmediğim
Başka bir gökten yağıyordu
Yanımda olmadığın zaman
Her zamankinden daha yalnızdım
Ellerim yağmura açılmış
Sakallarım ıslak
Saadetin ıstırap çekmek
Olduğunu keşfettim
Bu sağanağın altında
Acılığı sinerse parmaklarına
Şiirlerimden gözyaşların sinerse
Ölümle hayat arasında
Kendimi öldürecek saadetteyim
Yirmi damla gözyaşı
Her akşam dağlarda sarhoş
Korktuğunu bilerek
Yüreğimi senden çekmemi
Kalbim bakır bir yas gibi
Boynuma asılmış
Ondan kurtulmak için
Sürgünlere gitmeye razıyım
Parasız pulsuz çekip gitmeye
Kırlarda ki bütün belaya razıyım
Hapis yatmaya
En büyük düşmanın
Madem ki benim
Onu çiğnemeye hazırım
Küfür gibi huzursuzsam
Ve unutulmuşsam
Allahsız çıplak bir hançersem
Ağlıyorsam
Onun nerede olduğunu bilmeden
İnsanlar beni görmüyorsa
Kaybetmişsem
Kendime acıyorsa yüreğim
Ölmeye hazırım
Mehmet Özgür ERSAN
Bir cevap yazın