Beyaz Tavşan ve Karpaz Eşeği ziyaretine geldiklerinde Cheshire Kedisi yüksekçe bir ağacın kalın bir dalının üzerine uzanmış dinleniyordu. “Günaydın” diye seslendi Tavşan. Tavşan’ın sesinin duyulmasıyla birlikte Kedi’nin önce kuyruğu görünmez oldu, sonra da sırasıyla bacakları ve gövdesi. Bir kaç saniye içinde yüzü de ortadan kaybolunca Kedi’den geriye sadece bir gülümseme kaldı. Kedi gülümseyen bir ağızdan ibaretti artık.
“Bana numara yapma” dedi Tavşan
“Numara yapacağım en son kişi komik görünümlü şaşkın bir beyaz tavşan olurdu” dedi Cheshire Kedisi. Konuşurken Kedi’nin önce yüzü sonra da vücudunun geri kalanı tekrardan görünür hale geldi.
“Lafı hiç dolandırmayacağım ” dedi Tavşan. Buraya sana Kupa Kraliçesi’nin bize verdiği bir görevi tebliğ etmek için geldim.
Kupa Kraliçesi mi? Görev mi?
“Evet” dedi Beyaz Tavşan. ” Kraliçe tarafından sana, bana ve Karpaz Eşeği’ne verilmiş bir görev bu”
“Ne güzel bir ekip” dedi Kedi müstehzi bir gülümsemeyle. ” Yardımcı olabilmeyi çok isterdim ama maalesef ekibe katılmam mümkün değil. Bu aralar pek meşgulüm. Yapmam gereken çok iş var”
Bir ağacın üzerinde bütün gün tembellik etmekten başka ne işin olur ki senin?
Tembellik mi? Ben burada oturmuş düşünüyorum, dostum. Düşünmek önemli bir eylemdir ve bazen başka hiçbir şey yapmamayı gerektirir.
“Düşündüklerini bizlerle de paylaşman için bir kitap yazmanı bekliyoruz” dedi Tavşan. Sonra da daha fazla uzatmak istemeyerek konuyu değiştirdi: Sana bir sorum olacak, Harikalar Diyarı’ndan Alice isminde bir kız geçti mi?”
“Bana mı soruyorsun?”dedi Kedi
Elbette sana soruyorum
Hatırlamıyorum.
Hatırlamıyor musun? İyi düşün; iddia o ki bu kız, Alice yani, normal bir dünyadan geliyormuş
” Normal dünya da neymiş?”diye sordu Kedi, gülüşü daha da belirgin bir hal alarak.
Biliyorsun işte, normal dünyada çelişkiler olmuyor. Oranın sakinleri bilime güvenip, rasyonel kararlar alıyorlar.
Çelişkiler yok mu ? Bilim mi? Rasyonalite mi? Kedi bu kez kahkaha attı, bunu yaparken de oturduğu yerden yükselip aynı dalın üzerine tekrar oturacak şekilde havada takla attı.
“Delisin sen” dedi Tavşan
“Hepimiz öyle değil miyiz?”dedi Kedi
Kraliçe ile konuşarak onu senin de ekipte olman için ikna ettim. Eşek de bizimle geliyor.
” Karpaz Eşeği demek” dedi Kedi Eşeği baştan aşağıya süzerek, sonra devam etti: “Senin uzun zaman önce Harikalar Diyarı’ndan ayrıldığını duymuştum. ”
O ana kadar sessizliğini koruyan Karpaz Eşeği ilk kez konuştu: Yanlış duymuşsun, kedicik. Ben hep buralardaydım. Doğrusunu söylemek gerekirse bize bu görevi vermesi için Kraliçe’yi ikna eden de benim
“Neden böyle bir şey yaptığını hala anlayabilmiş değilim” dedi Beyaz Tavşan, Eşeğin sözünü keserek. Kaşları çatılmıştı. “Hiç nedensiz başımıza iş açtın” diye devam etti
” Harikalar Diyarı’nda çok mutluyduk.” dedi Karpaz Eşeği, Kediye ve Eşeğe önemli bir konuda ders verir gibi bir tavır takınarak. “Ta ki başka bir diyardan Alice isimli bir kızın yıllar önce Harikalar Diyarını ziyaret ettiğine dair söylentiler yayılıncaya kadar. Kimileri Alice’in bir gün Harikalar Diyarı’na geri döneceğine ve onun dönüşüyle birlikte her şeyin bir anlam kazanacağına, böylelikle buradaki saçmalıkların da bir son bulacağına inanıyor. Buna inananların sayısı gün geçtikçe hızla artıyor üstelik. Bununla birlikte son zamanlarda bir çok kişi hayatlarında bir şeylerin eksikliğini hissettiklerinden şikayet eder oldu. Ne yaparlarsa yapsınlar bu eksiklik hissinden kurtulamadıklarını söylüyorlar.
