gülerken sakladığın gözlerini gören bir ben miydim?
ya da
kızdığın zaman öne eğilip kalkan başını ,
olmasa da pek mümkün
belkide içinden ona kadar sayışıni duyan ben miydim?
nadiren de olsa
üstüne geldiklerindeki sükutunu
bir ben mi
bir tek ben mi fark etmiştim ?
peki ya
zamansız tebessümlerine sadece beni mi ihale etmiştin yoksa herkes dahil mıydı buna ?
ya da sen bay çok bilmiş beni de bir boş yerine üç yanlışa mı saymıştın?
nedendi şimdi sana karşı bu bekleyiş bu iç geçiriş ?
hem de ölen bir ihtimalin dirilmesi mahşere kalmışken.
bahar gelmiş şehrin rahiyasınin acı bilançosu muydu yoksa bu kırıntılar?
bilmiyorum.
veriyorum soyadımın hakkını en çok bu aralar
ve sayılı günlere adımın hakkını da vericek gibiyim.
garip.
çok garip. şimdi saat burda 06.34
düşünmeden edemiyorum ben seni
ve radyomda bir türkü çalıyor
anlatıyor sanki her şeyi
attilla ilhan şükür etmeliymiş
diyorum durduk yere
çünkü
gözlerimiz bir kere bile değmemişti
sadece beyninin ağlarını attığın kalbim vardı
çölün ortasında
şimdi boşluk olmanı dilesem Tanrı ‘dan
kabul olur muydu bu cuma gününde?
mesafeler en çok böyle zamanlarda anlamsız oluyor
sen benden uzaklaştıkça.
şimdi hiç yakın olmadık ki diyeceksin
haklısın evet çok haklısın
ve bir yeniyetmenin anayasanın ilk maddesidir bu.
kimi zaman sesine dalıyorum
duyuduklarim sesinden öteye geçemiyor
gülüşün yankılanıyor kafamın kara zindanlarında
o zindanlar ki seni koymuşum en büyüğüne
ve prangalar sunmuşum sana
zindanın en baş köşesi seninle şenlenmiş
kara seninle anlam bulmuş bu yerde
ve ‘ne varsa beyaza dair içinde sana anlatmış bir bir
ah
biçare gönlüm
adından nasibini alamamış
eksik ülkesinin başkenti
ay çıkınca pencereme
ve parlayınca yıldızlara inat
ben seni düşünür
hiç-bir yıldız kaymasın diye dua ederim
bilirim ki seni dileyen dilekler olabilir
ve bir olasılıksa bu hayat
ve aksini iddia etmesse kimse
Tüm yıldızlara uzun ömür dilerim
gökyüzüne tercih ettiğim ay yüzün
içime doğar her sabah
yeryüzü coğrafya dersinden ibaret olur yalnızca
ülkemin üç tarafı da seninle çevrilidir artık
çünkü ne yana dönsem sensindir
ülkemin menderesleri bile sen sen diye akar.
ve sen kadersindir artık.
itiraf ediyorum
sen hiç bilmedin
kıskandığım da oldu seni
çok kere
çünkü seni seven gözleri gördüm ben
senden bahsedince coşan yürekleri
adın geçince bir zamanda
duran saatleri buldum ben
çoğu kez akrebi ikna edemeden döndüğüm oldu
beyhudeymis
şimdi takvimler sen gününü gösterir
saatler de seni sen geçer
şimdi seni düşlemek Manisa da bir gece gibi demek ne kadar edebi ise
bazı zamanlar yüreğimde hissettiğim kıpırtıları paylaşmak da aynı şekilde edebi olsun istedim.
suyun rengine benziyor hislerim tarifsiz biraz.
dilimin sürüçtüğü çok oldu.
duvar ve tavan şahittir yazdıklarıma ve onlarda seni görüşüme.
şimdi susmak çare olur. dar zamanların dar kapıları olmaz. elbet bulunur çaresi unutulur.
bir gün mutlaka,
bu böyle yarım kalmayacak,
ve ben yok yere haykırmaya ,ağlamaya meyilli
sen dünyanın en güzel gözlü görmeyeni
kısacası Sen Meçhul Ben Meçhule
Bir cevap yazın