Bir sorgulama arifesindeyiz. Yanımızda sadece kanlılar, kanlar. Kanların aktığı yerden kesin boğazımızı. Kanlar kanlara eklensin. Eklendikçe kırmızı doğursun bebekler. Anneler kan kussun. Bir müzik çalınsın hiç dinlemediğim Mozart’tan. Ölüm marşı yeniden… Yeniden bestelensin. Her çocuk için yeni bir ölüm marşı. Her genç için yeni bir ölüm marşı daha. Bu yüzden yalnızca kanlar konuşsun. Bu sefer kanamasın yalnızca konuşsun. Bu mahkeme salonuna ölüleri çağırın onlarda gelsin. Katillerimizin suratına onlarda tükürsün. Sonra biriksin dokunamadıklarımız. Sloganımız yalnızca kırmızı olsun. Bu yüzden hep birlikte kırmızı ağlayalım. Bulutlar kırmızı konuşsun.
Herkes sussun. Kimse konuşmasın. Yalnızca iç sesler konuşsun, yalnızca vicdanlar.
“Şimdi ilk maktul gelsin bu kürsüye. O savunsun kendini. O versin cezalarını tüm katillerin. Çünkü bu bir iç mahkeme. Şimdi konuşma sırası sende senin kanında A rh +” der yargıç. Susar A rh +. İç sesi konuşur.
“Küçük bir kız çocuğuydum, böyle yanmadan önce. Kırmızı doğurmuyordum. Kırlarda koşuyor, yaşam için papatyalar satıyordum gökyüzüne. Gökyüzü henüz maviydi o zamanlar. Maviliğini ödünç alıyordum gözlerime. Çığlıklar atıyorduk güllerle. Ağabeyim dediğim bir adam yaklaştı tam bu sırada yanıma. Elimden tuttu. Pikniğe götüreceğini söyledi. Böylece piknikler birikti içimde. Çiçek dolu bir yere gitmeliydik oysa kendimi dağ başında buldum. (Dağ başlarını pek bilmem ama annem olsa böyle derdi.) Hemen papatyaları aramaya başladım. Bir yerlerde birkaç papatya olmalıydı. Ya da ben papatya olmalıydım. Hiç papatya bulamadım. Bana küstüler sandım yalnızca ağladım. Ağabeyimin ruhunun körleştiğini henüz göremiyordum. Ağabeyim dediğim adam yanıma yaklaştı ve bana hiç bilmediğim bir şey yaptı. Hiç bilmediğim bir şey… Yetti mi? Yetmedi. Birde bıçakladı küçücük bedenimi. Sonra kırmızı doğurdum birden. Ama henüz ölmemiştim. Ölüşümü çok net hatırlıyorum. Çığlıklar içinde, ağlamayı unutarak yandım. Bütün hücrelerimin yok oluşunu hissettim. Tanrıyı henüz bilmediğimden anne diye bağırdım. Annem gelmedi, ben öldüm. Henüz 6 yaşında bir çocuktum. Bu yüzdendir kirlenmemişliğim. Yine bu yüzden bütün ağabeyler ölsün istiyorum.”
Yargıç: Bütün ağabeyler öyle değildir esasen A rh +. Yalnızca ağabeyim dediğin … … ölse olmaz mı?
A rh +: Kırmızı doğurmayacaksam olur. Yalnızca karşılaşmayalım onunla hiçbir yerde. Hiç gelmesin ve hiç dokunmasın ruhuma. O benim gibi ölmesin. Siyah doğurarak ölsün.
Yargıç: Her şey A rh +’nın istediği gibi olsun. Bütün ölüler ve bütün ruhlar gereğini yapın. Siyah doğurarak ölsün… Şimdide B rh + gelsin, onu dinleyelim.
B rh + çıkar kürsüye. Bütün ölüler ve ruhlar dönüp bakarlar yüzüne. Bembeyaz güzel bir yüz görürler önce sonrasında kefenlenmemiş bedenini… Kaç kefen daha değiştirmesi gerektiğini düşünürler bu yanıkların kapanması için. Kaç kefen ve kaç kırmızı. Kaç taciz ve kac tecavüz sarar şimdi bu kızın kefenini.