“Bunun Alice’le ne alakası var” diye sordu Kedi
Harikalar Diyarı sakinleri Alice’in istedikleri şeyin ne olduğunu bildiğine inanıyorlar. ALice aradıkları şeyin ne olduğunu onlara söyleyecekmiş.
“Bizim ne istediğimizin ne önemi var? ” diye sordu Kedi, sonra da kendi sorusuna kendi yanıt verdi: Söyleyeyim dostum, hiç önemi yok. Esas mesele bizden ne istendiğini anlayabilmek”
Eşek Kedi’nin müdahalesine hazırlıklıymış gibi konuşmasına devam etti:
Onlara göre Alice bize hem ne istediğimizi söyleyecek hem de bizden ne istendiğini ifşa edecek. Bu beklentilerin Harikalar Diyarı’nda yarattığı genel rahatsızlığı daha fazla görmezden gelemezdik.”
Kısa bir süre sessizlikten sonra ilk konuşan yine Eşek oldu: ” Aramızda kalsın ama Alice Josef K’nın neden tutuklandığını da biliyormuş”
“Saçma” diye yanıtladı Beyaz Tavşan. Josef K’nın suçunun ne olduğunu kimse bilmiyor”
“Siz ikiniz Harikalar Diyarı için bile çok kaçıksınız” dedi Cheshire Kedisi kısık bir ses tonuyla, adeta fısıldar gibi. “Sizi çay partilerine neden davet etmediklerini şimdi daha iyi anlıyorum”
“Alice’in bizim bilmediğimiz birçok şeyi bildiği söyleniyor” dedi Eşek sesini yükselterek
“Alice diye biri yok” dedi Tavşan. Sonrasında Kediye yaklaşıp sesini yumuşatarak:
Bu diyarda dolaşan herkes seninle en az bir kere karşılaşmıştır. Lütfen, hafızanı zorla biraz . Alice diye bir kızla karşılaşmış olsan hatırlamaz mıydın?
” Bu diyarda yolunu kaybedip de bana yol soran çok olur” dedi Kedi. “Ancak benim bana her yol sorana adını sormak gibi bir alışkanlığım yoktur”
Kısa bir sessizlik oldu. Kedi konuyu değiştirmek istedi. Tavşanın gözlerinin içine bakarak: Kupa Kraliçesi nasıl? Hala onun için mi çalışıyorsun?
“Kupa Kraliçesi her zamanki gibi öfkeli. O kadar çok sıklıkta öfkeleniyor ki artık onu kızdıran şeyin ne olduğunu bile unutuyor. Onu son zamanlarda en fazla öfkelendiren şey ise Harikalar Diyarı’ndan bir Alice’in geçtiğine dair söylentilerin yayılması. Bunu ise hiç unutmuyor” diye yanıtladı Beyaz Tavşan
“Yine mi Alice?” diye mırıldandı Kedi.
Tavşan ve Kedi’nin karşılıklı konuşmasını bölen Eşek oldu: ” Yarın sabah saat sekizde burada buluşuyoruz “. Şimdi ikiniz de kulağınızı açıp beni iyi dinleyin; yarın sabah yola koyulup kuyudan yukarı tırmandıktan sonra Harikalar Diyarı’na geri dönmemiz için öğleden sonra saat beşe kadar süremiz olacak. Alice’i bulup geri dönmemiz için bu kadar zaman yeterli.
