ŞİİR 1896
İSTANBUL – soykan altunyurt
İstanbula benzetiyorum seni. Kimi zaman bir vapur keyfi Kimi zaman bir otobüs çilesi En az senin kadar güzel bu şehr-i istanbul Gözlerinin yeşili gibi istanbul Çok az nadide biryerlerde kalmış Ama olan yerleri de en az Senin kadar göz kamaştırıyor Bu şehir varya bu şehir Ya şanslı doğarsın hayatını yaşarsın Yada pişman olacağın şeyler […]
Sokak Kadını -Mert Tahta
Teninde dökük döşemesiyle Beton sesleri Dudağında çürümüş tütünüyle Yarı baygın bir pipo Bayan nazik Bilmem bişeylerden Bir sokak kadını -yahut bir hayat kadını – Güneşin şafaktan izliyor kaçışını Kamer kovalıyor Ya da kamerden kaçıyor bu nur Yarı sisli odasından Yanaşıyor mutfağa doğru Upuzun tırnakları Dağınık beline uzanan saçları Ağzında gereksiz laflar Bu gidenler saçmalıklardan […]
Kadehin içinde süzülen şarabın damlaları – BEGÜMHAN VARLIK
Kadehin içinde süzülen şarabın damlaları , Sessizliğimi koruyan bir tebessüm gibiydi . Aşk , içilen her yudum sonrasında , Dökülen kırmızı rengin ateşi gibiydi . Yaslandığım duvarın arkasında , Gölgemi sunan ışıklar gibi yetersiz kalırdın . Acı , içilen her yudum sonrasında , Kırılan bir cam gibi , keskin yüzümü sana çevirirdi. […]
YALNIZCA YUSUFÇUKLARA SAKLANAN SESİMDİ ARADIĞIM- Süheyla Altinkaya Turan
Uykumu kesen Yusufçukları duyuyor musun Mişa? Ama çocukken göremediğim Ama duyduğum sesleri. Unuttum sandığım, Ama hiç unutmadığım, Yusufçukların ney üfleyen dualarını, İki düzinelik mesafeden, Arşa uzanan bedenimi, Kelimelerimin çarmıhta asılışını, Yumurtadan çıkan yavru şaşkınlığıyla Gördüm Mişa! Çocukken gecelerimin ayaz koynunda Göçlerin ayak ucuna soyunmuş, Uzak olmayan yerlerden gelen sesleri, Vakitsiz dinlerken, Vakti […]
Sessizce -yok düşleri
Öyle yalnızım ki sebepsiz susmak istiyorum Konuşmamak üzere Ne adımı anmak Ne saygı gerektiren bir cümle Lal olmuş bülbül gibi Susarak sessizce Bırakmak istiyorum İs kokulu dostlukları Kalabalık gülüşleri Bırakmak istiyorum İyiydi hoştu güzeldi palavralarını Tanrısal bir susuş istiyorum Ne güzele dair bir söz Nede kötülüğe bir nükte Dinlemek istiyorum dünyayı Sessizce
karalama – Attilâ Edri
“Günbatımına bakan bir pencerem soğuğa açılan bir kapım yüzükoyun hıçkıran bir ruhum var. ne pencerem, ne kapım, ne de ruhum; hiçbirinden gülemedi yüzüm…”
En güzel şiir – Burçak Bozkurt
EN GÜZEL ŞİİR VAPURDA YAZILIR HİKAYE İSE SENİNLE KULAĞA HOŞ GELİYOR BELKİ EN GÜZEL İSİM SENİNKİ İNSANLAR SOKAKTA KAĞIT KALEMLE ŞEFKAT EN ÇOK ANNEMDE O DA EN ÇOK MUTLUYKEN GÜZEL MARTILAR VAPURDA KAHKAHALAR ÇOCUKLARDA AŞK EN ÇOK SENDE SEN DE EN ÇOK İSTENBUL’DA GÜZELSİN
karanlık şiiri- mehmet alptosun
sessizlik, karanlık yaklaştı girdi kapıdan aktı odaya yavaş yavaş anlıyorum gözlerim kapalı sormalıyım güzelim yada cesarete sormalı duyuyorum sessizlik var sor güzelim ellerime sor sana dokunamayan yada adımlarıma sor sen yokken ve yalnızken
SIĞINGAÇ -Mehmetcan Erkak
Yüreğinin balta girmemiş ormanı bu- bucaksız Aramızda bütüncül bir akşam kalır böylece kökleriyle. Ben dirimlerken sözümü harman edip uzaklarda; Heveslerden, meşreplilerden. Sürerken aydınlığın çakırdikeni, ayrıkotu Daha yanıbaşımda hiç sökülmeden. Göze alınmaktı bu; Dinmek içindi; yaptım, tattım adını. Bütün bir masalarda, ayıplarda Bütün bir zincirlerindi çözdüm, ateşinle Tavsadı gücüm. Açığa çıktım, Açığa çıktı diken yaşadığımızla. Suçüstüydü […]
UZAK MAVİ -GÜL YILDIZ ERMİŞ
Kederli bir su birikintisi hayat Sessiz dil içimde avunur kör kandil Sen uçurtma şenliklerinin gökyüzü Kalbimde uzak mavi gözlerin Hokkanın ucunda yalnızlığım durur Sırlanarak çoğalır dudaklarda şiir Dalgalar rüzgârın ardında salıncak Kuşlar göçebe düşüncemde define Adına yağmuru adadığım gece Ayrılığın ardındayım yüzün sırılsıklam Sahilde deniz kabukları sağanak kalbime GÜL YILDIZ ERMİŞ Trabzon-2016
KADIN DEDİĞİN ÖZGÜRDÜR – SAFA BERBER
Birkaç kadının yaşadıklarını gördüm de Dedim ki bir şeyler yazmalıyım Bir adam var karısına ne derse Onu yaptırıyor Her şey sınırlı, her şey kısıtlı Ağaya bak be! İyi kafes yapmış çelikten Kuş da serçe değil saksağanmış Beş kilit vurmuş çelik kafese İkisi kalbe, üçü beyine Kuş bu, açabilir mi kiliti İstese açar ama istemez Saksağan […]
HAZEL – Emrah ATİŞ
/sen çok şeydin, ben bir hiç…/ yarım bir dünyaydı kırlangıç gagasından toprağa yuvarlanan. sahipsiz bir şehrin mevlevî sûkutuydu Hazel’den arta kalan. lal gecelerin dönülmez saatlerinde huzursuz Hazelüstleri yaşardı bir kaptan. dolu dizgin denizleri düşlerdi hep aklına düştükçe dalgakıranların taştan gövdesi Hazelimsi bir deniz kızı çıkagelirdi Hazel diyarlarından… gökyüzü en mutsuz demlerini yaşardı… tanrı dünyaya Hazel’in […]
GERÇEK SEVGİ – semih bilgiç
panzehiri yoktu bazı ısırıkların incelen gölgeler kadardı yansıyan an odur neyse yaşadığın ortada ne kar kalır ne ziyan boşluktur ardından baktığın gerçi alır epey zaman sanmam ki olur anladığın acısı dağlar derin yaraların kalıcı olmaz inan çok öylesi dem gelir geçer tutamazsın kimin ne kadarsa işkencesi yıkar kirleri su kalmaz izi unutursun en önemli gizi […]
Son Yorumlar