eski bir dilde söylenen
kadim bir dua gibi tekrarlar
bir kutsalı çağırırcasına
hecelerdik adını.
şahmaran derdik sana,
eti kanardı ademin.
sesini söze vururduk,
içinden ishâk kuşu geçerdi.
nesillerdir anlattığımız
bir söylenceydin aslında.
ne kaf dağı’nın ardında bir cennetin
ne de o cennetinin
elma ağaçları vardı fakat,
biz gene de düşürürdük
gökten o üç elmayı.
hızırın matarasında hem
âb-ı hayattın bize,
hem boynumuza inen sûr’uydun isrâfil’in.
babil bahçesiydin sanki
ama girmeye kapın yoktu.
büyüyüp küçülmekte
ve seninle yok olmaktayken her şey,
hiçbir şey geri gelmiyordu yine seninle.
ey anneleri ağlatan,
dünyayı dönderen zaman!
isyanına katılmak için
doğur bizi ki
bir yangının
ortasına sürelim ömrümüzü.
Resim: Simla Uğur
Bir cevap yazın