“Tabii eğer Alice diye biri varsa” dedi Tavşan
“Onu bulduk diyelim. O zaman ne yapacağız” diye sordu Kedi
Karpaz Eşeği tereddütsüz yanıtladı : Ona Harikalar Diyarı hakkında ne bildiğini soracağız tabii. Buraya tam olarak ne zaman ve nasıl geldiğini , Harikalar Dİyarı’na dönüp dönmeyeceğini, hepsinden de önemlisi bizden ne istediğini öğreneceğiz
Bu kişinin aradığımız Alice olduğundan nasıl emin olacağız?” diye sordu Kedi ilk kez ciddi bir yüz ifadesi takınarak.
Alice’in burayı 20 yıl kadar önce ziyaret ettiği söyleniyor. Ziyaretini gerçekleştirdiği esnada 9 ya da 10 yaşındaymış. Şu anda yirmili yaşların sonunda ya da otuzlu yaşların başında olmalı. O tarafta bulunan casuslarımızın yapmış olduğu araştırma neticesinde bu yaşlarda olup da Harikalar Diyarı’na açılan kuyuya yakın bir yerde büyümüş tek bir Alice olduğunu öğrendik. Bu Alice şimdi az ilerideki büyük şehirde yaşıyor. Çocukluğunu geçirdiği ev ise kuyuya çok yakın bir mesafede. Eğer Alice burayı ziyaret ettiyse bizi görebilecek ve bizimle konuşacak. Eğer buraya hiç gelmediyse bizi ne görebilecek ne de sesimizi duyabilecek.
Size az önce söylediğimi aklınızdan çıkartmayın; Kupa Kraliçesi’nin bize verdiği süre yarın saat beşte dolmuş olacak. O saatten sonra kuyunun Harikalar Diyarı tarafındaki geçişi kapanacak. Eğer saat beşten önce kuyuya atlamazsak bir daha Harikalar Diyarı’na dönemeyeceğiz.
“Maceralı bir yolculuk bizi bekliyor demek” dedi Kedi
Kısa bir sessizliğin ardından Eşek hiçbir şey söylemeden öylece yürüyüp oradan uzaklaştı.
Beni bekle. Ben de geliyorum” diye bağırdı Tavşan Karpaz Eşeği’nin ardından koşarak.
Ertesi sabah, Beyaz Tavşan, Cheshire Kedisi ve Karpaz Eşeği erkenden yola koyuldular. Harikalar Diyarı’ndan çıkışın bulunduğu tünele girip yukarı doğru tırmandılar. Yukarı tırmanırken en çok da Eşek zorlanıyordu. Kuyudan yukarı tırmanırken Kedi’nin zaman zaman ayakları yerden kesiliyor, neredeyse havada uçuyordu. Tavşan kuyu boyunca taşları ve bitki köklerini tuta tuta hızlı bir şekilde tırmanırken kediden daha yavaş ama Eşek’ten daha hızlı hareket ediyordu. Eşek ise dört bacağını açıp ayaklarını kuyunun kenarlarına dayamış yavaşça yukarı çıkıyordu.
TÜnelde diğerlerinin önünde tırmanan kedi havanın birden karardığını fark etti. Yukarı baktığında kuyunun yukarı ucunda bir gölge gördü. Gözünü kısıp daha dikkatli bakınca kuyunun en üst duvarının üstüne düşen bir kuyruk gölgesi gördü , kuyruğun kime ait olduğunu anlamaya çalışırken yukarıdan aşağıya doğru kocaman bir kayanın yuvarlandığını fark etti. Hızı sayesinde kendini kuyunun diğer ucuna atarak kayadan kurtulabilirdi ama aşağıya baktığında kayanın tavşanın olduğu tarafa doğru değil de doğrudan Eşeğin üzerine doğru düştüğünü gördü. Hızlı hareket eden kedi aşağıya doğru kayarak kayanın üzerine düşmesinden önce Eşeği yan tarafa itip kuyunun duvarına dayadı. Böylelikle kaya Eşeğe çarpmadan hızla aşağıya düştü. Kayanın kuyunun dibine vurmasıyla birlikte yukarı doğru bir toz bulutu yükseldi.
Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum, hayatımı kurtardın dedi Eşek
“Teşekküre gerek yok, yolumuza devam edelim” dedi Kedi, bu konuyu daha fazla uzatmak istemeyerek
Kedi ve Tavşan’dan çok daha sonra kuyunun başına vasıl olduğunda Eşek yorgunluktan güçlükle nefes alabiliyordu.
Bir süre bahçeli evlerin arasından geçip yürüdüler. Burası büyük bir şehrin banliyösü olmalıydı .
Yürüdükleri yolun köşesinden karşılarına ansızın küçük bir oğlan çocuğu ve annesi çıktı. İnsanların yaklaştığını gören Eşek panikleyerek “saklanalım” diye bağırdı.
“Merak etme” dedi Tavşan. Onlar bizi ne görebilirler ne de sesimizi duyabilirler. Bize inanmıyorlar çünkü.
Tavşan’ın dediği gibi de oldu; çocuk ve annesi onlara hiç bir bakış atmadan yanlarından yürüyerek geçip gitti.
Anne ve çocuğun hemen ardından kendi kendine şarkı mırıldanan bir adam geldi ve aynı şekilde yanlarından geçip gitti.
“Sophie Hunger” dedi Tavşan
Sophie Hunger mi? diye sordu Eşek
Adamın söylediği şarkı İsviçreli Şarkıcı Sophie Hunger’e ait dedi Tavşan. “Size bizi göremeyeceklerini söylemiştim” diye de ekledi.
“Ya Alice?” diye sordu Eşek
“O farklı. Eğer dedikleri gibi biriyse bizi duyup bizimle konuşabilecek. Az da olsa böyle insanların bulunduğunu duymuştum” dedi Tavşan. “Ama ben hala Alice diye birinin var olduğuna inanmıyorum” diye ekledi .
Tavşan, Eşek ve Kedi kilometrelerce yürüdüler. Alışveriş yapan, yemek yiyen, kafelerde kahve içip kitap okuyan, bir birleriyle sohbet eden, öylece tek başına yürüyen insanların yanlarından geçip şehir merkezine ulaştılar.
Şehir merkezindeki büyük meydanda kocaman bir kadın heykeli gördüler.
Bu da kim böyle” diye sordu Eşek.
“Ben nereden bileyim” dedi Tavşan.
“Sizin hiç bir şeyden haberiniz yok” dedi Kedi gülerek, ses tonunda ve gülüşünde biraz ukalalık barındırarak.
“Vay vay vay, bakın burada kimler varmış” diye seslendi biri. Etrafa bakındılar ama varlıklarından habersiz geçip giden insanlardan başka kimseyi göremediler.
Buradayım” diye tekrardan seslendi Fare heykelin tepesinden aşağıya doğru kayarak inerken.
“Bu ne sürpriz dedi” Kedi. Geçmişten geri gelmiş bir hayalet gibisin. Seni görmeyeli yıllar olmuştu.
“Harikalar diyarını terk edeli çok uzun zaman oldu. Yıllardır bu şehirde, insanların arasında yaşıyorum” dedi Fare
“Buraya size yardım etmeye geldim. Sizi Alice’in yaşadığı apartman dairesine götüreceğim.” diye de ekledi
Burada olacağımızı nereden bildin diye sordu Eşek
İki diyar arasında mekik dokuyan kuşlar ve kelebekler var. Onlar beni Harikalar Diyarı’nda olan her şeyden haberdar ederler. Size yardım etmemi bizzat Kupa Kraliçesi rica etti, bir kuş aracılığıyla bana haber gönderdi. Ona hayır demek ne kadar zordur bilirsiniz, Hariklar Diyarı’nı terk etmiş olsanız bile.
Alice hakkındaki birçok bilgi topladım. Buraya yakın bir apartman dairesinde yaşıyor
“Bunu nasıl yaptın” diye sordu Eşek
Dairesine girerek. Tahmin edeceğiniz gibi dairesine girmek benim için çok da zor olmadı.
Alice’i henüz göremedim, ben gittiğimde evde yoktu ama evdeki eşyalarından onun hakkında çok şey öğrendim. Hukuk ve ekonomi eğitimi aldığını, bir bankada yönetici olarak çalıştığını ve yaş olarak kendinden çok büyük bir sevgilisinin olduğunu biliyorum mesela.
Bunları eşyalarından mı öğrendin? diye sordu Eşek
Eşyalarından özellikle de bilgisayarından. İnsanlar artık kendilerine ait bütün bilgileri bilgisayarlarında saklıyorlar. Hele de sosyal medya hesapları bilgisayarlarında otomatik olarak açılıyorsa, onlar hakkında öğrenemeyeceğiniz şey yoktur.
Peki o bizim aradığımız Alice mi? diye sordu Tavşan
“Onunla karşılaşmadan bu soruna yanıt vermem mümkün değil” dedi Fare.
Farenin peşine takılarak şehir merkezine yakın bir yerde 8 katlı bir aparmanın önüne geldiler.
“Alice en üst kattaki dairede yaşıyor. Ben su borusundan yukarı tırmanıp pencereden apartman dairesine gireceğim. Dairenin kapısını açtıktan sonra aşağıya inip apartman giriş kapısını da açacağım. Beni burada bekleyin. İşim uzun sürmez” dedi Fare
Fare boruya tutunarak en üst kata kadar tırmandı ve gözden kayboldu. 5 dakika geçmeden apartmanın dış kapısı açılmıştı. Eşek, Tavşan ve Kedi merdivenlerden en üst kata çıktıklarında dairenin kapısının açık olduğunu gördüler. Kapıdan içeri girmekte tereddüt ettiklerini gören Fare içeriden seslendi.
Gelin arkadaşlar, çekinmeyin; içeride kimse yok.
“Alice işte mi?” diye sordu Eşek meraklı gözlerini dairenin içinde gezdirerek.
Hayır bugün hafta sonu. Edindiğim bilgilere göre şuan salonda spor yapıyor olmalı. Birazdan gelir merak etmeyin.
“Bunu da mı bilgisayarından öğrendin?” diye sordu Eşek, biraz şaşırmış biraz da dalga geçiyormuş gibi bir hali vardı .
Bugün Pazarsa belki de kiliseye gitmiştir.
“Dinle arasının çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Tanrıya inandığından bile şüphem var. Buralarda artık çok az kişi Tanrıya inanıyor” dedi Fare
“Neye inanıyorlar?” diye sordu Eşek
Bir çoğu bilime ve teknolojiye inanıyor. Şu dairedeki teknoloji harikası aletlere baksana.
Kitaplıktaki kitaplara bak bir de” dedi Fare kütüphaneyi işaret ederek. Birçoğu bilim insanları tarafından bilim referans alınarak yazılmış kitaplar. Dini bir kitap görebiliyor musun?
Dini kitaplar yok belki ama yoga ve new age spritualizmle ilgili kitaplar görüyorum dedi Eşek. Şunlara bir bak; “Rüyalarını takip et” “Kendini yeniden yarat” “Evrene pozitif enerji gönder”
“Belki de sevgili Alice’imiz bilime o kadar da inanmıyor” diye de ekledi
Bunda şaşılacak bir şey yok” dedi Kedi: “Günümüz insanlaır böyle, bilim içlerindeki boşluğu dolduramamış, hayatlarına ihtiyaç duydukları anlamı katamamış. Aradıkları sorulara tam bir yanıt bulamamış. Bazıları bu boşluğu “spritualizmle” kapatmaya çalışıyorlar. Çok da başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim.
Bilimden tam olarak ne bekliyorlardı ki? diye sordu Eşek kafası karışık bir yüz ifadesiyle
Var olduğuna inandıkları mutlak gerçeğe dolayısıyla da hayatın anlamına bilim aracılığıyla ulaşabileceklerine inanıyorlar. Oysa bilimle ne kadar çok şey keşfederlerse keşfetsinler buldukları şeyler herşeyin yanıtı sağlamaktan ziyade paradoksal olarak soruların sayısını artırıyor.” dedi Kedi.
