ŞİİR 1896
Hayat Kırkından Sonra Başlar – Cemal Karsavran
Gülüşleri hasret gideriyordu Yıllar sonra Anlattıklarının çilesi Bitmemiş haykırışlardan ibaretti Çocukluğu gördüm Gençliği gördüm Âşık oldum delicesine Ağladım coştum Koştum peşinden sevginin Sevgi gurbetlikti Aşk gurbetlikti Çilelere yelken açmaktı Açtım büyülenmiş yüreğimden Öyle bir sevmiştim ki Ayıramaz diyordum kimse bizi Bir yanılgıymış aşk ve sevgi Birkaç çocukla kaldım yıllar içinde İhaneti gördüm Ayrılığı gördüm Yeniden […]
Tohumun Vasiyeti – Cemal Öztürk
Bugün Günlerden açlığın gün dönümü Bir vasiyet üzerine Açılır tohum Gün ışıldar her sabah Bir açılış töreni gibi Tıklım tıklım kapalı çarşı Gülhane Parkında kuşlar a n o n i m öter Bu günlerden mişli geçmiş bir gün Başım göğe ermiş gibi hayattayım İştahım ve itibarım on misli yüksek dünden Göz hakkım, hıncım, alacağım on […]
BİR ŞİŞE ŞARAP NAZIM, CAN, HAYYAM VE BEN- M.Uluç Gavazoğlu
Yücel’im Can’ım Can yoldaşım. Elimde kitaplarım Bir şişe şarabım İçtim yürüdüm,sızdım Önüm de yatar Hayyam’ım Ağrır başım. Gerisi hikmeti ile Nazım’ın… Biri deli Öteki aykırı Baş ucumda aşkın adım adım Takip eder serseri Nazım’ın Yanında uzun sakalı Yüceli’m Canı’m Büker yıldızları Bir yudum şarabı Bir güzel kadını Önünde serveti, ayyaşı Ömer’in Hayya’mı Bulur tanrıyı Yakar […]
Zifiri – Barış Çılgınak
Aydınlatılmamış karanlıklar Var İçimizde Ve yine biziz karanlığa aşık olan Gündüz gece demeden karanlıkla Yine sevişen biziz Bir kız çocuğu doğuyor bu karanlıktan Gece gibi siyah, içimiz kadar kapkara .. Barış Çılgınak
Yalnızlık Miracı – Berrin Efla Fırat
Gündüzün gecenin koynuna girdiği Dolunayın sularda ıslandığı vakit Mistik yalnızlığının işveli göz kırpışına Göç libaslarını kuşandın. Sesinde sakladığın ismin Susmalar kozasında, Usulca kendi vahşetini kanıksıyorsun şimdi. Şüphe ejderhalarının döllediği yeşil bulutlarda ayak izlerin! Kokusunu geri isteyen nergise Kanlı vahiyler indirirken, Tenimde ellerin soluyor… Korkuyorsun. Kirpiklerinde hırs tuzları İçimdeki Meryem aşka gebe Ve Korkuyorsun Yinelenen horlanmalardan… […]
Sözlerimle Başla – Aziz Nayır
Taşa yazıyorum sözlerimi dağ doğursun diye yeniden dudağımın kıyısında tuz tadı çünkü ağlamak çoktandır ince bir yol buluyor kendine yüzüm bilmediğim bir savaşın artığı – kaç keman geçti gözlerimin önünden arşesi kırık kınından çekilmiş kılıç ve kırk parçaya bölünmüş bekleyiş öyleyse birlikte bekleyelim nasılsa gelecek sesin bittiği türkü belki yansımayla belki suda salınımla ellerim benim […]
Çocuk Mönüsü – Salih Sezen
Papağanları ve beni hiç böyle görmediniz Ben de.. Bir süredir çalan orkestra da görmedi Babalar bulmaca çözerken değişti dünya Yukardan aşağı soldan sağa Gedikliydi evde kalmışlar için mumlar Emekli alışkanlıklara rastık çekecek miydi En endemik annem Öyle ya dantelli süveter gerek sırtıma Akşama bir de kibar giyimli yalan gelecek Keşke kadife koltukta oturabilseydim Yakından sulanırdı […]
