
Aylardan Şubat, soğuk bir kış sabahıydı. Demir, her gün olduğu gibi sabah altıda uyandı, yüzünü yıkadı ve dişlerini fırçaladı. Bu aralar çok heyecanlıydı çünkü birkaç hafta önce evinin önünde bir yavru köpek bulmuştu. O gün, köpek için hemen bir kulübe yapmıştı. Bugün de her zamanki gibi ona mama vermek için yanına gitmek istedi. Fakat kulübeye vardığında köpek orada yoktu ve mama kabındaki mama da hiç azalmamıştı. Demir korktu, mama kabını düşürdü ve hemen köpeği aramaya başladı. Etrafta ne kadar arasa da onu bulamadı. Çok üzüldüğü için ailesinden o gün okula gitmemek için izin istedi ama ailesi buna izin vermedi. Mecburen okula giden Demir, derslerde sürekli günü bitirmeyi düşündü. Okul biter bitmez eve koştu ve bir kez daha köpeği aradı. Ama yine bulamadı. Zamanla Demir’in hevesi kayboldu. Artık eskisi gibi heyecanla uyanmıyor, mutsuz bir şekilde okula gidiyordu. Bir gün, eve dönerken yaşlı komşusu Ali Amca onu durdurdu. Ali Amca, Demir’in üzgün olduğunu fark etmişti.
“Ne oldu, oğlum?” diye sordu.
Demir her şeyi anlattı. Ali Amca dikkatlice dinledi ve sonra:
“Buradan uzakta bir inşaat alanı var. Orada sokak köpekleri yaşıyor. Belki senin köpeğin de oradadır. Git bir bak istersen,” dedi.
Demir yeniden umutlandı. Eve gidip biraz mama ve su aldı, hemen inşaat alanına doğru yola çıktı. Hava soğuktu ve kar yağıyordu ama Demir pes etmeden yürüdü. İnşaat alanına vardığında, etraf çok sessizdi. Bir süre dolaştı ve uzaktan zayıf bir havlama ses duydu. Hızla sese doğru ilerledi ve köşeye sıkışmış, titreyen yavru köpeği gördü. Demir hemen köpeğin yanına koştu. Yavru köpek biraz korkmuştu ama Demir’i görünce kuyruğunu salladı. Demir, köpeği kucaklayarak:
“Seni bir daha asla bırakmayacağım,” dedi. Eve döndüklerinde köpeği sıcak bir battaniyeye sardı ve ona mama verdi. O günden sonra yavru köpek artık kulübede değil, Demir’in evinde yaşıyordu. Demir eski heyecanına kavuşmuştu ve her sabah köpeğiyle birlikte mutlu bir şekilde uyanıyordu.
O soğuk kış sabahı, Demir için unutulmaz bir hatıraya dönüşmüştü. Sevgi ve sabrın sonunda mutlaka karşılığı oluyordu.
Kirpi Edebiyat ve Düşün Dergisi olarak öyküsü için Hacı Sabancı Anadolu Lisesi Yaratıcı Yazarlık Kulübü Öğrencilerinden 9F Sınıfı Kadir Taha ÖZAŞIK‘a teşekkür ederiz.
Bir cevap yazın