“Kim olduğunu bilmesem Harikalar Diyarı’nda değil de burada yaşadığını düşüneceğim, kedicik.” dedi Eşek sonra da ekledi: İnsanlar hakkında nasıl olur da bu kadar çok şey biliyorsun?
Kedi bu soru karşısında en sık yaptığı şeyi yaptı ve sadece gülümsedi
Şu eve baksanıza. Şu mobilyalara, şu elektronik cihazlara. Zengin ve seçkin bir kadın Alice, besbelli. İyi eğitim almış. Parası da var. Onun gibiler arasında new age spritualismin moda olduğunu duymuştum. O yüzden budizme ilgi duyup yogayla uğraşmasına ben de şaşırmadım” dedi Fare
“Kitaplıkta doğayla ilgili de bir çok kitap var. Çevreci bir kadın Alice besbelli” dedi Eşek
“Buna da şaşırmadım doğrusu. Bazı insanlar hiç bir zaman var olmamış dengeli bir doğal hayata geri dönebileceklerine inanıyorlar. Belki de bunun mümkün olmadığını biliyorlardır da yine de böyle bir şey mümkünmüş gibi yapıyorlar; doğanın kaos ve şiddetini görmezden geliyorlar ” dedi Fare
Her şeyin uyum içinde olduğu bir Doğa Ana ha? Kedinin neşesi yerin gelmişti. Bir de Harikalar Diyarı sakinleri için deli derler ” . Otoriter bir öğretmen edasıyla konuşmaya devam etti Kedi:
“Gerçeklikleri kurgu üzerine inşa edilmiş insanlar bunlar, ALice ya da başka bir insan gerçekten Harikalar Diyarı’na gelmişse eğer, orada olanlara nasıl şaşırabilir bunu anlamakta güçlük çekiyorum . Buradaki kurgu Harikalar Dİyarı’ndan çok daha güçlü ve çok daha yanıltıcı”
“Belki de Harikalar Dİyarın’da da yogayı yaygınlaştırmalıyız” dedi Karpaz Eşşeği.
Hem Tavşanın hem de Kedinin öfkeyle kendine baktığını görünce de “sadece şaka yapıyordum eşek şakası” diye ekledi
Kedi bir şey söylemek üzereydi ki oturduğu koltuğun üzerinde bulunan televizyon kumandasının üzerine bastı ve bir anda televizyon açılıverdi. Kendilerini beklemedikleri bir anda haber kanalı izlerken buldular. Görüntüler pek iç açıcı sayılmazdı. Ekonomik krizlerin neden olduğu işsizlik, Ortadoğu’da savaş, Afrika’da kuraklık, ekonomik eşitsizlikler ve yoksulluk, nesli tükenen hayvanlar, Avrupa’da yükselen ırkçılık.
“Ne kadar da iç karartıcı” dedi Tavşan kumandanın düğmesine basıp televizyonu kapatırken.
“Neyse ki Harikalar Diyarı var” dedi Eşek
Sonrasında sessizliği bozan evin diğer odalarının birinden gelen bir ses oldu. Kapı gıcırtısına benzer bir sesti bu. Oda kapılarından biri açılmıştı sanki.
“Bu ses de ne böyle?” diye sordu Tavşan
Uyanmış olmalı” dedi Fare
Uyanan kim diye sordu Eşek
Fİneks. ALice’in köpeği Fineks.
“Bizi göremez merak etmeyin” dedi Tavşan
Tam da öyle değil aslında” dedi Fare. Fineks Harikalar Diyarı’na ait değil ama buraya da ait değil. Arafta kalmış bir yaratık olarak Fineks bizi görebiliyor. Eğer Alice iddia ettiğiniz kişiyse o da köpeği Fineks gibi bizi görebilecek. Geçen sabah buraya ilk gelişimde Fineks beni fena kovaladı. Korkulu dolu uzun bir kovalamacadan sonra hayatımı zor kurtardım. ALice gelene kadar kendimize saklanacak bir yer bulsak çok iyi olur.
