ŞİİR 1894
Saplantı Gemisi- FERHAT NİTİN
Kırık düşler durağının nakil hayallerinde yorgun örüntüler bekçisini beklemekte zaman. Ölgün bir anın hazin çıplaklığında hayaller Sisli , korkul bir geminin içli şafağında büyüyor bahaneler. Ve tutunma vaktidir mevsim sevişmelerinin kansız varoluşlarına. Bu tükeniş arzusunun ölüm ekşisinde ürkünç başıboşluğun buyurgan kanatlarını ince ince kemiriyor zaman.
AYRILMA – Zeynel Kürkçü
AYRILMA Yaş ayrılıyor gözünden Kalanın yanaklarına veda ederek Tuzlu mu tuzlu, tatlı suya inat Yaşadıklarını gizleyerek Bilmeden nelerin başlangıcı Nelerin bitimi olduklarını Bilmeden Tren ayrılıyor garından Sökülecek raylarına veda ederek İçi dışı paslı mı paslı, tarihi meçhul Yaşlandıklarını gizleyerek Saymadan içlerindeki vedaları İçlerindeki kavuşmaları Saymadan Cevap ayrılıyor sorusundan Suskun bilinmezlikle dans ederek Cevapların nelere sustuğu […]
HÜSREV İLE ŞİRİN – Hikmet Güzelkokar
Ben Ferhat’ım Dedim ki Hüsrev babaya; bana Şirin’i ver Dedi ki; hikâye öyle değil Sen Amasya’yı bilir misin? Susuz ve kurak Sen suyu bul suyu Şirin’i bırak Dedim ki su şirindir Amasya Şirin’dir Dedi ki; elmalar kurudu Dedim ki; Su derindedir Senin şehrindedir Dağ yamacından geçen nehrindedir Su sebilindir Bana elmasız zulmetme Gün gelecek Su […]
Maviye ve Umuda Dair – Kadri Durgut
uyandım, katmerli acıların demlendiği güzel ülkemin sıcak bir sabahında. geceden kalma sigara izmaritlerinin sindiği ve ter kokulu bir odada, mavi bir intihar düşüyle, uyandım. genzimde öküzgözü şarap kokusu ağzımın içi kurumuş, nicedir hayalini kurmaktayım mavi bir buluta tutunmanın yerçekimine inat ağırlığımca. bir yudum suyun, bir yeşil yaprağın değeri, çam kokulu dağ havasının, insanların ve hayvanların […]
Kör Ressam – Ferhat Nitin
Tatlı bir sevinçle uyanış zamana. Dokunuşun payında hatıraların. Kırpıntılar, küçük görünüş gözleri Cehennem yağmurlarında buğulu örtüleri Çelişkiler semtinde tokat sersemliğine inen fecaat darbeleri. Cam emziren pencere kenarı kadınlara ve bugünü silen uykuya gölgelenen. Ardından şakaktan haydut ürperişleri, yanağında sonbahar bekleyişleri.
