Mehmet Özgür Ersan: Kendinizi Nasıl İfade Edersiniz?
Simla Uğur : Kendimi ifade ettiğim alan öğrenimimden daha farklı. Düşünce ve duygularımı görsel ve dokusal yansımalarını çalışmakla kendimi özgür ve devingen hissediyorum. Dünyaya bakış açım sürekli değişim ve gelişim olduğu için çalışmalarımda bu düşünce ve duyguyu salt renk ve biçim olarak değil dokusal olarakta ifade etmek beni dokuma sanatına yönlendiren en önemli etkendir.
Mehmet Özgür Ersan: Çalışmalarınızın Beslenme Noktaları Nelerdir?
Simla Uğur :Çalışmalarımın ilk beslenme noktası tabiki dünyaya bakış açımdır. Diyalektik düşünceye sahip birisi olarak, doğduğum topraklardaki değişim, gelişim yada etkileşimden bağımsız olmak mümkün olmuyor. Bu anlamda yaşadığımız toplumdaki haraketler, efsaneler ve inanç sistemleri beslenme noktalarını oluşturuyor.
Mehmet Özgür Ersan: Dokumalarınızda İşlediğiniz Konular Anadoludan Esintilerle Dolu. Neden Anadolu?
Simla Uğur :Anadoluyu en iyi ifade eden yapılardan biri de kilimdir aslında, kilim dokuyan bir anadolu kadınının ne düşündüğünü ve ne hissettiğini o kilimde görürsünüz.hemde en saf haliyle. işte ben bu saflıkla evsensele gidiş yolunda bir arayıştayım. bir başka deyişle yerel olmadan evrensel olunmaz.
Mehmet Özgür Ersan: Dokumalarınızda Ne Gibi Malzemeler ve Teknikler Kullanıyorsunuz?
Simla Uğur :Dokuma çalışmalarımda en çok kullandığım teknik kilimdir. Bunun yanı sıra yer yer sumak ve cicim az da olsa halı düğümü kullanıyorum. Malzeme kullanımında sınır yok diyebilirim. Çalışmayı en iyi hangi renk, hangi doku ifade edecekse o malzemeleri ağırlıklı olarak kullanıyorum. Doğal bitki kökleri, ağaç parçaları, jüt, keçe, kumaş kırpıkları,bitki tohumları,gazete parçaları, metaller( çivi menteşe zincir vb.) tabiki bir de geleneksel kullanılar olmazsa olmaz yünler, pamuklar, iplikler vb.
Mehmet Özgür Ersan: Çalışmalarınızın Estetik Kaygı İle mi Şekillenmesinden Yanasınız?
Simla Uğur :Tabiki estetik bir yaklaşım şart ama salt bu yeterli değil. Benim için her çalışma bir sorgulama gibi kendi içinde bir duruş ve yaklaşımı olmalıdır. Başka bir ifadeyle manifestosu olmalıdır.
Mehmet Özgür Ersan: Çalışmalarınızda Emek Yoğunluğu Hissetmek Mümkün Değil, Bu Yoğunluk Sizi Nasıl Etkiliyor?
Simla Uğur :Emek benim için en büyük değerlerden biri ve bu değeri üretmek hissetmek yorucu ama mutluluk verici. O yorgunlukta müthiş bir özgürlük söz konusu…
Mehmet Özgür Ersan:Dokuma Sanat Olabilirmi Yoksa Sadece Zanaatmıdır?
Simla Uğur :Sanat bir çok disiplinde var olabilir. Bir çok resim veya fotoğrafta zanaat olabilir. Buradaki ayraç uygulanan disiplin değil, çalışmanın yarattığı etkidir. ( özgürlük,evrensellik vb.)
Mehmet Özgür Ersan: Çalışmalarınızda Olmazsa Olmaz Araç ve Gereçleriniz Nelerdir.
Simla Uğur :Tuval yerine çözgüler, boya yerine iplikler, çeşitli materyaller, el tezgahı, çeşitli iğne ve makaslar…
Mehmet Özgür Ersan: Dokuma Çalışırken Neler Hissediyorsunuz?
Simla Uğur :Dokuma benim için çözgülerde yapılan örgüsel ve kurgusal bir yolculuk gibidir. Bu yolculukta kendimi süreli yenilenen ve özgürleşen bir durumda hissediyorum. Yaşadığımız sistemede, o sisteme karşı bir duruş sergileyerek ve üreterek var olmak, dokumaya dokunarak, düşünceye dokunarak, duyguya dokunarak, insana dokunarak, doğaya dokunarak bu yolculukta olmak tanımlanamaz bir duygudur.
Mehmet Özgür Ersan: Doğaçlama Gelişen Çalışmalarınız Varmı? Tamamen Kurgusal mı Çalışıyorsunuz?
Simla Uğur :Zaman zaman kurgusal çalışmanın içinde gelişen doğaçlama durumları oluyor. Genelde kurgusal çalışıyrum. Yalnız dokumada geleneksel yapıların dışında da arayışlarımın olması beni daha deneysel daha çözgüleri ve malzemeyi zorlayan devingen bir yapı içinde var ediyor.
Mehmet Özgür Ersan: Ortalama Bir Dokuma Çalışmasını Ne Kadar Sürede Bitiriyosunuz?
Simla Uğur :Taslak ve kurgu aşamas dışında tezgaha gerili bir çalışma günde 5 ile 8 saat arası çalışarak 2 veya 3 ay sürebiliyor.
Mehmet Özgür Ersan: Son Olarak Söylemek İstediğiniz Nedir?
Simla Uğur :Yaşama ve insana, duygu ve düşüncelere dokunmak, üretmek ve bu güzel yorgunluğu hissetmek büyük mutluluktur.
Bir cevap yazın