Şefika ayakkabılarını giyerken annesi içeriden seslendi “Sakın üzerini kirletme yoksa bayramda gündeliklerini giyersin.” Kız cılız bir sesle “tamam” dedi. Sonra kapılarının önündeki yarısı kırılmış eski aynada kendine baktı bembeyaz elbisesi ve sıkıca atkuyruğu yapılmış saçlarıyla harika görünüyordu. Tabi pazardan aldıkları pespembe ayakkabılarını da unutmamak gerek. Mutlaka bütün çocuklar ona imrenerek bakacaktı. Dışarı çıktı. Oynayan çocuklara baktı hiç oralı olmadı bile, bir prenses edasıyla taş duvarın üzerine oturdu. Bir süre çocukları izledi. Sıkıldı. Bir çırpıda duvardan atladı. İlerde çamurdan kap kacak yapan kızların yanına gitti.
Kızlardan biri “Gel sende oyna diyeceğim ama elbisen kirlenir sonra annen kızar” dedi. Çamurlu elleriyle yüzüne düşen saçını geriye atan diğer kız “Ne olacak görgüsüz işte iyi ki yeni bir elbisesi olmuş” dedi. Şefika sinirle “Ne alakası var ya! Ben hep böyle giyiniyorum da siz görmüyorsunuz. Ayrıca kirletsem de annem bana kızmaz” dedi.
Sonra kollarını sıvayıp kızlarla beraber çamur yapmaya başladı. Derken zaman geçti ve çocuklar bir bir evlerine gittiler. Şefika da eve gitti. İçeri girmeden aynada son kez kendisine bakmak istedi. Ama bakmaz olaydı! Bembeyaz elbisesi pis bir renge dönüşmüştü, güzelim saçları açılmış hep toz toprak olmuştu.
Az daha oturup ağlayacaktı ki annesinin sesi ile irkildi
“Şefika gel kızım bak dayınlar geldi.” Şefika kapıdan kafasını uzattı. Annesi yine “Gelsene kız!” dedi. Şefika bu sefer içeri girdi. Annesi de çığlığı bastı. “Kız bu ne hal!”. Misafirler olmasa kesin daha çok kızardı. Annesi kalktı kolundan çekiştirerek Şefikayı banyoya götürdü, üstünü çıkardı. Kovayı sıcak suyla doldurdu. Köyde sıcak su bulmak zordu bereket versin onlarda vardı sonra sıcak sudan kızın kafasına döktü. Şefika çok sıcak diye bağırdı kadın aldırmadı. Şefika tekrar cıyaklar gibi bağırınca soğuk suyu açtı sonra “Ben sana ne dedim, o üstünü kirletme demedim mi? Herkes bayramda yeni kıyafet giyerken sen eskilerini giyersin” Kız ses etmedi derken annesi saçlarını kurulayıp taradı. Şefika yatağa gitmeden misafirlere baktı. Babası, dayısı, yengesi konuşuyorlardı. Dayısının kızı ise uyumuştu. Şefika da sohbete katılmak için tam içeri girecekti ki annesi kolundan tuttu. “Sen doğru yatağa yarın şu kızı da al dışarı çıkar. Yazık apartmandan çıkmamış yavrucak”
Şefika isteksizce yatağa gitti. Ertesi sabah dayısının kızıyla dışarı çıktı. Şefika çıkar çıkmaz hızlıca koşmaya başladı ama dayısının kızı öylece duruyordu. Şefika arkasına bakarak “Hadisene” dedi.
Kız “Sen git ben yavaş yavaş geleceğim yoksa ayakkabılarım kirlenir” dedi. Şefika omuz silkip kızların yanına gitti. Az sonra dayısının kızı da gelmişti. Şefika kıza “Ne dikilip duruyorsun gelsene” deyince kız bu seferde “olmaz elbisem kirlenir” dedi. Şefika çamurla iyice oynadıktan sonra çamurlu elleriyle saçını düzeltip “Gel o zaman şunlarla maç yapalım” dedi. Dayısının kızı “Olmaz ayakkabılarım eskir” dedi. Şefika kızı dinlemeden top oynamaya başladı. Uzun bir süre top oynadılar. Maçtan yorulan Şefika, kızın yanına gitti. Kıza bu seferde çeşmede sulamaca oynamayı teklif etti ama kız su saçlarımı kabartır, bozar diye reddetti. Sonra Şefika sen bilirsin diyerek arkadaşlarının yanına gitti. Uzun bir süre oynadıktan sonra akşam ezanı da okunmaya başlamıştı. Anneler ve babalar çocuklarını içeri çağırmaya başladı. Şefika ile kız da eve gittiler. Şefika’nın annesi kapıda onları bekliyordu. Kadın, kızlara bakarak “ Ay maşallah sana! Hiç üzerini kirletmemiş. Bak bak da örnek al! Kız nasıl gittiyse öyle geldi” dedi. Daha sonra kadın yeğeniyle beraber içeri girdi. Şefika da kapının önündeki aynada kendine baktı yine her tarafı batmıştı. Aman varsın batsın sonunda oynamıştı ya. Hem koşup oynayamadıktan sonra yeni elbise ne işine yarardı.
Bir cevap yazın