ŞİİR 1894
KABİLİYETLER KATİLİ – Erçağ Akarca
Kabiliyetlerin katili duruyor ortalıkta hin bir bakışı var Sinsi bir gülümseyiş sürüklüyor yalnızlığa Sanki ağaç köklerini çekip çıkarıyor atıyor sonsuzluğa Zorbaların yanında melekleri tasvir ediyor bir çaresiz portre Ulaşıyor fazlalığın enkazından en dibe Söyleniyor beli bükülmüş bir türkü gibi dilden dile asırlarca Kabiliyetlerin katili ulaşmak istiyor zorbaların hünkarına Tevcih ediyordu arzu hallerini şehrin ileri gelen […]
Ölmenin En Güzel Tonu – Mert Tahta
Özlem Aşkın en güzel rengidir Küçük bir çocuğun Büyük bir sevinci gibi Karışır Ve andırır biraz da Maviye Siyahın da koyu tonudur Arayıp da Bulacağın en güzel renk Budur Özlem Aşkın bitmeyen yoludur Bir hasrettir bu Bir yok oluş Doğrudur Sokaklarda yok oluş Ümittir Umuttur Sorgudur Ama bilmez kimse Biri normalken diğeri yok olur Aşk […]
Fütursuzca -Ece Yavaşcan
Kuşlar gibi olmak isterdim Güneşin batışında Bulutların arasından Fütursuzca, özgürce kanatlarımı çırpmak isterdim Süzülürken gökyüzünde Rüzgar tüylerimi tarasın isterdim Şu kirli dünyanın, Pis düşüncelerin içinde Her şeye zarar veren bir tür olmaktansa En masum ve şeffaf duygularımla Çalı çırpı toplayıp Yuvamı kurmak isterdim Hiç bir şey düşünmeden Derin içgüdülerimle İnsanların şu yeryüzünü daha ne kadar […]
Nefsani – Osman AKIŞ
Arşa yeminler olsun. Nutkumun sesin ile tutulması, Yüreğimin yüreğine doğru yol alma cesareti, Gözlerimin gözlerine muhtaçlığı, Nefsani değildir sevgilim. Gel o ilk güne gidelim istersen Yaradılışın o ilk gününe Sensiz ruhumun aciz bedenime ilk emanet edilişine Kaderimin kaderine ortak sayılması ve yazılışı And olsun ki boşuna değildir sevgilim…
Kimin Umurunda? -H.İlker Evin
Tepedeki gecekondu damına konan güvercin Yalınayak kırmızı yanaklı bebeler Umutsuzluktan intihar eden bir genç kız Ey kader umurunda mı? Kaldırım kenarında yatan yaşlı dilenci Ona yevmiyesini veren hayat kadını Hayat kadınının evlatlık verdiği bebeği Ey kader umurunda mı? Patlayan piştovun ürküttüğü taklacılar Gri bir hayat Düşük beklentiler Ey kader umurunda mı? Varoş bir rüya gördüm […]
Kayıp Yaldızlı Avuçlar – Halil ALSAK
Sözlerin bize getirdiği gibi yaşıyoruz hayatı Başkasının saatine aldanarak Geç kalıyoruz Saat sekizi her zaman hayat geçiyor Fil Hamdinin kamburunu yükleniyoruz Bazı günleri sevmiyoruz eskisi kadar Günleri sana bölüyoruz Sıkışkan zamanlarımızda yüzüyoruz Oysa küçüktük Ufacık avuçlu ellerimizde yıldızlar Masmavi Tahtımizın üstünde koskocaman bir gökyüzünü sığdırıyorduk içimize Geceden gökyüzünde çiziyorduk sevgimizi Şimdi nefes almaya korkarken Gökyüzümüz […]
H/aya – GÜL ÖZKAN
G/onca bir gül ve bay/ır kuşu Beş yaprak denesi, türabın yeşil hulliyatında Acuna her adımın fosil y/atağıdır, peri kızlığıma. Batı rüzgarının karısının avuçlarında yitirdim, son darabanı. B/ölümlerini hasat yaptı, n/efesine taparcasına. Ve fikrat’ın arı sokuğudur. Şişer durur, burukluğun İbni Sina lokmanlıktadır, bir ney’in uğruna G/özlerin Cupid’ın oklarını yüklenip dikenim oldu,battı B/attın. Ömrümüzce gözyaşı döktüm, Venüs’ün […]
BİR BAŞKALDIRIDIR YALNIZLIK- Ayberk Mazı
Sözüm ona bir başkaldırıdır yalnızlık Zar zor yürüttüğümüz yaşamda. Kimsesiz olup, kimliksiz olmamak adına.. Süre gelen bu düzen içinde ki düzensizliğe Başıboş kalabalıklara Sahipsiz kalmış, fütursuzca ortalıkta dolaşan cümlelere Manası yitirmiş hayatlara Dört duvar arasına sıkışmış yaşamlara Korkulan, adına insanoğlu dediğimiz canlıya Bir sitem, bir kırgınlık, bir başkaldırıdır yalnızlık..
