ŞİİR 1896
Buz Battaniyesi – Efla Berrin Fırat
Parmaklarım kanamış yalnızlığını gözlerime ek/le/mek için… O, ben-im-/ Sevda sözlerinin yollandığı yanlış adres. Gözlerini ateşe açmış, İçine derviş kaçan bir ucube-i efkar! İflah olmaz sükutunda aşk ilminin; Her saatin kışı Her kışın kıyameti Her kuşun eti Her kurşunun ettiği. O, sen-in-/ Sessiz ol Yavaşça kaldır kabuğu Akmasın irini kutsal yaramın Kalbin çürür yoksa! Sen acemisin […]
Koyu bal – Mehmet Özgür Ersan
Mor mendilin kıvrımları Gölgeledi Yüzünü İlkyazın alacakaranlığında Işıldıyor dolunay Hayat denen bir sunağın başında En güzeli bütün yıldızların altında Sağlığımıza içiyoruz Gözleri bal renginde Aşkın güzelliğiyle Aydınlık yüzü Aşmış gene kendini Her halinde yeni bir güzellik Kasırga nasıl sökerse Meşeleri kökünden Öyle sarsıyor yüreğimi aşk Ama bil ki Gelecekte bir gün Bir takım insanlar Ordan […]
Acıların Çarlığı – C e m a l Ö z t ü r k
Emir bu kez yukarıdan Firavun’un sağ kolu Ta neocon’lardan geliyor: ‘Cürüm işleyenler hep aşağıdayken Azmettirenler daha yukarıya terfi edecek’ Ben de Tek başına bir devlet gibi çalışıyorum Milyonlarca hücreden istihbarat toplarken beynim Ve acıların kaba kuvvetiniölçerken Bir ordinaryüs profesörü gibi yetkindir hücrelerim Her defasında suçum sabit Ölüm korkusundan emindim Nice ayrılıklar Nice sayrılıklar boyunca İki […]
Davet – Hikmet Güzelkokar – Zeynel Kürkçü
DAVET Sen de gel Sarıyer’de ayrıca börek yeriz Hayata boğazın kıyısından bakarız Belki bir rüzgâr eser Kulağımızın dibinde Belki martılar ağlar Bize yazmak için mısralar döker Belki kısmet çekeriz denizden Çaparilere takılır güzellikler Böreklere dökeriz sevgiyi Pudra şekeri niyetine Belki Eftelya takılır kim bilir
Elveda Veyahut Elim Veda- mehmet emin kalgı
yalnızlığımızı paylaşırdık çorak toprakların. yolarına serçelerin çığlıklarını ıstıraplarını duyardık karlı dağların ahların bestesi yapardık kurumuş pınarların çığlıklarını duyardık yalnızlığın ayak seslerini delirmiş fırtınalar arasında masumlaşmış yüzleri bebeklerin ağlayışlarını hayalini yaşardık cennettin mavi bulutların altında kızıllaşmış güneşin karşısında ay ışığında ve bir karartıyla gül dudakların kokusunu çekerdik içimize ince, narin ve taze sevişmelerimizi veyahut öpüşmelerimizi dikenlerini […]
Parkam – Josef Kılçıksız
küflü bir an resimlerine bakıyorum anne rüzgar savuruyor eski fotoğraflarını güzün sararan örtüsüne… dalgalara savruluyor kumdan atları denizin… yellere karşı tam orta yerinden kırılıyor karanfil… çocuk kalplerine emanet ettiğim ne varsa fırtına alıyor benden… fırtınanın koptuğu yerde deniz kalacağını bilerek avunuyorum güz yağmuru bu, geçer diyorum ama sen yağmur damlamışlığı oldukça ruhumun göçüklerine biliyorum, geçmez […]
Çarşamba – Turgut Say
Bir Çarşamba günü doğdum; Arada kalmışlığın yalnızlığı ile Aşk ve melankolinin ortası, Hayallerini yitirmiş bir baba, Gövdesini unutmuş bir annenin dölü! Bir Çarşamba günü doğdum; Yelkenlerini suya indirmiş, Yeni denizlere açılmayı unutan, Eski limanlar ile yetinen bir ulusun, Özünü saklayan hikayeleri ile! Bir Çarşamba günü doğdum; Saat tam 12:00 ydi. Ebenin yemek saatı, Çekti kolumu […]
TRENLER KALKARDI ANKARA GARINDAN- Zeynel KÜRKÇÜ
Trenler kalkardı Eskiden Ankara garından Trenler kalkardı hasretten vuslata varan Güvercin oldu şimdi Onlarca gül yüzlü can Güvercin oldu kanatlarında al kan Çiçekler kokardı Eskiden Ankara garından Çiçekler gülünden papatyasından Barut koktu şimdi Umuda sallanan mendiller Kan doldu aydınlığa bakan gözler.
