ŞİİR 1896
SORGU -FİRUZE FERZAN
sormak gerek kendine ısmarıç mı havaya düşen ilk cemre geldik yüze çıktık düze ikincisi tertemiz su düşündürür kor ateşiyle üçüncüsü şehrin gök çizgisi yanarken, ölüm yarası gibi yoksulluk hepimiz aynı haritanın içindeyken havaya suya toprağa benzemeden bulamazsın gidersem.
sone – muhammed hacıreşitoğlu
eritip giderken güneş tepeden; kerpiç evlerimizi birer birer hepimiz çırılçıplak koşuyorduk geceye doğru ikonları ve kutsal metinleri sütunlar da asılı sadık hayvanlarımızı arkamızda bıraktık göz göze gelmemekle mükellefiz gelenler; tanrının okçuları tarafından vurulur vurulan, bedenlerimiz soğuk gölgelerinin üzerine düşüyor ve mahcup ve solmuş yüzlerimiz, çaresizliğimizi gizlemek içindir mutluluğumuz :ortak kaderimiz ortak sevincimiz: umudumuz aşk ise […]
Yürek seni bulsun… Gökhan Aynacı
I. Bir gün Rafa kaldırdım duygularımı On dakika sürmedi Yine aklımdasın İşte bu Aşkın aykırılık hali Sen varsan Gerek yok ayrılığa Sınırlarımıda zorla, Hasretten öldür ama Aklımdan gitme. Ten fukarası olmadan, Saçın başın yolmadan, Çabuk gel… II. Bilirim gelmezsin, Daha zamanı var dersin Ama sende bilmelisin, Yollar yar için Yıllar aşk için Bir sen var […]
Dünden Bir Ateş – Mesut İlkay YANIK
Dün bir adam, bir veda girdabına düşerek Bir kadının yüzüne son bir defacık baktı. Konuştu bir ateşten hüzünle tutuşarak: “Hoşça kal sevdiceğim” derken ağlayacaktı. Dün bir kadın yüreği çarptı bir şimşek gibi Ardından da gözyaşı yağmur olup boşandı. Ve büktü dudağını bir şey diyecek gibi En derin sessizlikten sessiz bir an yaşandı. Dün bir adam, […]
BEYAZ – ayhan kelam
Renklerden en çok beyazı severim İlk çamurda kirlenir hepsinden önce Yine de saflığın en güzelini sunar Sürekli kirletilse de Renklerden en çok beyazı severim Çocukluğumu hatırlatır bana Mavi önlük üstünde beyaz yaka Umuda açılan bir kapı Bir penceredir yarına Tozlu sıralarda Renklerden en çok beyazı severim Semada süzülür güvercinin kanadın da Sevmeyi hatırlatır bana Hilesiz […]
MOR SABAH-Mehmet Yazan
Maviye çalıyor gece Her adımında zamanın Bir ton daha yükseliyor Lacivert ve sonunda mor Ve ben, Her sabahın morunda Terli kuzgunların soluklarında, Açıyorum gözlerimi Beydağının tepesinde, Hayal meyal bir sedirin yeşilinde Dumanına tutunup göğe yükselmek gibi sanki İlk nefesinde sigaranın, Ve her sabahın morunda Hep son peygamberi oluyorum Allahu Tealanın, Belki de boğazına kadar dolu […]
SADECE O – SAFA BERBER
Sonra gülüşü geldi aklıma Aklımdaki diğer şeyler Apar topar kaçıştı etrafa Sadece o, gökyüzü ve çiçekler Hüküm sürdü aylarca Bir gülüşü vardı Sanırsın ülkeye barış geldi Göz bebekleri parlardı Giden bir daha geri gelmedi Beni yalnız bırakan hep Papatyalardı Utanınca nasıl da çocuklaşırdı Dudakları gün batımı, nasıl anlatsam Kızarırdı yanakları, gözleri dolardı Anlatmayıp manzaranın zevkine […]
Araf – gül yıldız ermiş
Cennetin habercisi, yolculuk… İçimde durur kederin araf sarhoşluğu. Gece fenerleri aydınlatır yalnızlığımı. Kalbim kör bir denizde boğuldu. Katre katre iner gökyüzü benliğine. Yüzünde masumiyetin yokluğu, Acı su gibi yağar rüzgar… Avuçlarım yakarır mutluluğa. Mutluluk soyunur cehennemin yolcusuna. Ömür dediğin seyircisiz bir rüya. Üşürsün ağladığı vakit son kuşlar. Seneler sığmaz sonsuz zamana. İçinde Kaybolursun… gül yıldız […]
dokunuşun izi- SEFA YEŞİLYURT
bir dokunuşun izi vardı iskemlenin üstündeki yastığın kılıfında uykuluydu bir o kadar da uykusuzluğa özlem elinin altına koyuldu bir dokunuş hissetmek gerekir miydi bilinmez ruhsuz bir dokunuş muydu o da ruha ait eskimeyen yüzler vardı bakışlarında anlamsız ve dalga dalga kıyıya vuran cinsten yaklaştı ve bir iki şey fısıldadı gözler gözler de böyle fısıldar mı […]
DÜZEN – semih bilgiç
gülüş kırılır boş tabağa sığmaz korkular yaka bağır açık avaz yayılır sancılıdır doğumlar umut azalır ufuklar çatırdar dururken sis dağılır ova güneşi bekler sessiz bereket belirsiz söz sararır gölgelerin baskınında yol gözler geleni gideni sağır ıssızlık yokluk katar yokluğuna yalnızlık arsız gün devrede olan biteni geceye yaşam durmaz aralıksız su yatağında akarken beklenmez çalar kapıları […]
DEPRESİF PERVANE AĞITLARI- oğuz erden
Eflatuna üflenmiş leylak yangınlarıyla sızlarsın intiharıma Leylaklanmış ruhundan kristal okyanuslar üflenir ıssızlığıma Uçurum türküleri ezberlerken devrimci çekiç uğultusuyla Neşterli ablukanın belalı sürgününde ağıtlarla kanarsın bozkırının emzirdiği zehirzıkkım şiirler uğultunda yangındır Ah pervane türküsü boşanır bozkırının bozlağına çarptıkça Nasıl pervaneyim çığlıklarla çarptıkça balmumu kanatlarım Issız notalarla ağrır, kıvılcımlı şehvetinle çığlıklarla acırsın Melankolya yangınımsın harlandıkça ağıtlarla ağrırsın.. […]
sensizlik – tarık çimen
O gidişin var ya, o gidişin, gidişin Koş ardımdan der gibi fırlattığın son bakışın Hiç bir şey diyemedim, sessizlik oldu işim Sen hüzün yaşama diye ben kendimi gömerim. Alır başımı istersen bu diyardan giderim O gidişin, gidişin var ya gitme diyemedim Arkandan gelemedim, acıdır benim işim Suretin hayalimde, gözlerine gönüldüm Kirpiklerinin kıvrımlarına bin canımı veririm […]
kelebekler – sevgi şahin
karanlığın sonsuz ışığında uçuşan kelebekler var, renkleri belli belirsiz kanatlarında özgür gövdelerinde tutsaklar. eskimiş bu odanın içinde, anıların tozunu dağıtırken onlar, yaşlı bir aynaya bakar yüzün… ve bilir kelebekler , arkanda beliren o sonsuz hüzün belli ki hiç geçmeyecek. sen yüzünü döndükçe karşına gelecek uzunca bir zamandır burada, sonsuz bir müziğin içinde ağır perdelerin arkasında […]
Son Yorumlar