Fare konuşmasını yeni bitirmişti ki salona giren Fineks başka hiç kimseye aldırış etmeksizin doğrudan Fare’nin üzerine doğru koşmaya başladı. Sanki Fare dışında kimseyle ilgilenmiyormuş gibi bir hali vardı. Önlü arkalı kanepenin etrafında bir kaç tur attıktan sonra fare mutfağa doğru yöneldi. Köpek de peşinden koştu. Artık onları göremiyorlardı. Derken fare mutfaktan geri salona doğru koştu. Köpek hala peşindeydi. Aksiyon filmlerindeki kovalamacaları andırıyordu. Bu esnada Eşek, Tavşan ve Kedi perdenin arkasına gizlenmiş olup biteni izliyorlardı.
Derken dairenin kapısı açıldı ve içeri Alice girdi kapı daha kapanmadan Fare kapıdan dışarı fırladı Köpek de peşinden koşup dışarı çıktı.
“Bırak o fareyi kovalamayı da eve geri dön Finex” diye bağırdı Alice
TÜm olanları perdenin arkasından izleyen Eşek heyecanla yanındaki Kedi ve Tavşana fısıldadı “Fareyi gördü. O bizim aradığımız Alice!”
Alice mutfağa girip elinde bir dondurma ile geri döndü. Bilgisayarından müzik açıp kanepenin üzerine uzandı. Bob Dylan’ın “Don’t think twice it’s alright” parçası çalıyordu ama söyleyen Bob Dylan değildi. Bu arada Fenix daireye geri gelmişti. Fenix’in geldiğini görünce Alice kanepeden kalkıp kapıyı kapattı, masanın üzerinde duran bir dergiyi, cep telefonunu ve ipadı alıp geri kanepenin üzerine uzandı. Fenix kanepenin yanına uzandı, gözlerini Alice’e dikti, fark edilip sevilmek istermiş gibi bir hali vardı.Alice ise çoktan ipad’inde internette gezinmeye başlamıştı bile. Telefonu çalınca ipadi kanepenin üzerine bıraktı, bir eli ile Fenix’in başını okşarken diğer eliyle telefonun hoparlörünü açtı ve telefonu yanıtladı: Beni niye aradın?” dedi soğuk bir ses tonuyla
“Seninle konuşmak istiyorum” dedi karşıdaki ses.
Seninle konuşacak bir şeyimiz kalmadı. Aşkımızın sona erdiğini düşünüyorum. En azından benim için herşey bitti. Artık ikimizin de yeni bir sayfa açması gerekiyor.
“Bana bir şans daha vermelisin” dedi telefonun diğer ucundaki ses. “Sana kendimi affettirebilirim. Olanlar için çok üzgünüm. Çok özür dilerim.”
Özür dileyecek bir şey yok. Aramızda çok güzel bir şey yaşandı ama artık her şey bitti.
Başka biri mi var?
Mesele başka biri değil, mesele aşkımızın bitmiş olması.Bak şimdi kapatıyorum. Spordan geldim ve duşa girmem gerek
ama … şey.. aslında…
İyi günler.
Bir saniye.
Alice tekrardan “iyi günler” deyip telefonu kapattı
“Ataerkil yapı bazı kadınları böyle histerik bir hale sokuyor arkadaşlar, bilmiyorsanız söyleyeyim” dedi Eşek Adama acımıştı ya da bir kadın olarak suçluluk hissetmiş gibi bir hali vardı
Bu durumda ihtiyacımız olan tek şey de Feminist bir Eşekti zaten dedi Tavşan
Fransız bir düşünür söylemişti “kadın yoktur” diye dedi Kedi
Ben buradayım, varım dedi Eşek.
Ataerkil sistemin histerikleştirdiği kadının aslında özünde iyi olduğu sanrısı da yine bir erkek fantazisi. Hİsterik maskenin arkasında aslında hiç birşey yok.
Bunu da mı aynı düşünür söyledi? diye sordu Eşek
Elbette lakin adamın ismini unuttum” dedi Kedi
“Arkadaşlar, siz benimle dalga mı geçiyorsunuz.” dedi Tavşan ve ekledi: Harikalar Diyarı’na geri dönebilmemiz için sadece kırk dakikamız kaldı. Biran önce gidip kadınla konuşmalıyız”
Bu işi çok uzattık”dedi Kedi “Çok zaman kaybettik. Böyle giderse Harikalar Diyarı’na hiç geri dönemeyeceğiz”. Kedi Sözünü bitirir bitirmez diğerlerinin şaşkın bakışları arasında dondurma yiyen ALice’in yanına ulaştı”
“Merhaba güzellik” diye seslendi Alice’sin uzandığı kanepenin koluna adeta bir kuş gibi konarak.
