Sessiz Çığlık Perdesi: Bir Avazda!
Duymayı seçtiğin çağrıların yankıları dağlar boyunca uzanıyorken etraflıca seyre daldım sis
bulutlarını. Bir inancın hüzmesi düştü gözlerimin perdesine. Araladım. Aralandım…
Önce incecik bir sızı dolaştı nefeslerimin arasında, tıpkı sazlıkların rüzgârla seviştiği kıyılar boyu
yürür gibi… Kim bilebilirdi ki daha derinlerde bir derinlik olduğunu? Mağarasız kaldığımız bu
dünya(!) hepimize yeter miydi gerçekten? Dinlediğimiz, okuduğumuz, düşlediğimiz tüm
masalların yeri gerçek miydi yoksa gerçek bir düşüş müydü? İçten dışa, dıştan içe yolculuklar
boyu yaşadığımız hayat engebesinde, O’na idi yolculuğumuz. Tek bir eksik vardı; doğurmadık!
Bedenimizde çatlaklar oluştu, gözlerimiz yaşlarca kanadı, kalplerimiz darbeler boyu dağlandı,
ruhumuz ise en bilge olandı ve hep arayandı. Tek arayandı. Yekten ve hiçten var edendi.
Sahi, gerçekten duyduk mu O’nu? Vücudumuzdaki çatlaklardan süzülen suyu takip ederek yola
yolculuk katabildik mi? Cevapların içerisindeki sorulara, soruların içerisindeki cevaplara doğru
veyahut tam aksi yolculuklar boyu yaşadığımız ruh engebesinde, O’na idi yolculuğumuz.
Doğurmadık! Sancılarla parçalandık yine de doğurmadık.
Bir avazda kesilen göbek bağı kadar O’na idi gözlere hizalamak… Bir sessiz çığlık perdesi…
Yutak borusunu üflemenin vakti gelmedi mi çoktan… Gizler içinde ya da hazineler içinde nefes
almak sana senden parçalar sunmaz arkadaşım. Aynayı doğurmadıktan sonra her şey ve hiçbir
şey, bir -mış gibiden öteye geçemez. Yatağının başında bekleyen onlarca havari varken kulak
arkası edemezsin saçlarını. Eğer ediyorsan, o kulak, içeride olanı duymalı. Bir avazın cesaret
ışığını yak ruh mağaralarında. Bilge bir inançla perdeyi arala. Vazgeçmen gereken ne varsa
vazgeçtin zaten. Olmasını istediğin ne varsa ya bir kısmını yoluna aldın ya da arzulamaya
devam ettin. Fakat hep istedin, istedin, daha fazla istedin. Her neye inanıyorsan; bir O’na, bir
nesneye, hatta çöpe, her ne ise inandığın… O’ndan istedin. Oysa her şeyi sırf arzuların akışıyla
yapan sensin. Ta kendin!
Şimdi, şu an, yeniden, tekrar edelim: Cevapların içerisindeki sorulara, soruların içerisindeki
cevaplara doğru veyahut tam aksi, yolculuklar boyu yaşadığımız ruh engebesinde, O’na idi
yolculuğumuz. O tecellisi. Doğurmadık. Çatlaklardan süzülen suyu ve kanı takip et. Dolunaysız
geçen hiçbir gece olmadığı gibi O’nsuz hiçbir insan, hiçbir can olamaz. O sensin! O benim! O
oradaki, buradaki ve en yakındaki ve hatta en uzaktaki tüm o tanıdık yabancı yüzler…
Ve bir sessiz çığlık perdesi:
Bir avazda!
SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM)
Yorumlar: 10
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
En Çok Okunanlar
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal