Camlarımız buhar
Odamızda bir sobanın turuncu alevleri..
Kapkara yağmurlu bir akşam,
Kararan gün değil alnımız
Yağan yağmur değil
Gökler halimize ağlamış.
Gözlerin camlardan daha buğulu
Yüreğimiz alevlerden sıcak!
Cennet yandı bu ateşten,
Cehennem utandı da söndü.
Bırakıp elini gitmek istedim,
Bırakamadım
Yüzüm yine sana döndü.
Beni sevdiğin sanırım son gün;
O turuncu akşamdan bir kaç hafta sonra
“Neden” diye sormazdım Tanrı’ya
Canımı tam da o gün, orada alsa.
Ben küçük bir kız
Turuncu bir akşamda
Gebe kalan boyundan büyük bir acıya
Tekmelendikçe içerden
Büyüdü içimde senden ve benden bir parça.
Yalnızlığım büyüdü…
Sen durmadan çevirdin başını
Aramızdaki yol büyüdü.
Ve ilk karın yağdığı o kasım akşamı
Aktı kanlar yerlere,
Çığlıklarım topladı başıma insanları
Dişlerim bile oynadı yerinden
Kahır da olsa senden bi parçaydı doğan
Onu da söküp aldın elimden…
Bir cevap yazın