Çırpınış Risalesi – Süleyman Ethem Erdoğan
Vakit çirkinleşiyor Ve zamanın perdesi Kıpkırmızı bir karın sancısı Artık bir dilenciye para vermek bile Bir el alışkanlığı meselesi Sözlerine itimad edip balıkçının Fırtınalarına süren teknesini Koyu mavi gecenin Ve hayatından bıkması bir beyaz yakalının Hepsi bir işarettir Zamanın kirlenen yüzüne doğru Haklı çıkarır Ailelerin vazgeçmesini Asil bir Türk kadını gibi Beni elleri olmaksızın tutarak […]
BAHARA ERMEDEN-Hızır İrfan Önder
biliyorum kalp yetmezliğine ilâçtır aşk… nefrete karşı savaşıp durur sevgim!… ey sevgili gönül yarama merhem olur mu gülüşün?… akşamüstü sakın silkeleme erguvanları çığlıkları dökülür martıların!… baharı görmeden ölürsem eğer açmasın bir daha papatyalar, çiğdemler!… Hızır İrfan Önder
Zamanın Dudakları – Ferhat Nitin
Saçında sürüklenen rüzgâra sızar yalnızlığı kaçık buluntularda kesik nefesler tılsımında uydurukçu gerçekliğin ve ihanet çukurunda kuş görünümlü yara-salar kıyısında hasret giderme mevsiminin kuşlar filizlenir mi, yankılanan çocukluğuma Umut verir mi kaçınılmazı paslanmış ellerin Kirli ve incinen hatıraları duvarlarında ecelsizce endişenin parlaklığında iniltilerini aşılar mı gökyüzü Yoksa eşiğinde intiharını körükler mi nankörlüğün Yıldız dengi kurşun hayalin, […]
İçimizde Kasım Gibi Bir Şeyler – Josef Hasek Kılçıksız
Tuza, ekmeğe benzemiyordu, barbarların bizden çaldığı Tavanı tıka basa sokak evimize benzemiyordu Orada kaç çeşit çağ yıkıldı, bir o kadar da hayatta kalınmışlık Kaç Kasım gizliydi Lili bavul kayışlarında ? İşgalci bir sus kuşatmıştı zamanı Heykellerin yüzünde abartılı bir ciddiyet, sanki bir yere gitmeye hazır Giden kalan meselesi değildi Burada yol sadece bir kadastro meselesiydi Yarasıydı […]
Gelirsen Tek Başında – Zeynel Kürkçü
AdaÜstü mavi gökİçi yeşil ormanDibi mavi yeşil su Ben gel demesem deGelirsen tek başına. Yılkı vakti gelmiş,Kendini gümüş kanatlı Pegasus sananTeneke nallı payton motorları Çekip alır seniSaklandığın yalnızlığın ardından Çok önce kök tutmuşSuskun ağaçların korosu Bir meltemle başlar Özlediğin meşke Ya Rodrigonun keman konçertosuYa da Sümmani’nin Ervah-ı Ezelden Nameleri sarar tek kişilik Sahte bir başınalığını Ben gel demesem de Gelirsen tek başına.Bir Rum meyhanesindeİki […]
YORGUN SABAHLAR – Yusuf Mengi
Seninle de böyle yorgun sabahlarımız olurdu Çok hırpalanmış gecelerin ertesi günlerinde O zamanlar bir büfe vardı orada sabah gider çay içerdik Şimdi ne o büfe var ne o çay var ne öyle yorgun akşamlarım ne de öyle güzel sabahlarım var. Geride kalmış böyle saçma sapan, yalnız, dinlenmiş, sağlam bir bünye ile Az yaşamış […]
Son Yorumlar