ŞİİR 1896
Gri paltonu giyerdin – Emine Düzenli
Gıcırdayan merdivenlerden ağır ağır çıkışın. Salonun penceresinin açık kalışı, Ceyran yapan kalbinin bir anda kapanması. Perdelerin, rüzgarın ahengi ile hep dans ederdi. Oturup perdelerin dansını seyrederken yakalardım seni. Kapın, hep Gıcırdardı. Evin mistik ve demli kokardı. Oysa,sen çay bile demleyemezdin. Tozlu topraklı yolların özlemini çekerdin. Eskiciden bir teyp almıştın, Bir de kaset . Onu dinlerdin, […]
ve imkansızca yazılanı silme çabası- aslı denizhan
yazılmış hikayeyi baştan okumaktı benimki aşikar iken her şey bana bir ipin ucundaki hayatımı çeken ani son sınırdaki çizgim iltihaplanmış yaranın tarifsiz acısıyken silinmiş bir yazının izini yaşarken akıntıya kürek çekmek benimkisi karalanmış sayfalardan hayata bakmak ve imkansızca yazılanı silme çabası.
Umutsuz vaka – yok düşleri
Kalıcılığım olmasın istedim… Ondandır gülkurusu sevdalar biriktirmem Bir kalp kırığı bırakırım gittiğim her yerde Anıları arkamdan sürükleyemem. Yabanıl düşlerimin arasında akar ırmaklar Hiç gölüm olmadı Biriktirmek huyum değildi Elimde yalnız gülkurusu sevdalar kaldı, Yeşerme umudu olmayan
Geliyor Uzaklardan -Emrah GÜREL
Şöyle garip sözlerin yok mu? İnsanın çıldırası geliyor. Oldu olacak kızası geliyor. Ne geliyorsa başıma, Bi’senden geliyor. Gözlerine dalıp Yüzesim geliyor. Bi’köşeye çekilip Ağlayasım geliyor. Sonra gülü hatırlayıp Sevesim geliyor. Ama bi’sen gelmiyorsun. (20.02.02)
Konak – Mert Tahta
Ceren Kahraman’a Ormana gittik o gece Konağı yakmak niyetiyle Ben Edip Ruhi Bey Acar ve Kahraman vardı bide Saatlerimiz 02.55’i gösteriyordu Hava yüzümüzü kesiyor İnceden yağmur yağıyordu Ormandaydık o gece Konağı yakmak niyetiyle Edip koştu hızlıca Çakmak çıkardı pantolon arkasından Acar getirdi çapulu ormandan Ruhi Bey yaktı ateşi Alevlenince fırlattım konağa Yanıyordu artık […]
KAÇ -Efe Nazım Arslançelik
*Var olmak ilk defa bu denli anlamlı kılıyordu bizi Biz kim miyiz ? Üçer beşer geceyi çekenleriz. Biz sabahı gece zannedenlerdeniz. Kaç kırık, kaç zaman, kaç gece eder. Kaç sabah kaçtı kaç gecede Ve bir kaç kelime kaldı karanfil kokan sabahlar yerine Bir kaç masanın boşluğu kaldı. Masanın boşluğu kaç para ederdi. Bir […]
AH ÇOCUKLAR – SAFA BERBER
Ah çocuklar, ah ! Şu soğuk kış akşamında Şu gurbetin ağır günlerinde Şu yalnızlığımın Bitmeyen senfonisinde Özgürlüğü hatırlatmayın bana Sevinç çığlıkları Kahkahalar atmayın Ah çocuklar, ah ! Bu kadar mutlu olmayın Bu kadar çok sevmeyin her şeyi Bu kadar çok Sevdirtmeyin kendinizi Ah çocuklar, ah ! Çok kıskanıyorum sizi Çok seviyorum sizi Çok özlüyorum sizi […]
İÇTEN GELİR MUTLULUKLAR – semih bilgiç
serseri mayınım yol bulamam durmaz yangınlarım eridikçe eririm bozuk tuzaklarda beklerim kapanıma takılmaz kuşlar köprüler kapalı geçit vermez dağlar geriye dönemem düzen tutmaz arzular solgun ufuklar bulutlarım kapkara ayaz almış yüreğim titredikçe titrerim ateşine uzatırım elini söndürür fırsat vermez rüzgar yol silikleşir gözlerinin buğusundan bakarım pencereden acım derinleşir nedir yürekten yakan alem sessizleşir olmaz […]
CUMARTESİ-Turgay Can
. Bu sağanak ve bu yağmur Yani bunların hepsi, şuracıkta biriken dünyanın adetleri çocukluğumun sokakları dar geliyor geceye sokak lambası ve ıslak parka hepsi üşüdüğümü gösteriyor elimi uzatsam titrer misin içime. Yer yer kırılıyor tırnaklarım Yer yer artçı sarsıntılarla sallandı hayatım Dönemeçler ve aynalar Evet bu kırık bakışlı olanlar, hepsi aynalar. Kendi gözlerimden kaçırdım […]
TELAŞ VAR- FERHAT NİTİN
Prangalanan hislerle üşüyorum. Bıçak kemiğe bürünmüş. Kirletilmeyen öğütler gibi asi ve aslan. Hayata duruşun masum bir ceylan. Karartılan geceye benzeyen fikirler. Üzerine konan faal bir heves. Ruja dolanan esir rehaveti. Gönül pazarının son demleri. Baskının öcü bu Teslimiyetin gücü Başkaldırıyorum bu serzenişli geceye. İsyanım beni yutan heceye. Kelimelerimin sığmadığı hücrelere. Özür dilenmekte Hüsnü […]
Dileyelim Olsun! -Seçil Oğuz
Uyanır uyanmaz, taze mutluluklar dursun baş ucumuzda. Ne kadar asık surat varsa, elma şekerine boyansın. Tüm dünya çocukları gülümsesin. Kararmasın henüz tomurcuk hayalleri. Dileyelim olsun!. Zeytin ağaçlarını kesmesin kirli eller. Barış’a uzansın yeşil dalları. Ölü bir şair gibi, durmasın mutluluk. Yüzlerden okunan bir şiir olsun. Dileyelim olsun!. Ön yargı denen kötü adam, düşsün bir çukura […]
SES GÖLGESİ – EFLA BERRİN FIRAT
/Unutma! Biz güzel ve uzun susacağız. Henüz bir avuç çiçeksin rahmimde Magrip, kokunu benden başkasının al-a-madığı. Babanın elleri okyanustu ve şefkatle yoğurup öldürdüğünde güneşi çırılçıplak bir göz yaşı ile geldim ateşine o nergisin…/ Nergis, vahşi uykusunda evcil rüya… Dün ve yarın bedensizliğinde trenlere el sallamanın bir kokusu vardır bayım. Kar patikasından gidilmez sevi […]
ISTANBULU ARIYORUM – Hikmet Güzelkokar
Içinden Istanbul akan bir nehirdeyim Duyulmuyor martı sesleri Bahçeler taşınırken teraslara Kaldırımlardan siliniyor ayak izleri Duman kapladı gök yüzünü duman Ne zaman yere inecek nuhun gemileri Gökdelenler üstünde köksüz ağaçlar Dalını arıyor göçmen kuşları Rayların üstünden geçiyor zaman Zembereği boşalmış gibi köstekli saatlerin Güneşi görmeyen pusulamla yeniden Istanbulu arıyorum yedi kat altında […]
Son Yorumlar