Şu nefessiz hayatın, sütunlarına değmeden kaçarken, yaşarken
biraz ip cambazı bazen dalgın çekiçle mi makasla mı
çekiçle mi makasla mı geziyorsun dünyayı?
ve bu memleketsizliğinden arak bir ben var elimde
kendine insan ismini vermiş de yazdırmamış nüfusa
al takke ver külah yaşamak yani tek alışverişimiz boşlukla
ve bu boşluğa inşa etmek ellerimizle, en kutsal seçenek
kutsalı bile; tüm yolların aynı yüründüğü bir akşamüstü:
sokakların kuruntusuzluğunda buldum beton gibi, toplumu
tarlaları su basmayacak artık barajlar var şnorkel,
ister göğe dikeriz tahılı ister tahıla yüzgeç, yani saatler ve takvim
artık, öyle gezegenle döngüyle değil değişimle, saydırılmalı
takım elbise sancılarıyla sen bir şiire uyanamazken
Bir cevap yazın