yüksekliğinde tutmayı bilemedik duvarlarımızı
yüreklerin tel örgülerine takıldı kuşlar…
kararında bırakmayı bilemedik yolculuklarımızı
yoruldu yalnız kartallarımız…
dağlarda hüzünlü eşkıya ateşleri
yüreğe yayıldı yangın
yandı kanatlarımız…
bilirim
rüzgar tutmaz
uçmak istemeyen kuşu
kanatlarından…
tutsam ellerini
utansa sıfatından
şeytan suratlı gece…
göğsümüzü gere gere
korkmadan dev dalgalardan
açılsak enginlere
güvenli bir limana götürür müydü bizi
dudağının ucundaki kızıl yelkenli…
uçar mıydı kanatları yanık martı
sonsuz maviliklere…
ya o ekmek kırıntılarını toplayan serçe
konar mıydı pencereme
bir kıtlık mevsiminde…
Josef Kılçıksız
Bir cevap yazın