ŞİİR 1894
HOKKA – bahtiyar ermiş
Ben; o hangi köşede Oturduğunu bilmeyen, bilemeyen Numarası kırk, çipil gözlü hoppayım. Adımı kırklara dahil, kırklardan hariç Sen yaz öğretmenim… “…” olsun adım mesela Her kağıt gibi ben de mürekkep isterim… Ihlamurun lifini Duglasın portakalımsı yaprak kokusunu Çam reçinesini Kurt bağrının tomurcuklarını Sedirlerin en yeşilini… İşte, gönlümü daha bir alçaltan Hikayeleri yazdır öğretmenim… […]
kışa doğru- yok düşleri
sahi neydi bizi iteleyen çocukluktan gençliğe ve oradan yaşlılığa doğru bize sunulanın çoğunu görmeden geçtik sevdamızı yarım bıraktık daha iyileri için ama daha iyi olmadı hayatımızda bir sürü insan biriktirdik eşya niyetine kompozisyona sığmadı resim çirkinleşti bir kent kirliliğiyle ayı görmeden yılları sildik takvimden sevmeyi denemedik mesela işimize yarayanlar durdu bir süre yanımızda bir […]
SIRTIMDAKİ SAHTİYAN – gül yıldız ermiş
Kağıttan yapılmış harflerim vardı benim. Bir araya getiremediğim hecelerim. Sesini duyamazdım kelimelerin. Bana konuşmayı sen öğrettin öğretmenim… Usul usul ağlardım, hıçkırığımı duyardın. Korkuyu gözlerimden salan sırtımdaki sahtiyandın. Mavi dehlizlerden ummana seninle akardım. Bana çoğalmayı sen öğrettin öğretmenim… Yitik zamanlarda sakladım sevgini ömrüme. Okuduğum, yazdığım her satırda seni mırıldandım ben. Artık insanları […]
odaya giren biri -mehmet alptosun
dost gözükmek ister gibi kuşkuyla girdi içeri duvarlar kadar soğuktu herşey yabancıydı belki nereliydi, onlar nereli yıldızlar uzaktır, nerelisin dedi dost gözükmek ister gibi iyi insanlardır, kendisi iyi miydi, kendi kendine söylendi, neden adını soramadım önce kuşlar aylaktır, aylak kuşlar, tennezül eder miydi böyle şeylere
Bir karmaşık hikayenin sonu -buket çetintaş
Gün batımında olması gereken herşey vardı gökyüzünde Ben yine büyük zamanları dağıtıp Küçük zamanlarla dünyayı kurtarma peşinde Aynı çocukluğumdaki gibi umursamaz Annemin dediği kadar dağınıktım Aramaktan vazgeçtiğim ne varsa çıktı çantamdan Sorular çıktı cevapsız ve kapı çaldı birden Gelen bendim , senden kaldığı kadarı ile Uzun zamandır hoşgeldin dememiştim kimseye Beraberinde başka kelimeler de geldi […]
HİÇ AŞKTAN ÖLÜNÜR MÜ – SAFA BERBER
Hiç olmadık de mi biz Hiç birbirimizi sevmedik Hiçbir şey yaşamadan Unuttuk birbirimizi Ne ben seni sevdim ne de… Sen zaten sevmemiştin Ama unuttum saçının rengini Ellerindeki çizgileri, hatta gözlerini Hayat oyundur derler, bu oyun Ebelemece olsun o zaman Ben seni ebeleyeyim, sen de beni Hiçbir şey olmamış gibi Kim demiş aşk iyidir, hoştur Bana […]
ONDANDI -semih bilgiç
hafif bir dokunuş beyaz ötesi ışık göz kamaştırıcı büyülendim ondandı bir koku yayıldı belli belirsiz siz nereden bilirsiniz sızdı burun deliklerimden dokundu ondandı […]
EFTELYA – İbrahim Şen
Deniz kızı, denizin kızı Kanar deryaya nazır içimde bir sızı Bipayan yol izler baran-ı belam Mehtaba visal düşler su perisi Eftelyam Yıldızlardı mehtaba vasl eden Seher yeliyle acıyı kor ateşe süren Bir yanıp bir soğur tomurcuk bedenim Uslanmaz Eftalyama devasa meşkim
Gelinciğin Rüyası- Murat Halıcı
Raksediyorlar gönüllerince Emeksiz edindiğim düşler Dolunayın teri yakamozlar Aslında onlarda benim gibi Kalabalıkta bile yalnızlar Dağlar bırakmıyorlar güneşi İstemiyorlar sabahı Ayıpları görünmesin diye Ayıp bu yaptıkları Rüzgâr koşuşturuyor nefes nefese Çok önemsiyor yaptığı işi Oysa biliyorum ki tek yaptığı Mahrem fısıltıların hamallığı Bir yıldız boğuluyor kendi sessizliğinde O kadar çoklar ki Öldüğünü farketmeyecekler […]
İşittiniz mi -Kenan ŞAHBAZ
bir sabah bomba düştü kapımıza saat onu dört geçiyordu zembereği kırıldı zamanın ta burnumdan çıktı dumanı duydunuz mu öfkenin kokusunu ispinozun dal burkan sancılarını ben duydum karanfil bırakılan sokaklardan birine döndü yüzüm burnundan soludu kırlangıçlar siyah parlak kanatları sevdi yaralarımı cebimde öğle yemeğim kanadı ayağımda ayakkabılarım bir sabahtı düştüğünde gökyüzü […]
Sattık Sattık – Muhammed Murat
Domuzlar girmiş bizim mısır tarlasına vaktinde. Babamlar koşmuş dağıtmış hepsini. Harap olmuş tarlanın mısırları. Tekrar başlamış maaile çalışmaya. Tekrar olmuş mısırlar. Tekrar yeşermiş tarla. Öldü babamla karısı bir gece yarısı. Bizim vaktimiz geldi artık. Zor geldi tarlada çalışmak. Sattık bizde mısır tarlasını, şehirden gelen fabrikatör Necip Bey’e. İlk başlarda işlemedi fabrika köy yerinde. Sonrasında […]
“BACAKLARINDAN DÜNYA’YA ASILAN GÜZELLER” – Ali İhsan TARMAN
Bu kaynayan yalnızlık bizim mi? Celladına gülümseyen toprak Bu bacaklarından dünya’ya asılan güzeller Benim fukaralaşan kimliğimi aydınlatıyor Açılan okulların telaşıyla hayata tutunmakta cici İçimizi zehirleyen sessizlik her an şüpheci Bir de Eylül’ün son sahneleri gözlerimde Ağlamam ibadet olarak rabbime ulaşıyor Ezberimde bu tembel sancı Çocuklar son oyunlarını yaşıyorlar Bu burukluk her an taptaze gözlerimde […]
BİLİYORDUM -Makbule Özkan
Biliyordum, her şeyin koskoca bir yalan olduğunu Şaka süsü verip gerçeklerin bir bir kaybolduğunu Biliyordum, çocukluğumun çıkmaz sokaklarında Arayıp bulamadığım tek suçlunun ben olduğumu Dört yapraklı yonca hikayesine benzerdi düşlerim Bulsam ödüllendirilirdim belki, ben hep vazgeçtim… Biliyordum, hatırlamak daha zordu unutmaktan Özür diliyorum, ezdiğim tüm çiçeklerden ve karıncalardan…
Son Yorumlar