ŞİİR 1894
Çıldıran Serçenin Baladı / Mehmet Özgür Ersan
Çıldıran Serçenin Baladı Tezer Özlü ‘ye Süren, akıp giden bir yaşamın içinde Sürüklenip gitmek O ne inanılmaz coşku Anılarım sonsuz gerilerde Bütün görüntülerin renkleri soluyor Ama kaybolmuyor hiçbir şey Acıda tatlıda olsa Benim yitip gitmemi bekliyor Bugün yine ufka daldım Uzun uzun seyrettin Güneşin doğuşunu batışını Bulutların rüzgârla birlikte koşusunu Yok, olmuyor böylesi görüntüler Yeşilse […]
Kahvaltıya Gelsen / Nursel Dinler
bir sıcak somun, bir tabak zeytin, biraz da peynir, çayımız da buharda; neyine yetmez ziyafet dediğin, nedir? kahvaltıya gelsen kahve altı yapsak seninle diz dize göz göze, muhabbette kurulu saat mi olur ? gözlerin iki fincan mey; içen kendini cemal, içmeyen kamil sanır, sır dediğin nedir ki? nokta da kendinde saklıdır… içsem; […]
Orta Oyunu / Yeliz Şenay
Kadim zamandır acının yoldaşıyım Davudi bir sesim,ağlama duvarında inleyen Vaad edilmiş topraklarda yağmalanmışım Şehrimde kırılıyor bütün hani’ler Kan sağarken ademoğlu şehadetlerden Cinnet sınırında orta oyununda kabileler.. İsra(f)il sura üfleyince Seyirci kalacaklar kopan kıyamete Mührü Süleyman’ın altı köşesinde Mahşer yerini taşlayacak ölü çocuklar…
SEVDALI CEVİZ / Bedros Dağlıyan
Saçları düştüğünde önüne cevizin; üzülmez. Elbet bilir dirayetli geçmişinden Gölgeli günlerinin ihtişamını Her yıl meyve vereceğini de, bin bir bereketle. Gönülden saklanmışsa diri yaprakları şiir defterine Sonbahar hüznünü katacağını da bilir âşığın gözlerine Ve her koklayışında maşukun şiirini yâr Sevdasını tazeler pir-u pak bir minnetle Sonra bin bir hüner katar o kocamış ceviz Sevgilinin pişirdiği […]
Bütün Dilleri Seviyorum / Ayhan Kelam
Bütün dilleri seviyorum Özgürlüğe adanmışsa şarkıları Bir dalkavuğun savaş çığlıklarına eğmemişse Boynunu Ve savaş terminolojisi barındırmıyorsa bağrında Bu benim dilimdir arkadaş Bunu iyi tanı Körpe kadere askıntı olmasın kart zampara Ve kader kahpe olmasın artık Bu teknik çağda Temizle dilindeki bütün şiddet içerikli kelimeleri Ne barış senin simgen olsun Ne de ateşkes Gel […]
EYLÜL KIRGINLIĞI / Mehmet Özgür Ersan
I Mayıslar kana bulaştı. Kırmızıya boyayacak geceyi, Kimse kalmadı. Serçeler kanatlarını yıkardı, Her yağmurdan sonra. Kaçak buluşmaların, Gizli toplantıların yapıldığı o parkta. Herkesin eylül kırgınlığında yaşadığı, Günlerden geçiyoruz. Yağmur yağmadı o eylülden sonra, Çirkin ve kirli bütün serçeler. Ürkek değil kadınlar ve erkekler, Sevmekten sevilmekten yana. Çırılçıplak aşk dedikleri! Eylül isyandı. […]
ölümlerden doğmak / Selah Özakın
beni bir alnında “yakın ölünecek” yaftası taşıyan menekşeler üzer bir de üstüne geceyi çekmen senin hani o sabahçı kahveleri vardı ya eskiden saat başı öne sürülen mecburi çay hani o parasızlık ve yurtsuzluğun baş belası hâl yarısı dün kalanı sabah olan allı morlu duygular yani anlat bana aklının erdiği kadar nerede bıraktılar şu ölümüyle ölünmeyen […]
Kızıl Karanfil / Yelda Karataş
Che sana Latin diyorlar, inanmıyorum Bizim Deniz’in gözlerinde asılısın sen Bolivya dağlarında yakalandığın yalan Son gördüğümde al- yeşil entarinle Taksim’deydin Çocuklara yol gösteren Ethem’din, Suphi’ydin Bir ceviz ağacı heybetiyle yüzünde güneş parlıyordu Dersim’de açan o ölümsüz Sakine gibi Yoldaşlığı her dilde söyleyendin Ve şimdilerde Atina’da, Brezilya’da görüyorum seni O soylu barikatların ardında Perslerin sabrıyla […]
Ethem Sarısülük- Mehmet Özgür Ersan
kalbim acır ölmek değil öldürülmek dokunur insana mamağın varoşlarında dövüşüyor gibisin hala zifiri bir karanlık yağıyor üstüne öleceksin erik dallarından çiçek fışkırdığını bile bile ellerini ellerimin üstüne koyuversen yapraklar dökülmeseler çocuk yorgun ankara akasyaları kaskatı kesilmese gözlerim senin külrengi yalnızlığını bilmeseler yapraklar dökülmeseler su var ya su yeryüzünü bırakıp gitmese geceleri kırılmış camlar kadar mahsun […]
Tyger / William Blake / Didem Öykü Aydın
Tyger! Tyger! burning bright In the forests of the night, What immortal hand or eye Could frame thy fearful symmetry? In what distant deeps or skies Burnt the fire of thine eyes? On what wings dare he aspire? What the hand dare sieze the fire? And what shoulder, & what art. Could twist the sinews […]
Sokağına Tutsak Bir Çocuğun Telaşı / Mehmet Özgür Ersan
İç ayaklanmalarım Kıyısız bir ıssızlık bulma Sevincinde Böylesi ancak Kuşlardan küllenir Ve bizimkisi İpeğin kılıca aşkı Yaşama Mermi gibi fırlayıp Yatağından Çığlıklarını kuşlara Sesini dut ağacına İşleyen ellerin derdi Kendi boşluğunda Düş kuyusuna düşer İrkilir her şiirle Yeniden yeniden Başlayan uykularda Tohumda çürürse Yorgun düşer bedenim Yanacaksa ruhum […]
Şehir ve Kavramlar / Mehmet Ali Aytekin
1. PENCERE pencere kadar gözümün büyüklüğü. sen ne kadar olsan da benim içinde olacağım bu beden, göreceğim pencerem kadar. 2. DUVAR dört duvarda aynı boya karşısındaki duvarı gösteren tek bir ayna, tek bir duvarda. kendime saklanmışım oysa duvarlar içinde ben. ben duvardan daha kuytuda ben içinde ayna, o da tek duvarda, ama gösterdiği sen yok. […]
Akıllı Adamlar / Hikmet Güzelkokar
Siz kuyuya taş atanlar Akıllı adamlar geldi Kış uykusuna yatanlar Akıllı adamlar geldi. Siz rakıya su katanlar Ortada göze batanlar Lokmayı büyük yutanlar Akıllı adamlar geldi. İşleri baştan savanlar Tezgâh’la adam soyanlar Siz de duyun duymayanlar Akıllı adamlar geldi. Büyüdü kepçeler, kaplar Karıştı bütün hesaplar Çizildi eski kitaplar Akıllı adamlar geldi. […]
Son Yorumlar