Son Tövbe – EMİNE TANIRGAN
Bulutluydu hava, Çiseli yağmurlar sarmıştı etrafımı. Alacakaranlıktı yürüdüğüm yollar. Gecenin sabaha devrettiği saatlerdi. Billur gibi bir ses, Yolun sonundaki beyaz evden geliyordu. Geliyordu, ya da gelmesi gerekiyordu. Yollarımda dikenler olsa da o sesin geldiği istikamete gittim. Gittim ve delicesine merak ediyordum o sesi. Ses; sessiz sedasız çağırıyordu beni. Gittim, gitmeliydim, gidecektim. Gittim. Öyle olmalıydı. O […]
Güven – Ayberk MAZI
Öğrenemedik Öğrenemedik hesap yapmadan yaşamayı Öğrenemedik hesapsız yaşamayı Mutluluklarımız hesaplı Hesaplı sevgilerimiz Korkakça yaşamımız, hayatlarımız Öğrenemedik hayata koşar adım yürümeyi Atamadık üzerimize sinen o ölü toprağı Kaybettik hayata karşı temizliğimizi Kirlendik Kaybettik karşılıksız sevmeleri Yitirdik, yalnızlaştık Herkesten, her şeyden kaçışlarımız Korkuyoruz birbirimizden İnanmıyoruz Sevmek vardı, sevilmek Güven vardı gözlerimizi kapatırcasına Samimiyet bizleri terketti Ve bizler […]
Umut sıcaktır – Aytaç Doğan
Ensemde hissediyorum soğuğun nefesini Bedenim buz kesmiş Sıcaktan umudumu yitirmişim Eldivensiz kar topu atmak gibi Kaskatı kesilmiş ellerim Yüzünün sıcaklığını arar olmuşum Gözlerinde ki koyu kahveyi sar ellerime Üşümesin ! Öyle bir anlat ki sıcağı bedenim çözülüversin Soğuğu unuttur bana,aşkla yansın yüreğim Sarıyı anlat bana yensin içimde ki Zift siyahı Umudu anlat bana yeşersin gözlerim […]
SAL-LA-PA-Tİ KI-RIK Dİ-ZE-LER… – Bahtiyar ERMİŞ
tansiyon değil de bu astım beni öldürdü nefes testinde iki buçuk yaşındaki bir çocuk gibi nefes alıyorum sağım solum sobe dedi hayat sonra kekrek bir akşam gibi baktı hangi keskin virajda bariyeri sıyırdıysak o kadar faytona binmek isterdik versek o hangi kazada tüketilmiş sonra büzüştürülmüş paketinde bir çukolata değil bir çöp kurusunda ayaklarımızın altında umursar […]
ÇOCUKLUK SAHİFELERİ – Burak Demir
Çocukluk bende hiç bitmek bilmeyen bir serüven Senle yaşadıklarımız da bu serüvenin sahifeleri Ama sen çocukluğumu nerden bileceksin ki sevgili? Serüven pencerenin camıyla vuku bulmakta Usul usul vurmaktaydı ellerim cama Camın kırılma noktası, kaç şiddetindeydi ki acaba? Hızlı bir vuruşla gelen ilk intiba Güç vermişti ardından gelen bir yumruğa Kırılma noktasına çok uzak sayarken şiddetimi […]
Son Yorumlar