ŞİİR 1894
TURUNCU BİR AKŞAMDA -Ayşe N. ŞIK
Camlarımız buhar Odamızda bir sobanın turuncu alevleri.. Kapkara yağmurlu bir akşam, Kararan gün değil alnımız Yağan yağmur değil Gökler halimize ağlamış. Gözlerin camlardan daha buğulu Yüreğimiz alevlerden sıcak! Cennet yandı bu ateşten, Cehennem utandı da söndü. Bırakıp elini gitmek istedim, Bırakamadım Yüzüm yine sana döndü. Beni sevdiğin sanırım […]
GÜLÜMSE ÇOCUK – Zeynep Güldem
Baksana güneşe güneş yüzlü çocuk Güneş doğuyor mavi bulutlar Nazlı nazlı mavi düşler misali Gözlerinden akıtıyor Bizi biz yapan ne varsa Kaybettik öz vatanımızda Harfleriyle, kelimeleriyle, mısra mısra Sakla kucağında bize ait ne varsa Şehrinin bahçelerinde Ağlayan çocukları gözyaşlarıyla sakla Sakla sakla ki yüreğinde Bir gün nereye gidersek gidelim Gelecekte el olmayacağız vatanımızda […]
DERİN UYKULAR -erçağ akarca
Derin uykular alır götürür insanları Birbirlerinin arkasına sıralanmış Sıralanırken sırları aralanmış Solmuş bir çiçek gibi solmuş bitkinleşmiş Bazı hamleler için bazen erken bazen geçmiş Derin uykular gelince insanlar miskinleşmiş Miskinleştikçe çirkinleşmiş Çirkinleştikçe kirlenmiş Kirlendikçe düğümlenmiş boğazına sözcükleri Anıları hayalleri […]
KAYIP-Musa Can Demiralay
Senin sende olmadığın bir akşam Ben, bana döndüm Ve acı bir kaybımız var Bir çıkmaz sevdada Kalbim ölü bulundu İyi bilirdik dersiniz ardımdan Sevdam sağ olsun
AKŞAM – Melisa Alagöz
Eski bir hazan var gözlerinde Yarım kalmışlığın öyküsü sanki; Sokak lambaları Penceremde yansımaları var Karanlıkta gölgeleri kaybolmuşken Sokak lambaları tek tek yanıyor Ağır adım ayak sesleri Biraz ürkek, biraz cesur Yalnızlığı huzurlu belkide Biraz yakıcı Yeni bir sabaha gebe karanlık Gün belki ılıktır, belki de kışlık Ilık bir bahar için değil mi Alınan nefesler..
BU ŞİİR BURDA BİTER -Cihat Canlı
Bir dudak iki kelime Seni seviyorum Bir seven bir sevilen Ayrılmak istiyorum Her şey ne kadar da güzeldi Tereddütsüz çıkıyordu ağızdan Bir gün kalp ile akıl çatıştı Silinip atıldı yürekten Oysa tek bir eksik vardı sözde Hayırlısı buymuş Güzel bakamamış göz de Çok kolaydır bağlanmak Bir o kadar da zordu bırakmak Oyun değil ki bu […]
MENEKŞE -hızır büyük
Sokağa dökülen yaprakların somurtması gibiydi dokunuşun İlk bahara özlem duyarcasına haykırır… Sözlerin iki dudağının arasından akmaya yüz tutmuş Toplarla dövülmüş surlar kadar dökülesi ve ezik Bir takım konuşmalara şahittik o dakikalar Dolanmalar sarılmalar ne varsa gözlerimizdeydi Kıyamet koparcasına kavgalıydık dünyanın geri kalanlarıyla Tonlarını kaybeden gökkuşağı gibi duraksamıştı her şey;o anlık Dirhem dirhem akan gece şahitti […]
KAHVALTI – SAFA BERBER
Kaptan ! Doymadın saatlerce çevirmeye Şu eskimiş deri kaplamalı direksiyonu Hadi indir artık şu sapaktan sonra Volta atmam lazım gri şehirde Sinirleniyorum ona göre O kadar yoruluyor insan Otobüs seyahatlerinde Bir türlü uyuyamıyor Cam diplerinde Yine hiç uyumadan Uyandım sabaha Yine sokaklar boş Bir iki çay kaşığı şıngırdaması Bir bebek ağlıyor en üst katta Ağaçlar […]
ÖTÜRÜ-Mehmet Akif YILDIRIM
Şehri inkâr etmeye geldim bugün, Boğazımda düğümlenen yıldızlardan ötürü… Mavi bir ışıkla kapadım yalnızlığımı. Dağların yamacında sustuğumdan ötürü… Ben, zamanın bıraktığı yara, Çocuklar terleriyle düşerlerdi toprağa. Ben boynumdaki kemendi sıktığımdan ötürü… Ne varsa yaşanmamış, sır kaldı bende. Kırmızı bir gülü öptüm. Ve kavuştu âşıklar. Mavi göğü bir bakışa tıktığımdan ötürü… Yolları eskiten bir ayak […]
DOPPİA ROSA MARENNO – Tolga Taştan
işte yine başlıyordu Dop’ Rosa Marenno susturuyordu şarkısını belinde kıvılcım taşları umut fısıldayan bakışları o imkansızı var eden… …renk değiştiren anlatıyordu Rosa Marenno susturup şarkısını fısıldıyordu çift kahverengiyi şehvetiyle arzuyu kadersiz geceyi kulağıma doğru usul usul… bense izliyorum kahverengi gülleri biriktirmiş içine tüm geceleri tüm benleri, tüm kendini, tüm her şeyi bense izliyorum kahverengi gülleri […]
KIZIL KULE-makbule emekli
Uzun ve büyük surlar boyunca Ufuklarca deniz Ve sesiz bir yürüyüşteyiz. Zincirlerini kırmış köleler gelir yanımıza Kızıl kuleye kadar uzanır elleri Tepeden, surların üzerinden. Alabildiğine mavidir bu şehir Kaçsan uçurum Uçurumun sonu deniz Denizle diner mi bu derin kederimiz. Oturur surlarına alemi seyrederiz çiçeği koynunda tutanlar bilir Bu yol derindir Uçurumlar saklar […]
Ellerinden –
Ben diyorum ki Yok olalım, Bir hiçlikte hiç olmanın Anlamsızlığını telaffuz ediyorum Bir kaç adım sonra ölsek Ne olur ki? İki el mavzer sesinin, dört ölüsü Matematiğe ters midir? Ölümün matematiğini yapsak Bir benden sadece bir ben mi çıkar? Hiç sanmıyorum.
UMUT ÇOCUKLARI -Yunus KEMAL
boşluğa düşüyorsun tut beni/ gözlerin güz ki burda ölümler kelebeğin sessiz çığlığıdır bir ekmek ver kırıntısız düşmesin içime bulutlar bırak dili olsun çocukların güle oynaya şu ovacıkta
Son Yorumlar