Muayene Odası – Cemal Öztürk
1. Yirmi birinci yüzyılın kürsüsünden Herkesi elektro şoka sokan hoca! Otur sen de dersine çalış canım İnsanlığa vaaz vermeden önce! Bismillah, şu genişleyen evren Bir rivayetten bin kat daha hayırlıdır! Evrim yasası mesela, fesuphanallah Bir optik gözlem, bin bir vesveseden muteber Acil bir ameliyat, bir temenniden evladır evlat! Haddizatında Yetersiz bakiye veriyorsa Ak-Bil‘in* Beyinsel bir […]
Segah Makamında Topal Kedi Tragedyası – Esra Şenyüz
“Acımak, kanunun erdemidir” Shakespeare ölüme nefes biriktiriyorum, büyütüyorum hızlansın o içimdeki korkunç ve uzun hayat denen kutsal gerçeklik çabuk geçsin artık yorgun istasyonlarımı silik yüzleriyle kandıklarım bilin ki suskun bir çağın kuyusundayım kaygısız bir zaman dilimi, dilimi acıtıyor hep aynı kelimede ruhsuzluğu insan soyunun aynı umursamazlığa soyunuşu kertenkeleler gibi kuyruk bırakıyoruz sonra yenisi çıkıyor nasıl […]
Kelebek Çobanı – Sevim Demiröz
Cebine tıkıştırdığı kuşları üşüyenlerden, Kalemi sadece aşkı yazan şairlere varana kadar, Kelimeleri doğrayıp şiirleri çoğaltan ne kadar kelebek çobanı varsa- (iyi ki) hepsinin mayın tarlalarında gezdim. Buydu beni sarhoş eden belki de, senin için… Annemin çocukken oynadığı bahçelerden yol geçti, Benim üzerime asfalt döktüler. Benim üzerime resmi evrak nişanesi, Benim üzerime asla ayaklarımı barındırmayacak silah […]
Bazı sözler yalnız karanlıkta söylenir – Mehmet Özgür Ersan
Yanındayken ne kadar uzağım sana Uzaktayken aramızda duran sessizliği kırarak nasıl yakınım Aklımda senin adın Gökyüzü ben yıldızların kadarım Soluğumda mağrur bir lalenin kokusu Barut esmeri rüzgarda yanmış tenin Eski Datça sokaklarında O eski koyda O eski şark yeliyle dokunsam O eski ölmüş dostları hatırlayıp Ellerim kırılsa Yüzünü yüzüme değdir Kayın ağacı gibi yaslandığın baban […]
KAÇ SAAT DAHA UZAĞIMDASIN? – Buse Ellidört
Saat kaç yolda mısın Tamamen uzağımdan, kollarımdan Saat kaç Kaç saat daha uzağımdasın? Sesimden soluğumdan ayrı Kar düşmüş tonlarca yüreğine kuşların Bi haber ötüşleri niceleri aç Patikalarında mahsur kalışlarıyla Saat kaç yollar kış dolu Bileklerimin inceldiği yerlerde tekerleğin Sıkılmış tüfekler arasında kadın Saat kaç Kaç saat daha uzağımdasın Üzerimde senden kalan bi güç ziyafeti Yumruğumda […]
MECNUN GİBİ- Hikmet Güzelkokar
Şu zalim gurbetin dar yollarına Çıkarma sevdiğim gel bari sen de Sıkı sarıl ama al kollarına Bırakma sevdiğim kal bari sen de Körkütük sarhoşum gittikten beri Bir gün divaneyim bir gün serseri Gündüzüm karanlık gecem zemheri Ararken kayboldum bul bari sen de Mecnun gibi gezer oldum çöllerde Kıyıda köşede yaban ellerde İsminle […]
pesimistik saçmalamasyon – Arda ÖZDEMİR
terlikleri balkondan attı ışığı kapatırken korktu kiyafetlerinin hepsini yakti kendine yeni bir hayat yapti tarlasını sulamaya gitti tarlasının olmadigini fark etti suya da amma zam geldi o da hemen pencereyi sildi coraplarini aradi nereye koyduysa ordaydi nere oldugunu unutmustu evin icinde kaybolmustu koridordaki cerceveye yolu sordu bu evin yabancisiyim dedi hayati buraya kadardi sondu kendisinini […]
Saat İkiye Gelmeden – Onur Belli
Soğuk sessiz denizde martılar Mum ışığında ruhları arıyorlar Kanlı denizin ortasında Habersizce uçuyorlar Gökyüzündeki yalnız ruhlar Sessizce odalarına çekiliyorlar Odasına terk edilmiş çocukça bir hüzün Kaplıyor Haydarpaşayı Kıyıda köşede kalan son trenleriyle oynarcasına ağlamaklı Kırık camii minaresinden sesleniyor insanlık Durmuş Haydarpaşa’nın saati Ellerin sararıp dökülmüş ağaçlardan Yalnız kalan birkaç çaput parçası Her rüyanın esintisiyle […]
Son Yorumlar