ŞİİR 1896
üzgünüm şiirim- sultan maraşlıoğlu
Merhabalar öncelikle, şiire aşık birisi olarak size şiirimi gönderiyorum, 22 yaşındayım Herkesten sakladığım bir şiirim var Sadece girişi olan, Gelişememiş bir aşk! Oysa ne kadar aleniydi sevgim Ben seni Bağıra bağıra ilan edecektim eşe dosta Alkışlarla tescillenecekti aşkımız Elini tutacaktım, Ve kimisi hayran hayran bakacak, Kimisi de kıskanacaktı bizi. Sen benim evim olduktan sonra Rengi […]
mercan-metban mastanzade
Her sabah evet her sabah Koca bir dağ kaldırıp üstümden Ruhumla salınıyorum yollara Ruhum kayboluyor gün kendinden geçerken Renklerim siliniyor kara bünyemden Bir yansıma gibi yayvanlaşıp kendimden geçiyorum Günler benden geçerken Bir musluğum akıyorum Öyle ki damla damla Ne kana kana içiliyorum Ne temizliyorum ömrümün kir pasını Derdim tükenmek sadece Tükenemiyorum Bir balık […]
hüzün- nejlet nusret nuhoğlu
Hüzün herkesin edinemeyeceği bir ayrıcalık Farkında olunca hayatın Büyüyünce yani kontrolsüz Bir çığ gibi adeta Adaletsizce bir güçsüzün ölümü gibi Müdahalesiz İmkansızlıklar içinde Gelir adeta İstemediğin her duygu gibi aşk gibi mesela Büyüyünce gelir Farkında olunca Tanrım sadece çocuk olarak yaşanacak bir hayat sunabilir misin bana? Kader denilen tabu var Eyvallah kader sen daha büyüksün […]
ben değil miyim-safa berber
Sustukların büyür içinde zamanla, bağırırlar Şehri terk etmişsin, öyle dedi martılar Şiirlerin yarım kalmış, saatlerce ağlamışsın Dönmeyecekmişsin çöllerime Bir daha çiçek dikmeyecekmişsin Giderken ne götürdün kalbimden başka Söyle utanmadan Benim adlarımı silmişsin kalbinin ara sokaklarından Beni terk etmişsin, öyle dedi kargalar Başlamayan şiirlerin varmış Heyecanlıymışsın başlamaya Ben değil miydim en uzun şiirin Ben değil miydim […]
kupanın hası- nuh karaaslan
Önceleri; iç içe girmiş çemberlerdi. Mekruh… Müteakip sairlerde, Mustatil hususatla çevrili; Riyaziye formüllü, salalarla tezlil edilerek, istihfaflanmış! Kuşdili rikkatlere merbut, Sarih ve nikbin sevdalar peşinde, Metruk… Sol meme altında, kupa asının hasıydı. Devamla sağ el ayasının, soldaki kupa asına has meyledişi, Yakın ve sıcak teması ile merbut ebedi sevgide. … Sabır ve metanetle!
beklerdim hep- mehmet şah akcan
Beklerdim tozlu topraklı ülkelerin, özgürlük meydanlarında. Beklerdim sesi bastırılmış, halk yığınlarında. Beklerdim eli kanlı dört duvar aralarında. Demli demli gecelerde, Kalemsiz, kâğıtsız, kitapsız. Düşünmek isterim bazen; Hayal kurmak, düşlemek, özlemek… İzin vermez elleri sopalı akıllılar. Tehlikeliymiş! Seni düşünürmüşüm, Özgürlüğün hayalini kurarmışım, Baharı özlermişim. Bunlar yetmezmiş gibi birde Barışı düşlermişim. Savaşın komşu, […]
sevdanın coğrafyası- mert tahta
Hasret nedir Yağmur nasıl iner gökten aşağı Senliği Sensizliği ? Bir kaktüs belirir gözünün önünde Adım ansızın bir iki satır arasına sıkışıverir Ben üç tarafı hasretlerle çevrili Bir sen parçasıyım Yaşamak başka mevzu güzelim Bilirsin Senden öğrendim düpedüz Hele bizi alıp götüren sözlerin Hayatta kaldım diye sevinme Yaşamak değildir bu güzelim Hayatın […]
fekat nazan hanım! – ali koç
Fekat Nazan Hanım! Anılar hep yarım kaldı şimdi. Neden bunlar bizim başımıza düşer ki? Her adımda geri kalan şansımsa Duymaz kimse bu sesleri ve ışıkları. Balçıklar sardı beni Nazan! Sen kaç ya da yan Sonuçta iki boş hece insan.
h-ırmak eminoğlu
Kara ormanım kızıl şafağım Külümü toplayanım Savrulayım sende, bırak Karanlığına gömülürüm gün gelir Gün gelir gözden ırak Derinlerinde yürür şanım Duyulur mu sesim ey kara ormanım Sen de korkar mısın kendi uğultundan Seni de yakar mı ulu şafakların Kendi aşkına düştün mü sen hiç Kaybolma sevdasıyla kuytularında Kuytularından bile vahşidir adın Adın, adım. İki […]
bir kum saatidir – aziz nayir
her sokağın çıktığı bir sevda vardı gökyüzü kımıl kımıl , dikine kesen gölgeler gibiydik, gibiydin tam ortasından bölünmüş bir anı defterine düşülmüş bir not-ki unutulmuştur çoktan bize düşen adınla başlamaktır , “yeter ki vaz geçme beklemekten er geç gelecektir gidenler” , her şeyin bir vakti vardı, ölümün bile aptalların yıkandığı aynıydı nehir sesi böldük-tuzbuz-sessizlik oldu […]
kadın- arzu gökbaş
Asfalt yollar boyunca Bu uzun yollarda Arabalarını kenara parketmiş, siyah fileli çoraplar giymiş kadınları düşlüyorum. Gözlerinde hüzün, ellerinde endişe Anılar taşıyor sigara dumanlarından Saçları kurumuş güneşten Acaba güzel domates çorbası yapar mı bu kadınlar? Acaba en çok hangi kitabı severler? Bu kadınlar niye böyle hüzünlü Tanrım? Çok güzeller halbuki Bu kadınlar neden ağlıyor Tanrım? […]
memo-fazlı humar
. ateşe ne gerek var memo şu kör karanlıkta şu dipsiz soğuklukta güzel bir sözdür kıvılcımı davetleyen yüreği har hasreti yar insanı insan eyleyen aşk ile tutuşan muhabbettir kapıları açan duvarları yıkan külü gül eden zamanı yediveren şu bitip tükenmez azapta şu üç günlük yolculukta […]
Serçenin üzgün duruşunu hatırla -Mehmet Özgür Ersan
Ansızın geliveren baharın Yağmurunda ıslanmayan Birden açıveren Çiçeklerden gelen kokusu Sarhoş ediyor insanı Hava ürpertiler geçirmiş Günün doğuşunda Doğada canlanmanın koyu moru Parlıyor dalların arasında Kararan serin kuytular ardında Yemyeşil uçlar güneşe doğru Uzatıyor kollarını Serçenin üzgün duruşunu hatırla Sana küsmüştü Sen giderken Şimdi tek bir karınca kırıntısını Bir kırlangıç yavrularına Taşımak için çırpınıyor Kar […]
Son Yorumlar