Kupalar alındığında, doğum günlerinde, yıl dönümlerinde, mezuniyette, patlatılan yere de saçılandır. Ayrıca pavyonlarda da sevgi gösterisi olarak tanımlanır. Sahne performansı sergilenirken de şampanya patlatılabilir. Porsiyon olarak servis edilmeyen içecektir. Şişe ile servis edilir. Nefis kokusu etrafa yayılmalı ve içeni de mest etmelidir. Kapağı açılınca patlama sesi çıkarandır. Sadece bir içki olarak değerlendirilmemeli; statünün, hayattan zevk almanın, lüksü sevmenin de göstergesidir.
Çilekle ve havyarla da şahane gider. Şampanyayı patlatırken de gülmek ortamı rahatlatır. Kafa boşaltmaya bire birdir.Bardağı tutarken de zarif görüntüsü vardır. Şampanya markası olarak ilk akla gelenler: Krug Lanson, Louis Roederer ve Charles Heidsiecktir. Renginden ötürü boya üreticilerine ilham veren içecektir. Çok da kibardır. Arabalara da çok yakışan renktir.
Şampanyanın sözlüğü yol haritası görevi görür: Blanc de Blancs: Sadece beyaz üzümler kullanılarak üretilen şampanya. Değerli şampanyalardan kabul edilir. Brut: Sek Brut Nature/ Brut Sauvage: Tamamen sek. Extra Brut olarak da ifade edilir. Bulk: Büyük ölçüde üretilerek ikinci fermantasyonu şişede değil; basınçlı tanklarda yapılan şampanyadır. Charmat Metodu, Cuve veya Tank olarak da isimlendirilir. Demi-Sec: Oldukça tatlı. Doux: Tatlı Extra Sec: Yarı sek. Rosé: Pembe şampanya. Değerli şampanyalardan kabul edilir. Non-Vintage: Ortalama üç yılın mahsulünden üretilen ve mahsulü olmayan şampanyadır. Vintage: Mahsul kalitesinin istisnai olduğu yıllarda üretilen şampanyadır. Şampanya% 18’e kadar alkol içerebilir.
Şampanya tarihin yolculuğunda da yerini bulur: Şampanya, ismini Fransa’nın Champagne şarapçılık bölgesinden alan bir köpüklü beyaz şarap türüdür. Şampanya genellikle beyaz ve kırmızı üzümlerin kupajından üretilmektedir. İlk köpüklü şarap üretimine dair kayıtlar, bu şarabın Fransa’nın güneybatısında yer alan Saint-Hilaire, Aude kasabasında Benediktin keşişlerince 1531 senesinde üretildiğini göstermektedir.
Bu üretim işlemi, yaklaşık 100 sene sonra İngiliz bilim insanı Christopher Merret tarafından incelendi. İkinci Dünya Savaşından sonra Şampanya altın çağını yaşamıştır. Winston Churcil de Napoleun sözünü tekrarlamıştı: “Zafer kazandığında şampanyayı hak edersin, mağlup olduğunda zaten şampanyaya ihtiyacın olur. Tarihin en önemli diplomatlarında biri olan Talleyran şampanyayı ‘’ medeniyetin şarabı ‘’ olarak nitelendirir. Marylin Monroe’nun 350 şişe şampanyayı küvete dökerek banyo yapması gibi maksadı aşan bir görgüsüzlüğü de getirir.
Medyada da yerini bulur. Şampanya: Formula 1’de şampanya yerine gazoz patlatmışlar! Haberiyle yer alır. Bazı ünlüler için patlatılan şampanyaları görünce sevinçten havalara uçtuğu da yazılır.
Fıkralarda da yerini alır: Cimrinin biri, bir eğlence yerinde etrafındakilere şampanya ikram etmiş. Fakat bu ikramı yaparken sarhoş olup, kendinden geçmişti. Gittikçe fenalaştığını anlayınca, aklını başına toplayıp garsonu çağırdı: – Aman, beni ayıltacak bir çareniz yok mu? Garson gülümseyerek: – Olmaz olur mu? Hesabınız hazır…
Şampanyayı sağlık yönünden ele alırsak: Şampanya serbest radikallerin etkilerini durduran birçok antioksidan içermektedir. Bu zararlı maddelerin insan vücudu üzerindeki etkisini azaltır. Köpüklü içecek kan basıncını normalleştirir, aksine düşürür. Ayrıca, ilaç kan kanallarını temizleyerek birçok kalp hastalığını önler. İçecek birçok bitki polifenol bileşiği içermektedir. Şampanya beyin ve kalp kasını oksijenle zenginleştirmektedir. Tabii ki, bu işlem yalnızca yüksek kaliteli hammaddelerden gelen yüksek kaliteli içeceğe gelince mümkündür. İçecek, özellikleri bilinen tüm askorbik asit ve tokoferolden (E vitamini) üstün olan antioksidanlar bakımından da zengindir. Bu maddeler zararlı çürüme ürünlerinin iç organlarını temizler. Şampanyanın ana yararlı kalitesi solunum sistemi, sindirim sistemi, özellikle safra kesesi üzerindeki etkisinde yatmaktadır. Periyodik olarak 1 bardak köpüklü şarap tüketirseniz, tüm alanlarda sağlığınıza katkı verirsiniz.
Şampanya, bir damlası dahi ziyan edilemeyecek kadar değerli ve emek isteyen bir içkidir. Aldığınız her yudumda, damağınızı kaplayan eşsiz lezzetin doyumsuz hazzına da varılmalıdır.
Bir cevap yazın