SONU YOK – Safa Berber
Bekleyenim de yok, sevenim de Yalnızlık sarhoşuyum bu gece de Belki romandaki şapkalı bayan Belki de hikayedeki ince ayrıntı Kurtarır beni bu hastalıktan Ölümle kıyaslayamam yalnızlığı Bilemem ölümü ama beterdir yalnızlık Bilirim Karanlık sokaklarda huzur arayan biriyim Kavga edenim yok, bakanım yok Bence fakirlik budur Çok şey yok bende Çok Sövenim de yok, sevenim de […]
Vesvese Sahafında Azap – oğuz erden
’Ey kanırtan tırpanlardan boşaltılan sapkınlık! Çürük etler mezarlığına artık gömülmelisin!’’ sahaflarda…balkıyan kubbelerin heybetli sayfasında; hayvanatla haşarat arasına gerilmiş çarmıhlarda, şakrak vesveselerin zuhretmesiydim.. irinçiçeklerini efkarın kasığından kusup kafatası mezarlığını zulmetlere raptettim. omurgadan damarlara gergin yıldırım gibi elektrikkıvılcımlar sıçratarak geçerdim, gövdeyle gövdesizliğin çarmıhı arasında; sapkınlığın gövdelendiği semptomlarla geçerdim. Sonra; Kiramen Katibin’in mührü taksiratımla, Nakşolurken mürekkepsiz rütbesine kibrimin; […]
Gece Sorgusu – Burak Çakır
Kör bir çığlık çarpıyor Karartılmış dağlara Sıyrılarak ahmaklığından Dünyevi varlığını sorguluyor Siyahî bir kuş Önce Sartre’dan bir söz okuyor Sonra Bektaşi’den bir nefes Ve uzanarak kadehine Yudumluyor hiçliğini
18 Yaşında Yaşanmış ve Yarım Kalmış Aşkın Dile Geldiğidir…- Remzi Köpüklü
çene altlarıma yosun kokusu değiyor gibi bekledim yıllarca balıkların sert kayalara omuz verdiği çokça direnen kayalara bağlanmak niyetiyle kıllarını denize salan suya ip ve ayak uzatan-çık yanıldığı besbelli ama inkar eder biliyorum kuma dudak izi dokunmuş bir gurbetçi uçuşu bu gemide bir kız bir oğlanı bir oğlan bir kız gemide şehrin anasonunu genzine doldurabilir misin […]
haziran – yok düşleri
umut yollara düşer haziran başlangıcıdır ayların ilki ve en sıcağıdır aşkların esrik deniz , mahmur dağlar yine eski sevdalara kucak açar umut ilk öpücüktür yeni güne gün haziranda başlar buğday başak uzatır gökyüzüne ve kalp aritmileri aşkla başlar bu günlerde. bir tren yolculuğudur sıcağın bağrına uzayıp gider ırgat tarlalarına ve bir yudum sudur tarım işçisinin […]
Son Yorumlar