Eşek ve Tavşan şaşkınlık ve heyecan içerisinde olanları izliyordu
Alice bir yandan dondurma yerken bir yandan da ipad’ıyla internette gezinmeye devam etti. Belli ki Kedi’yi göremiyor, sesini duyamıyordu.
Kedi yüzünde müstehzi bir gülümsemeyle diğerlerinin yanına geri gelince Eşek: “Ama nasıl olur Fare’yi görmüştü?” dedi
“Fare bize başından beri bize yalan söyledi” dedi Kedi. Hem bu diyardakiler hem de bizim diyardakiler tarafından görülebilen köpek değil Farenin bizzat kendisiymiş. O yüzden de onu hem biz görebiliyoruz, hem köpek görebiliyor, hem de Alice. Alice ve Köpek ise bizi göremiyorlar. O bizim aradığımız Alice değil.
“Bu soruyu ona da sormak isterdim ama Fare gitmiş” dedi Tavşan
“Sizce kuyunun içinde bizi öldürmeye çalışan da Fare miydi” diye sordu Eşek
“Bunu asla bilemeyeceğiz” dedi Kedi
Alice diye biri yok demiştim size” dedi Tavşan Karpaz Eşeği’ne bakarak.
“Kuyuya dalıp Harikalar Diyarına gitmemiz için yarım saatimiz var. Biran önce yola koyulsak iyi olur” diye de ekledi cebindeki saati kontrol ederek.
Benim yetişmeme imkan yok dedi Karpaz Eşeği. ” Daha önce sırtımda hiç bir Eşek taşımamıştım” dedi Kedi. “Bremen Mızıkacıları”nda Eşek’in üstüne çıkan bir kedi vardı. Şimdi ise kedinin üstüne çıkan bir kedi olacak” diye de ekledi yüzünden hiç eksik etmediği gülümsemeyle. Sonra konuşmaya devam etti: “Seni kuyuya kadar götüreceğim merak etme.Seni taşımam mümkün değil ama Tavşancık, sadece birinizi taşıyabilirim.”
“Beni merak etmeyin siz. Ben başımın çaresine bakarım. Gerektiğinde ne kadar hızlı koşabildiğimi biliyorsunuz.. Size kuyunun diğer tarafında katılırım.”dedi Tavşan.
Harikalar diyarında görüşmek üzere” dedi Kedi sırtında Eşek adeta havalanarak gözden kayboldu
Tavşan saatine baktı, Kupa Kraliçesinin onlara verdiği zamanın dolmasına on dakika kalmıştı. Daha da fazla geç kalmadan kuyuya atlamalıydı. Koşarak caddeler geçti ve kuyunun bulunduğu kırsal bölgeye ulaştı. Saatini son bir kez kontrol etti. İki dakika geç kalmıştı. “Umarım geçişi kapatmamışlardır” dedi kendi kendine. Koşmaya devam etti ve, karşısına çıkan bir evin bahçesine girdi. Girdiği evin bahçesinde iki kız çocuğu vardı. Büyük olan elinde bir kitapla uyuyakalmıştı. Küçük olan ise hiç bir şey yapmadan diğer kızın yanında oturuyordu. Gözlerini gökyüzüne dikmiş, hayal kuruyormuş gibi bir hali vardı. Tavşan koşmaya devam etti, evin arka bahçesinin dışındaki kuyuyu görebiliyordu artık. “Dur” dedi küçük kız “nereye gidiyorsun böyle, acelen ne?”. “Çok geç kaldım” diye yanıtladı Tavşan kuyuya doğru koşmaya devam ederken. Takip ediliyormuş hissine kapıldı ama dönüp ardına bakacak kadar bile vakti yoktu; bir an önce kuyuya atlamalıydı.