ŞİİR 1894
Gitmişliğin Var solumdan -MURAT KARCI
Git gide, batıyor göğsüme gardın Ortasındayım kiminle çarpıştığımı Bilmediğim bir harbın Tükeniyorum, gün gün mevsim mevsim Ve son demindeyim artık sabrın Büsbütün kaybedeceğim aşikâr Belkide toprak olur bedenim, yakın Bak gitmişliğin var şurada solumda Bir de gitmemişliğin var sahilde ki banklarda..
Karanlığa anlatıyorum- ÜMİT ACARER
Karanlığa anlatıyorum bir akşamüzeri statikleşmiş hayallerimi, Gam yüklü bir bulut gibi sürüklenip duruyorum dört duvar arasında, Yalnızlığımı çatıdan damlayan su sesiyle paylaşıyorum, İçime inen umutsuzluk perdesini İnşirah tadında sürkalize ediyorum, Ruhumun inci tanelerini sarıp sarmalıyorum cana canan olur gibi, Ölümü solukluyorum hicranlardan ırak, Korkularımla başbaşa kalıyorum kahırla dolup taşmış loş sokak lambasına karşı, Vicdan muhakemesi […]
Canlarım -fazlı humar
. uyandığım anı attığım adımları taşıdığım lokmaları hissediyorlar yüzlerin yüzsüz dillerin dilsiz merhabaların mecalsiz olduğu şu günlerde yolumu gözlüyorlar böyle biçimsiz böyle şekilsiz bir adamı şiirler şarkılarla konuk edip nedensiz sebepsiz seviyorlar serçelerim benim güvercinlerim bir sohbet iki muhabbet düşkünü sevdalarım hilesiz hurdasız yalansız dostlarım nasılsınız […]
Lüferin Gözünden – ilker evin
Güneyden Ege tarafından Giriverdik boğaza Sağda palamut Solda uskumru sürüleri var Bizse koyun sürüsü gibiyiz Hızlı, ama ürkek ve bilinçsiz Öndekiler nereye biz oraya Balıkçıların ağlarından sıyrılıyoruz Evlatlar açız diyor balıkçılar Hep birlikte Bir heyecan Bir telaş Yunuslar kovalıyorlar zira Arkadan çeviriyorlar Oradakileri feda ediyoruz Sevinsek mi, üzülsek mi bilemiyorum Suda olmasak kan […]
GEREK YOK DEMELERE – semih bilgiç
zorunda mıyız gidenlere nedir telaşımız ayak uydurmak cümle sonlarına nokta koymak gerekir mi sorsak bilenlere belki hep isteyenlere en iyisi açık kapı bırakmak x x x x x x x x x oldum olası böyleydi yaşamak açılmışız dalgalı denizlere bakan çok ondan enginlere ufuk çizgisinde gözlerle aramak x x […]
VİTRİNDEKİ ÖLÜ -YUNUS KEMAL
bitti daha gitmemişken ayakların gecenin ardı bir avuç hüzün suya düşüyor gözlerin saçların ıslak ne tuhaftır bak trenler kendine yolcu bir kuş ölüyor yüreğimin tenhalığında sana benziyor ağaçlar bir simli vitrin ki bu ayrılık başka mevsimin kokusu çekip giderken bir sarı gül ve bitti ne sen kaldın ne kuşun ölüsü
MÜHİM MEVZU – SAFA BERBER
Doğmak Bir andır Ölmek Uzun bir süreç Onu sevince doğarsın Sen büyürsün Seninle birlikte Sevgin büyür Şiirin büyür Fazla büyürlerse Taşıyamazsın, ezilirsin Ölürsün Doğmak için sevgi gerek Ölmek için sevgi Yani sevgi ömür demek Sevilen birisi Paylaşılan bir ömür Kırışılan bir mutluluk.. Aşk Sevgiden farklıdır Aynı anda doğup Aynı anda ölmektir Sevdiğine ömür verip Paylaşır […]
Masal – EKREM YILDIRIM
Denizin çok dalgalı olduğu bir vakitte, Gül ile bülbül henüz ayrı düşmemişken, Sonbahar rüzgârları savurmaktayken yaprakları, Bacalarda dumanlar tütmeye başlamışken, Aslı’nın Kerem’den, Ferhat’ın Şirin’den haberi yokken, Uzayıp giden yollar henüz yaşlanmamışken, Pireler berber, develer tellal olmamışken, Bir masal anlatırlardı. Güzel bir kız ve yakışıklı bir oğlan masalı, Bilmem hatırlar mısınız? Ama ben hatırlamıyorum. […]
Onyedi Yaşım -Mert Tahta
Onyedi yaşım gidiyo ellerimden böylelikle Takvimler ilerledikçe ilerliyor Hatıralar dilden dile Onyedi yaşım gidiyor gönlümden Ömrümün en güzel günlerinde Hasrettir bunun adı be dilber Gözyaşlarımı sarı yapraklar siler Sen onyedi yaşını hatırla Düşer düşleri kara tahtaya O vakit kokusu sinene siner Ben de bir nefesin ucundayım neylersin Ölümün adı sayıklanır vedalarda Onyedi yaşım geçiyor […]
annem- Nurdane Karaçar
Ah sen ne güzelde toprak kokuyorsun, Rahmetimi çektin içine? Mutluluğu da barındırıyorsun, hüznü de. Lakin en çok masumiyeti.
Tutsak KALP – yok düşleri
Sen mi düşüyorsun aklıma bilmediğim bir his Boş bakışını özlüyorum sabahın ayazına Elimde rüzgardan bir gül Yasak sevdaların aksine Kalbimden beynime akıyorsun sevdiğim İçimde yaşıyorsun bilmeden Alıp götürüyorum gittiğim yere Tutsak değil yaşama sevdalısısın sen Ben sana tutsak kalıyorum her gittiğim yerde
Herkes kendi renginde mutlu – Mehmet Özgür Ersan
Sonra nefes bulur Lir sesini bulur Eksilir hasret Umut Yeniden çağlar Bahçeler dolusu Bağlarda koruk üzüm olur Eksilir gurbet eksilir hasret Biz yine çağlayan ırmaklar oluruz Yine güzel yine direngen Çırpına kabara Yükselir sesi sevdanın Bağrında ateş İkliminde cemreler düşer Sana bana sevdamıza Mavi tulumlarında işçiler Deniz havası getirir sokaklara Alanlar bayram yeri İnsanlar hür […]
SON YOLCU – Hikmet Güzelkokar
Nedense hep yolum düşer rıhtımlara İskeleden izlerim vapur dönüşlerini Binemem hiç birine uzaklaşırım diye Terk edemem de yerimi Belki bir vapurun son seferinde Martı seslerine karışırken güverte telaşı Nasırlı halatlar bağlarım köprünün bir ucuna Bir ucuna düğümler eklerim Son yolcu ininceye kadar beklerim Kim bilir, bu son vapurun bu son seferinde Belki […]
Son Yorumlar