Yargıç sorar B rh + ‘e. Cevabı aynıdır A rh + ile. O da katilinin siyah doğurmasını ister yalnızca ve karşılaşmamak sonsuzluk içinde. Çünkü hala tazedir ve kanar yaralar.
Yargıç bildiği halde tüm olanları titreyen ellerine sahip olamaz ve saklar arkasına tecavüz edilen erkek çocuklarını. Erkek çocuklarını çağırmaz kürsüye. Onların isteği de aynıdır çünkü diğerleriyle. Katilleri aynı şekilde ölsün ve katiller doğursun siyahları. Çocuklar sussun…
Birden 0 rh + kendini ifade etmek için atlar kürsüye. Kan dolu bir kovayı kafasından aşağı boşaltır. Çünkü henüz ölmemiştir ve doğurdu kırmızıları biriktirmiştir içinde. Anlatmak istiyorum der ve başıyla onaylar yargıç.
“O zamanlar kanım hücrelerimden çekilmemişti. On ikinci yaşımdı. Odada kardeşimle oynuyordum. Birden kapı açıldı. Babam dediğim adam girdi içeri. Babam dediğim adam diyorum çünkü annem biz babasız büyümeyelim diye getirmişti bu adamı yanımıza. Bense baba baba diye koşardım gökyüzünde. Hayallerim vardı… Hayallerim kefene sarıldı. Babam dediğim adam kapıdan girdiğinde işte. Beni yanına çağırdı. Gittim. Annem evde yoktu. Odaya girdim. Beni kucağına oturttu. Sonrası… İçimde biriken gözyaşları ve kefenlenmiş hayaller. Ben de kırmızı doğurdum. Ama babam dediğim adam bir türlü siyah doğurmadı. Bilmiyorlar çocuklar ama bütün katiller salındı çocuklar hala hapis. Bu yüzden demir leblebiler birikti boğazımda. Konuşmak ve konuşmamak arasında bocaladım bir süre. O adam bana değdiğinde bütün değerler yıkıldı. Çünkü değer bilmeyenler değer bilenlere değer falan vermezler. Değer bilmeyenler yani pek sevgili yaratıklar asla hak ettikleri acıyı yaşamazlar. Küstahlığımı affedin yargıç bey. Ama hiç birinin siyah doğuracağına inanmıyorum. Hiç biri siyah doğurmayacak. Biz çocuk yaştaki donan kanımızla kalacağız. Adalet asla yerini bulmayacak.”
Sustu 0 rh +. Ölüler döndüler mezarlarına. Yargıç yaptı mahkemesini ve kırdı kalemini. Bir kalem aldı ve yazdı. Adaletin olmadığını, özgürlüğün olmadığını, bizi bizden başka kimsenin koruyamayacağını yazdı. Çocukların eve giderken titrediklerini, tekinsiz bir adam gördüklerinde yüreklerinin ağızlarına geldiğini, katliamları yazdı. Altı yaşındaki çocuğun çığlıklarının kulağından gitmediğini, yirmi yaşındaki kızın güzel yüzünü göremediğini, erkek çocuklarının hallerini anlayamadığını yazdı. Bazı babaların aslında baba olmadığını, kimsesizliğini yazdı. Durdu. İç mahkemesini susturdu. Bir çığlık vurdu gökyüzüne bir kalem daha kırdı.
Haykırdı: Şimdi hürlüğümü kısıtlamayın. Siz bu zincirin en zayıf halkasısınız. Bant yapıştırılmış ağızlar topluluğu. Yalnızca ağzınız gevşetildiğinde konuşacaksınız.
Tık… Bir kalem daha kırdı.
SİYAH DOĞURUN- Nazlı ÖZLEMİŞ
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
En Çok Okunanlar
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
Bir cevap yazın